'Dost medya' böyle pişti oldu!
Ankara Adliyesi’nde dün yaşanan, saldırı bugünkü bazı gazetelere konu oldu. Yargıtay, Danıştay ve HSYK’nın, anayasa değişiklik paketi hakkında görüşlerini bildirmek için düzenlenen toplantı ,YARSAV’a destek mitingine dönüştü.
Ankara adliyesinde dün yaşanan olay neydi?
Yargıtay, Danıştay ve HSYK başkanlarının da katıldığı toplantı salonunda oturacak yer kalmaması sonucu, toplantıya katılan bir çok savcı ve hakim içeriye alınmamıştı.
Ankara Adliyesi’ndeki toplantıda Cumhuriyet Savısı Mustafa Şahin Tanrıöver, Yüksek Yargı Mensupları ve YARSAV’a tepki göstererek, “Toplantıda bizim sorunlarımız tartışılacak. Ankara Adliyesi hakimlei kapıda bekliyor. Burası YARSAV’a destek toplantısı yapılacak yer değil. Dışarıda hakim ve savcı arkadaşlarımız var. Onların içeri alınmasını istiyorum. Burada açık şeffaf bir şekilde Danıştay ve Yargıtay üyeleri seçiminin tartışılmasını istiyoruz. Yargıtay ve Danıştay’dan gelen bindirilmiş kıtalar istemiyoruz” dedi.
Bu sözler Savcı Tanrıöver’in ağzından çıkar çıkmaz, YARSAV üyesi ve Danıştay 4. Daire Başkanı Miyase Engin Kumrulu’nun koruması saldırıya geçti. Koruma kolluk amiri konumunda bulunan Savcıya önce bağırdı, ardından fiziki müdahalede bulundu. Salon bir anda karıştı.
Koruma olayı daha da ileri götürerek etraftaki resmi polislere talimatlar yağdırarak, “çıkartın bunu dışarı” dedi.
Bu olayı bugün sayfalarına taşıyan Milliyet ve Vatan gazetesi tam bir propaganda örneği göstererek, arbede sırasında yaşanan olaylardan sadece bir kare alarak savcı Mustafa Şahin Tanrıöver’i suçlu ilan etti ve günah keçisi olarak savcıyı gösterdi.
Oysa koruma yetkisi olmadığı halde, kolluk amiri konumundaki savcıyı salondan atmaya kalkışma, bağırma ve fiziki müdahaleyle çok ciddi suçlar işledi. Yüksek Yargı Mensubu'nun koruması olması nedeniyle kendisini savcının üstünde görüyor gibi davranan koruma, Tanrıöver'in "ben savcıyım" demesine rağmen sözlü ve fiziki müdahalelerini şiddetlendirdi.
İşte Birilerinin Kör Olduğu Gerçekler
1- Koruma, Danıştay 4. Daire Başkanı ve YARSAV üyesi Miyase Engin Kumrulu’nun koruması.
2- Korumaların sadece yargıç ve savcıların katıldığı böyle bir toplantıda salonda bulunmaları bile doğru değil, kimi kimden koruyacak.
3- Korumanın salon güvenliğini sağlama konusunda görevlendirilmesi mümkün değil ve yetkisi yok.
4- Bu olay YARSAV’cı Yüksek Yargı Mensubu Miyase Engin Kumrulu’nun meslektaşlarını hangi gözle gördüğü ve meslektaşlarına nasıl bir muameleyi layık gördüğünün ispatı.
5- Kadın korumayı kurtarmak için, "savcıyı gösterici zannetti" yalanını ortaya attılar. Oysa korumanın müdahalesinden önce Türkkan, Cumhuriyet Savcısı olduğunu hem topluluğa hem de korumaya ayrı ayrı söyledi. Müdahale buna rağmen geldi.
6- Ortada Savcıya fiziki müdahale şeklinde net bir suç var.
7- Çevredeki adli personelden, bayan polisin koruduğu Kumrulu tarafından yönlendirildiğine dair görgü tanıklarının olduğu söyleniyor.
8- Koruma görevi yapan polislere korunan kişi emir veremez. Görevi gereği polis sadece koruduğu kişinin güvenliğinden mesuldür..
9 - Ankara Emniyeti kolluk amiri olan savcıya fiziki müdahalede bulunan, görev yeri olmamasına rağmen görevini aşan bu koruma hakkında soruşturma açtı mı?
Kaynak: Aktifhaber
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.