Yazar yapılan Prof. yanıltmadı!

Yazar yapılan Prof. yanıltmadı!
Askerci medyaya ve Kemalistlere yaranmak için görüşlerinden ve bilim insanı kimliğinden taviz veren Binnaz Toprak, Radikal'e neden yazar yapıldığı konusunda yanıltmadı.

'Hizmetlerinin' devamı için Radikal'de kendisine köşe verilen Prof. Toprak, kendi yaşantısından örnek vererek sözü HSYK seçimlerine getirdi ve binlerce hakim ve savcıya hakaret etti.

Yaptığı operasyonel araştırmalarla statükocuların gözüne giren Prof. Toprak, hakim ve savcıların Adalet Bakanlığı'ndan korktuğu için YARSAV adaylarına oy vermediğini iddia etti.

İşte Doğan'ı utandırmayan Binnaz Toprak'ın Radikal'deki o yazısı:

HSYK seçimi: Babam neden iş gezisinde?


Babam yargıçtı. Adalet Bakanlığı'nın sadece adalet değil, aileleri de dağıttığını 1950'de öğrendim.

1950’lerde, o zamanki adıyla Üsküdar Amerikan Kız Lisesi’nde yatılı öğrenciyim. Hem annem hem babam Erzincan’da hâkimler. O dönemde telefonla konuşmak ya da ailenizi özlediğinizde uçağa atlayıp da tatillerde eve gitmek yok. Yollar çoğunlukla karla kaplı, trenler çalışmıyor. Evdekilerle mektupla haberleşiyorum.
Annemden mektup geldi, babam Adıyaman’a tayin olmuş. Annem, Erzincan Adliyesi’nde kalacak. Anneannem ve iki kardeşim onunla birlikte. Babamla mektuplaşıyoruz. Adıyaman’daki hayatını anlatıyor. Neden oraya gönderildi ki? Yalnızlık çektiği belli. Bana, penceresindeki kuşlarla konuştuğunu yazıyor. Kuşları çocuklarına benzetiyor diye düşünüyorum. Adıyaman’da, ilk kalp krizini geçiriyor.

1950’den bir talimat
Sonraları, neden ‘Babam İş Gezisinde’ öğreniyorum. Kusturica’nın o ünlü filminde olduğu gibi, nedeni siyasi. O dönemde hâkimler seçimlerde sandık kurulu başkanı. Babama Adalet Bakanlığı’ndan talimat gelmiş, seçim sonuçlarını Demokrat Parti lehine göstermesi için. Ne tür bir talimat olduğunu unuttum. Herhalde yazılı değildir.
Dört gün boyunca hiç uyumadan sandık başında nöbet tutmuşlar. Babam dik kafalıydı, “Bu ne cüret” diye söylenerek olayı anlatmadığı kalmamış. Sen misin kafa tutan, seçimlerden sonra soluğu Adıyaman’da aldı. Bense çocuk yaşımda, Adalet Bakanlığı denen mekanizmanın sadece adalet dağıtmadığını, aileleri de dağıttığını öğrenmiş oldum. Tabii o zamanlar, ‘vesayetçi sistem’ analizleri yoktu. Babamın başına gelenler DP’nin vesayetçi sisteminden kaynaklanıyor olamaz, değil mi?

2008’de Anadolu kentlerindeyim. Farklı kimliktekilere karşı baskı uygulanıp uygulanmadığını araştırıyoruz. Konuştuğumuz Alevi ya da laik kimlikli öğretmenler kentten sürülüp kasaba ya da köy okullarına tayin edildiklerinden, kimi zaman öğretmen karı-kocaların tayinlerinin ayrı ayrı yerlere yapıldığından şikâyetçiler. Derslerine sık sık müfettiş gönderildiğinden, o güne kadarki uygulamanın aksine derslerinin haftanın beş gününe yayıldığından yakınıyorlar. Benzer şikâyetler devlet hastanelerinde çalışan laik kimlikli doktor ve hemşirelerle devlet dairelerindeki memurlarca da dile getiriliyor.

2008’den bir korku
Bu kentlerdeki bir öğretmen, okul komisyonunca onaylanan 23 Nisan konuşması nedeniyle maaş kesme cezası almış. Bir diğeri, devlet lisesinin ana giriş kapısının önüne tabure koyup, paçalarını sıvayıp, lise öğrencilerinden birinin ibrikle döktüğü suyla abdest alan din dersi öğretmenini uyardığı için başka yere sürülmüş. İlçeden merkeze gelmek ya da kariyerinde yükselip okul müdürü olmak isteyen öğretmenlere Eğitim-Sen’den istifa edip AKP yanlısı Eğitim Bir-Sen’e üye olmalarının teklif edildiği anlatılıyor. Nitekim, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın Resmi Gazete’de yayımlanan rakamlarına göre, 2002-2008 arasında sol eğilimli KESK’in ve milliyetçi çizgideki Türk Kamu-Sen’in üye sayısı neredeyse aynı kalmışken, AKP yanlısı Memur-Sen’in üye sayısı 42 binden 315 bine yükselmiş.

Memurların çoğu babamdan bu yana akıllanmışlar. İlgili bakanlıklardan ödleri kopuyor. Tıpkı annem gibi... Babam 1965’te İşçi Partisi’ne oy verince, emekli maaşları kesilecek diye günlerce sızlanmıştı. Tıpkı 2008’de bana yazıp, “Lütfen anlattıklarımı kayıtlarınızdan silin, üç gündür uyuyamıyorum, başıma bir iş gelmesinden korkuyorum” diyen kadın memur gibi.

Tüm bunların HSYK ile ne ilgisi mi var? Bilmem, bu bağlantıyı da siz kurun.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.