Birand terör estirdi

Birand terör estirdi
Aydın Doğan medyası son olarak terörle mücadelede gecesini gündüzüne katan, şehitler veren emniyet güçlerine yönelik saldırılarıyla dikkat çekti.

Aydın Doğan medyası, 1 Mayıs olaylarında sokakları savaş alanına çeviren provokatörleri değil, güvenliği sağlayan polisi hedef tahtasına oturttu.

Aydın Doğan'ın Posta gazetesi yazarlarından Mehmet Ali Birand, günler öncesinden uyarılar yapılmasına rağmen Taksim meydanında 1 Mayıs eylemi yapmakta ısrar eden gruplara karşı polisin güvenlik önlemi almasını ve verilen emir doğrultusunda görevini yerine getirmesini neredeyse devlet terörü gibi yansıttı.

Birand, “Değdi mi, bunca gerilime…” başlıklı bugünkü yazısında provokatörleri değil, polisi ortalığı savaş alanına çevirmekle suçladı. İşte kartel yazarının o ifadeleri:

“Dün İstanbul yasaklar kenti gibiydi. Bu yetmiyormuş gibi, polis öylesine sert müdahele etti ki, savaş alanına döndü. Bravo, Devlet gücünü göstermiş oldu. Ne gerek vardı? Meydanı açmış olsalardı, bundan daha fazla gerilim yaratılamazdı. PKK’nın gösteriyi basacağı haberleri de boş çıktı. Özetle, kötü yönetilen gereksiz bir gün yaşadık.
Lütfen bana söyleyin.
Değdi mi?
Sendikalara, Taksim’de tören yaptırtmamak inadına değdi mi?
Acaba, Taksim’e birkaç bin sendika üyesinin girip, Atatürk  anıtına çiçek bırakmalarına ve yine sessizce ayrılıp gitmelerine izin verilse ne olurdu?
Devlet ne kaybederdi?
Efendim ihbar alınmış (!)
PKK’lı gruplar bomba atacaklarmış. Büyük bir provokasyonda bulunacaklarmış.(!)
Hani neredeler?
İsteseler bugün de saldırıda bulunabilirler ve Devlete karşı daha da büyük bir provokasyon girişiminde bulunabilirlerdi.
Demek ki, abartılı bir ihbarmış...
Üstelik polisin görevi onları engellemektir. Yoksa, Taksim meydanını yasaklayıp, oradan geçen herkesi coplamak değil.
Bu olay tipik bir Devlet otoritesini gösterme, Devletin gücünü ispatlama çabasıdır.
“Bizim yasak dediğimiz yerde, siz kim oluyorsunuz da gösteri yapmak istiyorsunuz” kafasıdır.
Bir türlü “Devlet otoritesini göstermek” için gereksiz güç kullanma alışkanlığından kurtulamıyoruz.
Daha önce de değinmiştim.
DİSK, kısıtlı bir törenle Taksim’e girmeye hazırdı. Ancak, Devletin tepeden bakan, kibirli yetkilileri bir defa HAYIR dediler mi, bir daha geri dönmezler.
İstanbul’da yaşanan manzara Türk toplumunda gereksiz bir gerilim yaratmanın ötesine geçmemiştir.
Devlet’in gücü değil, inatçılığı ispatlanmıştır.
Gelin, daha şimdiden gelecek yılın 1 Mayıs’ını düşünelim ve yine aynı kavgalarla karşılaşmamak için yapılması gerekenleri tartışmaya başlayalım. Son dakikaya bırakmayalım. “Çanım, daha koca bir yıl var önümüzde. Kim öle kim kala. Zamanı gelince bakarız” demeyelim.
Bu yıl yaşananlar bize ders olsun.”

habervaktim.com

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.