İfadesini almadan mahkum ettiler
312 General davasında faizleriyle birlikte 1.8 milyon liralık tazminat kararının ardından, Vakit’i susturma yolunda bir adım da Ankara 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nden geldi.
Ankara 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülmekte olan 3 davada yargılanan Yazı İşleri Müdürümüz Ahmet Karahasanoğlu, ifadesi bile alınmadan mahkûmiyete çarptırıldı.
Vakit’in Ergenekon davası sanığı Mehmet Haberal ile CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu hakkındaki haberleri sebebi ile açılan hakaret davalarından üçünü karara bağlayan Hakim Kürşat Hamurcu, ifadesi dahi alınmayan sanığın ifadesi alınmış kabul edip, Yazı İşleri Müdürümüz Ahmet Karahasanoğlu’nu bir davadan 1 yıl 2 ay 17 gün hapis ve diğer iki davadan da 6 bin 500 lira para cezasına mahkûm etti.
SORGUSUZ SUALSİZ MAHKÛMİYET
Tümüyle gerçek haberlere ceza verilmesi bir yana, hukukçular kararların alınış biçiminin de çok ciddi hukuk ihlâlleri ile dolu olduğunu bildirdiler. Gazetemizin avukatı Ali Paccı, yaptığı açıklamada “ceza usûlünde sanığın sorgu ve savunmasının alınmasının temel bir ilke olduğunu, davalara konu hakaret suçları bakımından bu ilkenin istisnasının bulunmadığını” belirterek, bu tür davalarda sanık savunması alınmadan davanın karara bağlanamayacağını, özellikle de mahkûmiyet hükmü verilemeyeceğinin altını çizdi.
Avukat Ali Paccı, davaların seyri ile ilgili olarak her üç davada da müvekkiline savunma yapma imkânı tanınmayarak, savunma hakkının ihlâl edildiğini söyledi. Müvekkilinin ifadesinin alınması için talimat yazılan İstanbul’daki mahkemelerdeki duruşmalara avukat olarak sadece kendisinin katıldığını, müvekkilinin duruşmalarda ifadesinin de alınmadığını, mağdurların kamu görevlisi ve birinin de İstanbul’da bir hastanede tutuklu bulunması sebebi ile Bakırköy Mahkemelerinin yetkili olduğunu bildirerek, Ankara 2. Asliye Ceza Mahkemesi’ne yetki itirazında bulunduklarını, yetkisizlik kararı beklerken mahkûmiyet kararı ile karşı karşıya kaldıklarını açıkladı.
Gerekçeli kararlarda ise gerçeğin aksine “Sanığın, vekili eşliğinde savunma yapmış, yetkisizlik itirazında bulunmuş, esasa ilişkin beyanda bulunmamıştır” tespitinin yapıldığı görülmüştür. Kararlar bu hali ile “sanığın idamına, ifadesinin bilahare alınmasına” usûlü ile bilinen İstiklal Mahkemelerindeki yargılamaları hatırlattı.
“PRİM BORÇLUSUNA YÜZSÜZ DEMEYİN”
23 Haziran tarihli kararda, 02.01.2009 tarihli “Ergenekoncuları savunan Haberal, prim yüzüsüzü çıktı” başlıklı haberimizle ilgili, haberde Haberal’ın sosyal güvenlik primi borçlusu olduğunun konu yapıldığı belirtilerek, haber yalanlanmazken yazım üslubunun beğenilmediği ifade edildi. Kararda, “Ancak bu haber verilirken yazının bütününde haber vermenin dışına çıkılarak, mağdurun kişiliğinin hedef alındığı ve hakaret edildiği, eylem nedeniyle mağdurun vekili aracılığı ile süresinde yakınıcı olduğu” iddiasına yer verildi.
CEVAP VEREMEDİ, DAVA AÇTI
Yine gazetemizin 12 Kasım 2008 tarihli sayısında, “Kılıçdaroğlu’na şok suçlama” ve 24 Nisan 2009 tarihli sayısında, “N’aber Kemal Abi” başlıklı haberlerde iddia sahibinin ifadelerine ve Alman polisinin kayıtlarına dayanılarak Kemal Kılıçdaroğlu’nun Almanya’da PKK’lı bazı üyelerle görüştüğü bilgisine yer verilmişti. Haberin yayınlandığı günlerde, konu bir TV kanalında da tartışılmış, Kılıçdaroğlu tüm ısrarlara rağmen hakkındaki iddialara canlı yayında cevap vermekten kaçınmıştı. Açılan dava ile ilgili 7 Temmuz 2010’da Vakit aleyhine hükmeden Hakim Hamurcu, kararında yine haberin doğruluğuna bakmaksızın, “hakaret olduğu” sonucuna vardı.
VAKİT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.