Ahlaksız kafa!
Adalet Bakanı Sadullah Ergin, katıldığı bir televizyon programında, Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (CMK) tutukluluk sürelerini yeniden düzenleyen 102. maddesinin yürürlüğe girmesiyle başlayan tahliyeleri değerlendirdi. Ergin, Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (CMK) tutukluluk sürelerini yeniden düzenleyen 102. maddesinin yürürlüğe girmesiyle tahliye olabilecek tutuklu sayılarının tarihe göre değişebileceğini belirterek, “Bugün itibariyle tutuklu toplam 953 kişi civarında bu düzenlemeden istifade edebilecek gibi, ilk derece mahkemelerinden bu düzenlemeden yararlanan kişi sayısı 280 civarındadır” dedi.
“TIKANIKLIK YÜKSEK YARGIDA”
Bakan Ergin, bir davanın ağır ceza mahkemesinde ortalama bin 622 günde bitirildiğini, bu davanın ilk derece mahkemesindeki yargılama ve savcılık soruşturmasının 580 günde bitirildiğini, aynı dosyanın da bin 42 gün yüksek yargıda beklediğini kaydetti. Bir dava dosyasının ortalama 473 gün Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nda beklediğini vurgulayan Ergin, dosyanın ilgili ceza dairesinde de 399 gün kaldığının altını çizdi. Bakan Ergin, bu sürenin azaltılması için çalıştıklarını, Adalet Bakanlığı’nın projelerinin ve planlarının bu yönde olduğunu ifade etti. Bakan Ergin. “Burada tıkanıklık yüksek yargımızda” dedi.
“TARTIŞILMASI GEREKEN UZUN YARGILAMALAR”
Düzenlemenin 2008 yılına ertelendiğini, mevzuat nedeniyle bu sürenin daha sonra 2010 yılına uzatıldığını ve 2010 yılı sonunda düzenlemenin yürürlüğe girdiğini belirten Ergin, asıl tartışılması gereken konunun da Türk yargısındaki uzun yargılamalar olduğunu ve bunun nasıl kısaltılacağı konusunun çözüme kavuşturulması gerektiğini söyledi. Ergin, “Yargının iş yükünün azaltılması ve sorunların çözülmesi için gelecek hafta Meclis’te Tebligat Yasası görüşülecek. Arabuluculuk kanun tasarısı ve kamu denetçiliğine ilişkin düzenlemeler tamamlanacak, yüksek mahkemelerin insan kaynakları sorununun çözülmesine dair çalışmalar da devam edecek” diye konuştu.
YASA 2004’TE YAPILDI
Tahliyelere ilişkin düzenlemenin Ergenekon ve Balyoz davalarındaki tutukluluk sürelerini 10 yıla kadar çıkaracağı yönünde yorumlar bulunduğunun hatırlatılması üzerine de Ergin, söz konusu yasal düzenlemenin 2004 yılında yapıldığını hatırlattı. Ergin, “Bu yasa 2004’te yapıldı. O zaman Ergenekon ya da Balyoz soruşturması var mıydı? 2004’te yapılmış bir yasanın 2008’den sonra ortaya çıkmış soruşturmalar için yapıldığını söylemek doğru değil. Buradaki düzenleme Türkiye’de yargılamanın uzun tutukluluğu önlemek için siyaset kurumunun ortaya koyduğu bir iradedir, doğru bir düzenlemedir” dedi. Bakan Ergin, 102. maddedeki düzenlemeden önce alt sınırı 7 yıl ve daha üst olan fiiller için tutuklama sınırı olmadığını belirterek, buna limit getirildiğini, bu limitin de uzun olduğunu söyledi.
“HAKİM VE SAVCININ KUMARA DÜŞKÜN VE ALKOLİK OLMASI KABUL EDİLEMEZ”
Bakan Ergin, CHP’nin fişlemelerle ilgili verdiği soru önergesinin hatırlatılması üzerine, “Avukatlar staj yapıyorlar. Staj yaptıkları döneme ilişkin, değerlendirme yazılır. Falanca avukat adayı geldi staj yaptı gibi değerlendirme yazılıyor. En sonunda da mesleğe kabulü yapılıyor. Hakim ve savcı adayları için de benzer yönetmelikler var. Bunlar 1982 Anayasasından sonraki düzenlemelerde var. Geçmişten beri uygulanıyor. 1971’de tanzim edilmiş raporlar var. Dosyalarına konulmuş hakim ve savcıların. 1995’te bir hakim aşırı alkolik olduğu gerekçesiyle meslekten men edilmiş. O dönemde Adalet Bakanı sosyal demokrat partiliydi. Bu yanlış bir uygulama değil. O hiç eleştirilmedi. Hakim ve savcı olacak kişinin kumara düşkün olması ya da alkolik olması kabul edilemez.” dedi.
YENİ AKİT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.