Afet Abla Baykal'a kefil!

İŞTE AFET ILGAZ'IN YENİÇAĞ'DAKİ YAZISININ İLGİLİ BÖLÜMÜ:

Hiç anmamak lazım ama dayanamıyoruz, yazıyoruz işte. Deniz Baykal’ın “kendimi bunlara sorgulatmam” demesinin anlamı da bu idi. Bu hadisenin tümüyle kurgu olduğuna inanıyorum da hâlâ bir şeyler itiraf edilmiş gibi davrananları dinlemeye, görmeye dayanamıyorum. Kadınları (illa da aralarında bir baş örtülü olacak) bir araya getiriyorlar, aralarına da bir kaç erkek koyuyorlar ve bitmez tükenmez dedikodularına başlıyorlar. Başbakanın küçük 23 Nisan’cı kıza tavsiye ettiği gibi, asıp kesiyorlar.

Madem din iman, buna dayalı ahlak vs.. üzerinden gidiyorsunuz, size de birisinin “sorgu melekleri”ni hatırlatması lazım. Din iman ahlak üzerinden gidiyorsunuz dememin sebebi zinayı AB Uyum Yasalarında suç olmaktan çıkarmış olmalarıydı.

İşi bu raddeye başbakan getirdi, ben karışmam. İster istemez bu “kulvar” da yürüyeceğiz.

AKP’lilerin kadın durumları nedir
Hanidir bu konuda inanılmaz şeyler duyuyorum da ilgilenmiyorum, keşke can kulağıyla dinleseymişim. Mamafih bir tanesi aklımda; yarı yarıya aklımda. Aklımda olan yarısını size anlatayım.
AKP’li kurumlarda bu iş o kadar baştankara olmuş ki bir bey en sonunda hanım arkadaşını, bir karışıklık olmasın diye arkadaşlarına tanıtmış “Arkadaşlar bu yengenizdir” diye.

SİLİVRİ'DEKİ 'ZAT'LARI YAZDI

AKP’nin kul hakkı durumu nedir
Bir dizi var ki onu başından beri hiç seyretmiyorum. Oradaki tipleri Silivri’de yatan bazı zatların adlarına ve kendilerine benzeterek temsil etmeye çalışıyorlar. Kendilerini savunamayan insanların bu şekilde teşhirinin en büyük kul haklarından biri olduğunu, bu ağızlarından dini imanı düşürmeyen arkadaşlara hatırlatmıştım bir kere. Gene hatırlatıyorum. Kalpleri bu kadar kırmak, kırmanın ötesinde hançerlemek karşılıksız mı kalacak sanıyorsunuz? Bahsettiğim dizi Pusu’dur. İlk yazışlarımda kibarlık olsun diye isim vermemiştim.