Medyanın Hali İçler Acısı!..
Medya dünyası malumunuz yasta...
Ya da; yasta olmaya aday birçok çalışan, şimdilerde yaşadıkları belirsizlikten kurtulma derdinde...
Geçen hafta olduğu gibi bu hafta da medya kurumları arası durum ve tepsit değerlendirmesi yaparak konuya gireyim...
Geçen hafta sırası ile Habertürk, Hürriyet ve Sabah medya grubu çalışanlarına yönelik duyumlarımı ve dedikoduları kaleme almıştım...
MEDYADA REHAVET DÖNEMİ
Duyumlarıma yeni eklemeler ve bilgiler de, özellikle geçen haftaki yazım sonrası daha da fazla gelmeye başladı...
Öncelikle şunu söyleyeyim; şu günlerde hiçbir medya kuruluşundan öyle kallavi bir röportaj, bomba bir manşet ya da çok konuşulacak dedikodular beklemeyin. Çünkü; Türkiye'nin en büyük 3 medya kuruluşunda şu günlerde yaşanan belirsizlikler, çalışanların motivasyonunu yerlere düşürdü. 3 kurumda da çalışanların ayakları hergün işlerine geri geri gidiyor... Herkes zorumlu vazifesinin dışında birşey yapmıyor... Gazeteler çıkıyor mu? 'Evet çıkıyor', ama ne koşullarda çıktığını bu kurumlar içinde görev yapanlara sormak lazım...
Rehavetin tavan, tembelliğin taban yaptığı şu günlerde herkesin dilinde 'öf, pöf' cümlelerinden başka birşey duymak neredeyse imkansız...
Bu kadar iş bilmez bir medya patronlarının hüküm sürdüğü bir dönemi ben hiç hatırlamıyorum...
Çalışanını verimli kılmak yerine, çalıştırmamaya yönelik bir yönetim sergileyen medya kuruluşlarında, bakın durum ne kadar içler acısı anlatmaya çalışayım...
HÜRRİYET ÇALIŞANLARI GEMİYİ AZIYA ALDI
Hürriyet Grubu çalışanları, aylardan beri süre gelen 'yeni patron kim olacak?' sorusuna yanıt arıyor...
Aydın Doğan da zaten kafa olarak grubu elden çıkarmış. Anlayacağız tam bir çiftlik durumu hakim gazetede...
Özellikle Hürriyet'te egemen olan bir durum, şimdilerde artık göze sokula sokula yapılmaya başladı. Ne mi bu durum?
Açıklayayım: Hürriyet Grubu çalışanları, yıllardır çalıştıkları büyük bir kurum kimliği öne sürülerek diğer medya kuruluşlarından daha az ücretlerle çalıştırılır. Yani daha da açık hali ile; eğer Hürriyet'te çalışıyorsanız, Türkiye'nin en büyük medya kuruluşunda çalışıyor olmanın hazzını, maddiyattan daha üstte tutmak zorundasınız.
Hürriyet çalışanları yıllardır bu düşünce yapısında çalışır daha doğrusu çalıştırılır...
Bunun uzantısında da Hürriyet'in özellikle muhabir grubu, hak ettikleri ücretleri kendi kurumlarından alamadıkları için, yönetim kendilerinin ek işler yaparak (ki bu normal şartlar yasal değil!) kazanç kapılarına yönelik bir engel koymaz...
Bu durum resmi olmasa da alenen yıllardır Hürriyet grubunda yapılır...
Yani burada çalışan bir muhabirin bir şirketin, bir işletmenin ya da bir sanatçının basın işlerini yaparken görmeniz mümkün...
Bu durum eskiden servis yöneticileri tarafından bilinir, ama dışarıda açıkça dile getirilmezdi...
Ama artık Hürriyet Grubu'nda laçkalık diz boyunu çoktan aştı. Firmalardan gelen basın bültenlerinin altında Hürriyet çalışanlarının isimlerini görmeniz mümkün...
Tabii bunda en büyük etkenlerden biri de, çalışanların yeni patronaj döneminin başlayacak bilincinde olmaları. Bu rahatlıkta şimdilik küplerini ne kadar doldursalar kardır mantığı güden çalışanların, en büyük sıkınıtısı bu sürenin çok uzamış olması...
HABERTÜRK ÇALIŞANLARI İSTİM ÜSTÜNDE
Habertürk Grubu'nda ise geçtiğimiz hafta başlayan işten çıkarmaların, devam edeceği duyumlarının bir an önce hayata geçmemiş olması, çalışanları diken üstünde tutuyor. Bu grubtaki herkes "acaba gidecek bir işim var mı?" duygusu ile hergün işe gitmeye başladı...
Bu yüzden de herkesin kulağı, yönetimin yeni işten çıkarmalara yönelik kararlarına kesilmiş durumda...
Bu şartlar altında bir verimlilik tabii ki söz konusu olamaz...
"YANDAŞ" SABAH ZOR DURUMDA
En beteri de Sabah Grubu'nda yaşanıyor...
Buzz danışmanlık şirketinin yaklaşık 1 yıldır üzerinde çalıştığı raporlar bir süre önce patronlara iletildi. Bu raporlar doğrultusunda Sabah Grubu'nda taşların yerinden oynayacağı, kurum içi ciddi değişikliklerin yaşanacağı biliniyor...
Ama alınacak kararlara yönelik oluşturulan raporlar sonucuna göre patronlar henüz kesinlik kazanan kararlarını açıklamaktan çekiniyor...
İlk olarak 15 Eylül tarihinde Sabah'ın yeni yapılanmasının açıklanacağı ilan edilmişti. Sonrasında 15 Ekim'e ertelendi...
Bu erteleme de yetmedi 15 Kasım için beklentiler başladı. Beklentiler 15 Ocak tarihine iki gün kalmasına rağmen halen sürüyor. Üstelik 15 Ocak tarihi bu kez kesin kararların açıklanacağı tarih olarak yönetim tarafından da ilan edildi. Ama gelin görün ki, bugün itibari ile açıklanmış bir karar hala yok. Artık çalışanlar bu durumdan o kadar sıkılmış durumda ki, kimsenin işle güçle alakası yok...
Kurum içinde ne yana kafanızı çevirseniz 2'li, 3'lü hatta daha kalabalık grupları bir araya gelmiş, kulis ve dedikodu yaparak görüyorsunuz...
Bu şartlarda kimsenin de çalıştığı yok...
Herkes asli görevinin dışında birşey yapmıyor...
Sürenin bu kadar uzaması gazetenin ciddi kan kaybına da neden oluyor. Ama nedense bu durum patronlar tarafında ya görülmüyor, ya da umursanmıyor...
Gazete ciddi bir traj kaybetti. Neredeyse Habertürk ile kafa kafaya geldi...
Bunda en büyük nedenlerden biri gazetenin bir heyecanının ve kimliğinin kalmamış olması...
Alınması beklenen kararlar Sabah Grubu'nda adeta bir kanser hastalığına neden olmuş durumda...
Kararlar sonrası bu tümör kurumdan tamamen atılır ve sağlıklı bir kuruma dönüşür mü, bunu da zaman gösterecek!!!!
Demir Efendi/elmahaber
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.