'Türk gazetelerinin çoğunda mimari yok'

'Türk gazetelerinin çoğunda mimari yok'
Dünyaca ünlü tasarım danışmanı Mario Garcia, Türk gazetelerinin çoğunda bir mimarinin olmadığını, hepsinin aynı şekilde olduğunu söyledi. Garcia, "Bu hafta inceledim, her şey birbirine girmiş durumda. Grid Zaman'da var, diğerlerinde var mı bilmiyorum. &Ou

Zaman Gazetesi'nin düzenlediği '+1T Gazete Tasarım Günleri' gazetenin merkez binasında devam ediyor. Tasarım günleri toplantısına Zaman Gazetesi Genel Yayın Müdürü Ekrem Dumanlı, Hürriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Enis Berberoğlu, dünyanın en ünlü gazete tasarımcılarından Dr. Mario Garcia, çektiği "Afganlı Kız" fotoğrafıyla zihinlerde yer eden Magnum üyesi ünlü fotoğrafçı Steve McCurry, dünyaca ünlü tasarım yazılımları danışmanı Russell Viers, Medya Derneği Başkanı ve Sabah Gazetesi karikatüristi Salih Memecan, Mimar Sinan Üniversitesi öğretim üyesi ve ünlü tasarımcı Bülent Erkmen, ünlü reklamcı Serdar Erener, Milliyet Gazetesi görsel yönetmeni Ali Acar, Hürriyet Gazetesi görsel danışmanı Reha Erdoğan, Sabah Gazetesi görsel yönetmeni Ömer Bahar ve Zaman gazetesi haber ve tasarım kadrosu katıldı.

'+1T' konferansında konuşan Dünyaca ünlü tasarım danışmanı Mario Garcia, insanların gelecekte dijital olarak haberlere ulaşacağını belirtti. Sadece diğer platformlarda da var olmayı başaran gazetelerin hayatta kalacağını dile getiren Garcia, "63 yaşındayım, iş hayatımın 40. yılını yaşıyorum. 'Ah, eski zamanlar nerede kaldı?' diye ağlayan tanıdıklarıma, 'Hayır, ağlamayı bırak, şimdi kutlama zamanıdır' diyorum. Neyi kutlayacağız? 19 yaşında Miami Harrold'da çalışmaya başladım. Yapmak istediğim, hikâye anlatmaktı. Şu anda bir hikaye anlatmanın en iyi zamanıdır. O halde ağlamak, sızlanmak yok, kutlamak var. Keşke ben de sizin yaşınızda olabilseydim. Aslında önemli olan iyi bir hikayedir. Önce iyi hikaye gelişir, platform odsan sonra gelir. Ben sizin yaşınızda olsaydım, en iyi hikaye anlatıcı olmaya çalışırdım." diye konuştu.

Foto muhabirlerinin öneminin gelecekte artacağını aktaran Garcia, Türkiye'deki gazeteleri şöyle betimledi: "Türkiye'deki gazetelerin bir kısmını inceledim. Sabah Gazetesi bir meyve salatası. Bu fotoğraflara bakınca, hangi habere gideceğim? Allah bilir. Her bir resim birbiriyle mücadele ediyor. Biri 'tutkulu ol', diyor; diğeri de 'uyu'... Renkler birbirini çekiştiriyor. Ama işe yarıyor da, tasarım başarılı. Milliyet de ısı azalmış; ama ilginizi bekliyor. Ama çok daha iyi organize. Renkler daha iyi biçimde yedirilmiş. Zaman gazetesi ise ceketini giymiş, ayakkabıları cilalanmış bir gazete. İyi görünümlü bir çocuk. Ama bazen köyüler de kazanıyor. Böyle bir ortamda nasıl kazanacak? Türkiye'yle kıyaslarsak, Domingo ile Lady Gaga aynı odada şarkı söylüyor gibi. Zaman, diğer gazetelerin tasarımlarıyla kıyaslandığında Türkiye'ye ait bir gazete ruhu taşımıyor. Ülkenin diğerlerinin ruhuna uygun değil. Akvaryumdaki acayip balığı oynuyor. Kendi başına yüzen… Ama güzel; benim, hoşuma gidiyor."


'AFGAN KIZI' FOTOĞRAFÇISI STEVE MCCURREY DE +1T'NİN KONUĞUYDU

1984'te Afganistan'daki bir mülteci kampında çektiği ve National Geographic'e kapak olan 'Afgan Kızı' fotoğrafıyla ün yapan, dünyaca ünlü fotoğrafçı Steve McCurrey, +1T'nin ikinci konuğuydu. Currey fotoğrafçılığa başlama hikayesini şöyle anlattı: "İlk olarak spor, moda haberleriyle ilgili gazetecilik yaptım. Bunların fotoğraflarını çektim. Bir süre sonra yerinde duramaz oldum. Biraz monoton hale geldi. Hep aynı şeyleri çekiyordum. Gerçek tutkum seyahat etmekti. Para biriktirip Hindistan'a gittim, iki yılımı orada geçirdim. Daha sonra, rüzgar nereye sürüklerse oraya gittim. Kalbinizin sesini dinlemek ve tutkunuzun peşinden gitmek çok önemli."

Fotoğrafta birinci önceliğinin renklerden öte hikayenin kendisi olduğunu ifade eden Steve McCurrey, başta 4 ay boyunca fotoğraf çekmek için yaşadığı Hindistan olmak üzere, Tibet, ABD ve Afganistan gibi yerlerde çektiği fotoğrafları göstererek, hikayelerini anlattı. 1984 yılında Afganistan'daki bir mülteci kampında çektiği 'Afgan Kızı'na yardım etmek için binlerce insanın kendilerine ulaştığını hatta evlenmek isteyenler bile bulunduğunu aktardı. 2001 yılında o Afgan kızını, 2 haftalık yorucu araştırma sonucu yeniden bulduklarını kaydeden Mc Currey, "Evlenmişti, 3 çocuğu olmuştu. Öldüğüne dair birçok rapor almıştık, hayatta olduğunu görmek bizi çok rahatlattı. National Geographic onu Mekke'ye Hacca gönderdi ve finansal yardım bağladı. Kullandığımız resimle ilgili de ona borcumuzu ödedik. Kocası bir ekmek fırınında çalışıp günde sadece bir dolar kazanıyor. Bugün Afganistan sınırına yakın bir yerde yaşıyorlar." ifadelerini kullandı.

cihan

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.