Sanki Fenerbahçe teknit direktörü
Son maçta şampiyonluğu kaybedince gönderilen Christoph Daum, sanki hâlâ Fenerbahçe Teknik Direktörü’ymüş gibi davranıyor. İstanbul’dan ayrılmadan önce bir basın toplantısı düzenleyen Alman hoca, dün de Köln’de Fenerbahçe’yi takip eden gazetecilerin karşısına çıktı. Fenerbahçe’nin, dünyanın sayılı kulüplerinden biri olduğunu ifade eden Daum, bu nedenle bundan sonra lehine konuşacağını ifade etti.. Türkiye’de 8 yılının geçtiğini vurgulayan Alman hoca, şunları söyledi:
‘Başarılı olmama rağmen...’
“Güzel senelerim oldu. Türkiye’ye olan bağımlılığım, sevgiye dönüştü. Türkiye benim 2. vatanım olarak kalacak. Yaşadıklarım Türkiye’yi sevmeme engel değil. Başarılı olmama rağmen Fenerbahçe’den koparıldım. Pellegrini de Real Madrid 2. oldu diye gönderildi. Fenerbahçe’de büyük başarılar elde ettik, rekorlar kırdık. Ben geldiğimde transferler yapılmıştı. Gelecek sezonun hazırlığını yaptım ama yönetim bana bu konuda yardımcı olmadı. Raporlarımda, ihtiyacım olan mevkiler için isim isim oyuncular vardı. Bunları Aykut’a verdim. İnşallah bu oyuncuları alır ve başarılı olurlar. Kazım’ın dönmesine sevindim. Çok önemli bir futbolcuydu. Kiralanması da yönetimin kararıydı. Ona gereken desteği zamanında verdim. Yeni bir takım kuruluyor. Fenerbahçe iyi bir kadroya sahip. Eksik mevkilere transfer yapılırsa, kesinlikle Türkiye’de şampiyon olur.
‘Kanat oyuncum yoktu’
Sağaçık, solaçığa transfer gerekiyor. Bu eksiği devre arasında söyledim. Deivid, Semih ve Güiza ile santrfor sorununu çözerdim ama elimde kanat oyuncum kalmamıştı. Fenerbahçe’ye ilk geldiğimde başarıyı yakalamıştım. Ben buna güvenerek tekrardan geldim.
‘Araştırmayı siz yapın!’
Bağlar nasıl koptu anlamadım. Onu siz araştırın. Tek hedefim şampiyonluktu, olamayınca hayal kırıklığına uğradım. Antrenör, başarısızlıkta baş suçludur. Tüm futbolculara adil davranamazsınız. Mutlu olan olur olmayan olmaz. Bunu Kocaman da yaşayacak. Sezon başında futbolcular kadroya girmek için adaletten bahseder. Sonrasında kadroya giremeyince ‘adaletsizlik oluyor’ derler.
‘Aykut başarısız olamaz!’
Skandalların ardından futbolcularımın böyle olaylara karışacağına inanamadım. Gizli polis ve ajan tutamayız arkalarından. Özel yaşantılarına düzen vermeleri gerekirdi. Fenerbahçe 30 milyon taraftarı olan bir kulüp. Takımın başında kalsaydım şampiyon yapacağımı garanti etmiştim. Aykut’un da başarız olmama şansı yok.”
‘Yıldırım desteği 6 ay önce kesti’
“Aziz Yıldırım, Fenerbahçe için büyük işler yaptı. Kendisini takdir ediyorum ama Samandıra’da yapılması gerekenleri bana bırakması gerekiyordu. Beklediğim destek, son haftalarda değil, 6 ay öncesinden kesilmişti. Ben, Aziz Yıldırım’ı son 8 haftada Samandıra’ya çağırmadım, kendisi geldi. Niye geldiğini de kendisine sorun. Dilerim yaşananlar ders olur da, Aykut ile Başkan uyumlu çalışır. İlk geldiğimde takımdaki bütün sorunları Murat Kuş hallediyordu. Takım dışındakileri de Volkan Ballı. Böyle bir desteğe ihtiyacım var. Onlarla çalışmak isterdim. Bu olsa, başarıyı yakalayabilirdim. Ne yazık ki, Aykut’la bu ilişkiyi yakalayamadık. Aziz Yıldırım, Aykut’la direkt anlaşıyor. Bu bir avantaj. Benimle tercüman vasıtasıyla konuşuyordu. Bir dönem Ayhan Tümani’yi bile kabul etmediler. Türkiye’ye uzun dönem çalışmak için gelmiştim. Şimdi tüm eşyalarımı ülkeme getirdim. Ailem bu durumdan etkilendi. Şimdi teklif gelse, çalışmayı düşünmüyorum. Bu soruyu 3 ay sonra sorarsınız belki fikrim değişir.”
Güiza, Yıldırım’ın getirdiği biriydi
“Semih’in oynatılmamasıyla ilgili bana söylenen bir şey yok. Ona da çok forma şansı verdim. Sonradan da oyuna aldım. Ama Güiza’dan çok da iyi değildi. Onunla problemim olmadı. Benim gitmemle oynayacaksa, artık ben yokum, Aykut’la çalışıp, as takıma girer. Semih ile Güiza birbirlerinden çok iyi değildi. Güiza’nın benim dönemimde topuğunda sakatlığı vardı ve acı çekiyordu. Güiza, Aziz Yıldırım’ın getirdiği bir futbolcuydu. İspanya’da başarıyı yakaladı ama Türkiye’de!.. Kafası rahat, kondisyon açısından iyi bir Güiza, başarıyı yakalayabilir. Sakatlığı dışında özel hayatında sorunlar vardı. Onu motive etmek gerekiyordu. Kendisiyle çok konuştum. Şu anda idmanlara çıkmıyormuş. Bu sorunu Aykut veya Başkan’la halletmesi gerekiyor.”
Meğer Brezilyalılar birlik değilmiş!
“Bir takımda değişik ülkelerden oyuncu olması benim tercihim olur. Benim takımımda hiç 8 Brezilyalı olmadı. 7 tane vardı. Geldiğimde bir tek Alex’i tanıyordum. Ben, birlikler sanıyordum ama Brezilyalılar kendi aralarında birlik değilmiş. Onları bir araya getirmek için
çok uğraştım. Hepsiyle tek tek görüştüm. Ama onlar kendi bildiklerini yapmakta özgür davrandı. İlk geldiğimde Brezilyalılar aile gibiydi.
Şimdi böyle bir ortam yok.”
Paul bile ‘Trabzon’ derdi
“Ahtapot Paul, hep 2. takımları seçmiş. Son maçı sorsalar, yine ‘Trabzon’ derdi. Normal şartlarda Galatasaray ve Beşiktaş’a 10 puan fark atamazsınız. Şampiyonluk haricinde her alanda istatistiklerde liderdik. Fenerbahçe, Köln değil, başka bir takımla oynasa izlerdim. Çünkü gazeteler, Köln’ün hocasının gideceğini ve benim geleceğimi yazıyor. Ümit Özat’ı Fenerbahçe’de istemeyen ben değildim, yönetimdi.” Fanatik
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.