Pako’nun babası yine ağzını bozdu

Pako’nun babası yine ağzını bozdu
Daha önce yazılarında sık sık köpeği Pako’ya olan sevgisini yazan ve Pako öldükten sonra bunalıma girdiği söylenen Hürriyet’in Fransız eşli yazarı Bekir Coşkun başörtülü kadınlara ağır hakaret etti.

Başörtülü kadınlara ‘çirkin’ diyen Coşkun, tüm kadınların da solcu olduğunu öne sürdü.

AK Parti ve dindarlara hakaret etmesiyle bilinen Coşkun, bir ara ‘göbeğini kaşıyan adam’ hakaretiyle gündeme gelmişti.

Verimsiz olduğu gerekçesiyle Hürriyet’ten kovulmak üzereyken, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’e yönelik ‘Benim Cumhurbaşkanım değil’ sözüyle tartışılan Coşkun, kovulmasını önlemek için bazı basın organlarına ‘Hükümet beni istemiyor’ diye veryansın edince, Aydın Doğan’ın dedikoduları önlemek için Coşkun’u şimdilik kovmaktan vazgeçtiği de iddia edilmişti.

Coşkun için, Hürriyet Genel Yayın Yönetmeni Ertuğrul özkök, ‘Kimsenin iplediği yok’ şeklinde ifadeler kullanmıştı.

İşte Coşkun’un hakaret dolu yazısı:

Bütün kadınlar solcudur ve güzeldir...

SORDUKLARI şu:

"Sağcı kadınlar mı güzel, solcu kadınlar mı?"

Oysa bütün kadınlar güzeldir.

çirkin kadınları, ben sadece kimi zaman gazetelerde, televizyonlarda hemcinslerine kazık atarken görürüm.

"Akademisyen" ya da "aydın" unvanları vardır. Kuaförden çıkmış saçları eskimo çadırını andırır.

Başları açıktır ama türbanı-tesettürü savunurlar. Dincilerin kadın hakkı diye bir şey tanımadıklarını bile bile.

Belli ki amaçları; iktidarın vitrine koyduğu kadınlardan birisi olmak, bir makam, bir koltuk, bir avanta, bir çıkar...

Kendi hemcinslerine vefasızlık da vardır yüzlerinde, anaçlığın hiçbir zerresinde olmayan çocuklara ihanet de...

O kadınlardır çirkin olan.

*

öbür kadınların tümü güzeldir.

Ve bence bütün kadınlar solcudur.

Eğer solculuk; insan egosunu aşıp, her şartta çıkar ve kazanç duygusunu bir kenara atıp eşit paylaşımsa, bu kadının da tarifidir.

Kendisini çocukları arasında paramparça edip yüreğini onlara dağıtma güdüsünde olan kadın, tanımadığı uzaktaki çocuklar için de ağlamaya başladığında...

Hangi evrensel sermaye onun susturabilir?..

Yüreğinde şefkat, merhamet, anaçlık ve güçsüzlere kanat germe duygusu varken...

Hangi kadın yoksulları sömürmeye "evet" diyebilir.

O "sağcı" ya da "solcu" olduğuna dahi karar vermez, yormaz bile kafasını.

Sadece sömürgeciliğin, petrol kuyularının, silah fabrikalarının, para savaşlarının, kazanç hırsının, çıkarın insanlığa acı verdiğini bilir.

Ve tüm bu acımasızlıklara razı olmaz kadın.

*

"Sağcı" ya da "solcu" deseniz de ben o kadınları tanıdım. Yaşları, kimlikleri, unvanları, milliyetleri, konumları ne olursa olsun, tümünün bir tek ideolojisi vardı:

Anaçlık...

Aslında tümü "solcudur" kadınların.

Hepsini sevdim ben.

Ve hepsi güzeldi.



HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.