Adayların yüreğine iniyordu

Adayların yüreğine iniyordu
Yazarımız Selami Güdener’in 1 Nisan şakası ortalığı fena karıştırdı… Milletvekili aday adaylarının yüreğine iniyordu!

Habervaktim Yazarı Güdener, 1 Nisan günü “Flaş! Milletvekili adayları belli oldu!” başlıklı bir yazı kaleme almış ve yazısında “Yahu siz daha neyi bekliyorsunuz; AK Parti adaylarını belirledi bile”  diye şaka yapmıştı.

Güdener yazısında bazı rakamlar da sallayarak şöyle demişti: “AK Parti’nin belirlediği aday listesine göre; mevcut milletvekillerinin yüzde 53’ü aday gösterilmedi. Yüzde 16’sının ise seçilemeyecek sıraya konulduğu öğrenildi. Buna göre, mevcut milletvekillerinin yüzde 69’unun yeni dönemde yerini koruyamayacağı hesabı yapılıyor.”

O YAZI İÇİN TIKLAYIN

Güdener, bu yazı sonrası çok sayıda kişinin kendisini aradığını, listede kimlerin olduğunu sorduklarını, bu kişilere yazının bir 1 Nisan şakası olduğunu anlatamadığını açıkladı…

İşte Güdener’in 1 Nisan şakası sonrası yaşadıkları:

 habervaktim.com sitesinde 1 Nisan yazısı yazdım.

Yazmaz olaydım...   Şakayı ciddiye alacakların ya da yalana yalan olduğu söylenmesine rağmen inanacakların sayısının bu kadar çok olduğunu/olacağını nereden bilebilirdim!

Milletvekili aday adaylarının heyecanlı bekleyişi sürüyordu. Oltaya gelmeleri muhtemeldi. Güzel bir 1 Nisan şakası olabilirdi.

Yazının özü; "Yahu siz daha neyi bekliyorsunuz; AK Parti adaylarını belirledi bile" şeklindeydi. İnandırıcı olması için yazıyı bazı rakamlarla süslemesem olmazdı.

Bunun üzerine kimler aramadı, kimler!

Kimi, "Bu yazı doğru mu?" diye soruyordu ısrarla.

- Beyefendi, 1 Nisan şakası olduğu yazıyor ya...

Meğer insanlar inanacak yalan arar dururlarmış...

- Yok, yok, 1 Nisan diye yazmışsın yazmasına ama bunda yine de gerçeklik payı var.

Gerçeklerin şakayla karışık söylendiğine inananların sayısı hiç de az değil.

Kimi, çizik yiyenleri merak ediyor; "Acaba listede kimler yer almıyor?"

- Yahu kardeşim ne bileyim ben müneccim miyim? Çıldırtmayın adamı!

Kimisinin derdi ise bir başka...

"Gerçi burada yazmamışsın ama..." diye başlıyor söze; "Gerçi burada yazmamışsın ama sen bilirsin; falanca ilin listesi nasıl? Filancanın adı var mı?"

La havle çekmek de fayda vermiyor. Her birine ayrı ayrı bunun 1 Nisan yazısı olduğunu anlatmaya çalışıyorum. Nafile! Kimse bana inanmak istemiyor. Korkum odur ki, kendi söylediğim yalana, bir süre sonra kendim de inanacağım.

Ey halkım! Vekil olarak bunları mı seçeceksin! Vay haline!

Siyasetçilerin kandırıkçı olduğuna inanılır. Onların milleti kandırmaları görülmemiş/duyulmamış şey değildir; ne ki onların bu kadar kolay kandırılmaları tesadüf edilmiş şey midir? Doğrusu kandırılmaya bu kadar müsait oluşları hem ilginç, hem garip, hem de şaşılacak bir durumdur.

Demek ki kolay kandıranlar, kolay kandırılıyormuş...

Yalana ilginin bu kadar olacağı hiç aklıma gelmezdi. İnsanlar yalana yalan gözüyle bakmıyor. İstediğiniz kadar, yahu bu bir şaka deyin...

Bir taraftan fena halde asabım bozuluyor; üzülüyorum. İkircikli duygular içindeyim; bilmiyorum bir taraftan da bu duruma sevinmeli miyim? Öyle ya, kimse benim yalan attığıma inanmıyor. Ciddiyetime, güvenilirliğime dair en ufak bir şüphesi yok insanların. Ya da öyle usturuplu yalanlar kıvırıyorum ki, sanki gerçeğin tıpa tıp aynısı...

Yalanınızın yalan olduğuna dair şahit göstermelisiniz. Yoksa insanları inandırmanız mümkün değil. Peki ama insanlar apaçık gerçekleri yazdığınızda neden yalanlar kadar inandırıcı bulmuyorlar? Acaba yalanların kendine özgü bir cazibesi mi var? Veya gerçeklerin yüzü mü soğuk?

Güya kimse kandırılmaktan haz etmezken, yığınlarca insan nasıl kandırılmaya meyyal olabiliyor? Gerçekleri yazdığınızda yemin billâh etseniz kimseyi inandıramıyorsunuz da, alelade üfürükleriniz muteber addediliyor; vay yalan dünya vay!

Yalana ilgiyi gündelik hayatın içinde de yaygın olarak gözlemlemek mümkündür. Ben aynı zamanda danışmanlık yapıyorum. İnsanlar işleri ile ilgili arıyorlar. Olmayacak işe olmaz diyoruz. Her işi yapmak gibi bir iddiamız olmadı hiç. Fakat insanlar gerçekleri duymaktan hoşnut olmuyor. "Yahu bir ilgilenseniz...", "Bir telefonla oluyormuş...", "Burası Türkiye...", "Siz yapamazsanız, kim yapar!"

Bunlardan sonra da "Ne gerekiyorsa yapalım" diye yemliyorlar; artık nasıl anlarsanız, anlayın.

Başından olmayacağını söylediğiniz bir iş için defalarca arıyorlar, bir türlü usanmıyorlar. KPSS atamalarında bile torpil bulmanın derdindeler. Defalarca olmuyor demenize rağmen, sonuna kadar yakanızı bırakmıyorlar. Araya araya ahbap oluyorsunuz artık. Bir süre sonra söz verdiğinizden falan bahsediyorlar. Her defasında "Biraz ilgilenin" diyorlar. Ve siz de bir süre sonra "Tamam ilgileniyoruz, aradık, söyledik, dönecekler" falan, filan kıvırmaya başlıyorsunuz. Sizden duymak istedikleri tam da bu: Beyaz yalan! "Olmuyor" diye kestirip atmanızı değil, bu beyaz yalanlarla umut tacirliği yapmanızı istiyorlar. Kimisi hakikaten bu işlerin böyle olduğuna inanıyor. "Sıkıştırmazsan olmaz!" inancı yerleşmiş; söküp atılmıyor.

Bazı işlerin takiple alakası yok değil. Ancak olmayacak bir iş için defalarca aramak, temcit pilavı gibi aynı şeyleri tekrarlamak da bir yarar getirmiyor. Ah, bir anlatabilsek bunları! Tamamen yaşanmış bir vak'a, anlatıyorlar; adamın biri gelmiş Doğu'dan, yaşlı başlı... Anlatmış derdini, "Amca olmaz" demişler... "Bir ilgilenin" demiş, çekmiş gitmiş. Aradan belli bir süre geçtikten sonra, gelmiş sormuş, "N'oldu bizim iş?"

"Amca" demişler, "Senin iş, şu mevzuata göre olmuyor..."

Kandırma var mı, yok. Adam bir celallenmiş, bir celallenmiş, sormayın.

Demiş ki, "Biz sizden icraat bekliyoruz, siz bize felsefe yapıyorsunuz, ne demek mevzuata göre olmuyor!"

Amcanın işi mühim; anayasaya göre olmuyor deseniz de nafile! Değiştirin kardeşim, diyeceğine hiç şüphe yok.

Allah, bu laftan anlamazlara karşı idare için söylenmiş sözleri yalan sayarsa vay halimize...

Ey milletim! Keşke yalana olduğu kadar gerçeklere ilgi duymuş olsaydın! (Selami Güdener / Milli Gazete)

 

 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.