'Kimse işitmesin millet düşmanınızdır'

'Kimse işitmesin millet düşmanınızdır'
''Kafileyi durdurdum. Subayları bir kenara topladım. Dedim ki, içinde bulunduğumuz vaziyeti iyi bilesiniz. Bundan başka subay olarak da yerinizi bilmelisiniz. Padişah düşmanınızdır. Yedi düvel düşmanınızdır. Bana bakın dedim. Kimse işitmesin, millet dü

haberdem yazarlarından Ali Aktaş, 8 Mayıs 2008 tarihinde kaleme aldığı “Korku Tünellerinden Geçmek” başlıklı yazısında; Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası, Serbest Cumhuriyet Fırkası, Milli Nizam Partisi, Refah Partisi ve diğerlerinin neden kapatıldığını analiz etti. Bir asırdır sürdürülen korku politikalarının millet üzerindeki etkilerine dikkat çeken Aktaş, İsmet İnönü’nün millete bakışını ve Masonların perde arkasında çevirdikleri gizli planları gözler önüne serdi. İşte o yazı:

“Korku tünellerinden geçmek”

“Vaktiyle Kongo’da insanları köleleştirmek isteyen Avrupalılar şöyle bir metot uyguladılar. Hamile kadınları bir meydanda toplayıp doğumuna az bir süre kalmış olan birini seçtiler. Mancınık haline getirilmiş bir ağaca bağladılar ve yüzlerce siyahi anne adayının çığlıkları arasında mancınığı bağlayan ipi keserek bu kadını ölüme fırlattılar.

Bir annenin karnındaki bebeğiyle parçalanışını izleyen anne adaylarının yaşadığı korku bu sahnenin her ay tekrarlanması ile devam etti. Öyle ki; artık insanlar beyaz adamı nerede görseler ondan korkmaya başladılar. Her ay devam eden bu sahne karınlarındaki bebeklerin de travma yaşamalarına ve doğdukları zaman korkuyu ruhuna sindirmiş sadık köleler olmalarına yol açtı.

Embriyo Psikolojisi ile ilgili olan bir makalede yer alan bu hikaye bize Türk Demokrasi tarihinin neden darbelerle ve parti kapatmalarla dolu olduğunu da anlatıyor. İhtilallerle, başbakan idam etmelerle, siyasi parti kapatmalarla amaçladıkları tek şey var: ses çıkarmayan ve koyun sürüsü gibi bir halk meydana getirmek.

İkinci İnönü Savaşları sırasında Bursa’dan geriye doğru göçen ve içinde subayların-ailelerinin bulunduğu bir kafileye rastlanır…

İsmet Paşa, kafileye nasıl hitap ettiğini anılarında şöyle anlatıyor:
“Kafileyi durdurdum. Subayları bir kenara topladım… Dedim ki, içinde bulunduğumuz vaziyeti iyi bilesiniz. Bundan başka subay olarak da yerinizi bilmelisiniz… Padişah düşmanınızdır... Yedi düvel düşmanınızdır…
Bana bakın dedim… Kimse işitmesin, MİLLET DÜŞMANINIZDIR!”
(Kaynak: CHP lideri İsmet İnönü’nün Ulus gazetesinde yer alan hatıratından, 17 Mayıs 1968)

Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası, Serbest Cumhuriyet Fırkası, Milli Nizam Partisi, Refah Partisi ve diğerleri… Milletin ehlileşmediğine inanan bir azınlık zümrenin tahakkümü sonucu kapatılan partilerin bazıları. Halka reşit ve mümeyyiz olmamış çocuk muamelesinin yapıldığı bir ülkede yaşıyoruz.

28 Şubat Korku Tüneli başlı başına bir hikaye. Yaşananlar; sun’i olarak dizayn edilmiş irtica paranoyaları. İktidarlarını korumak için çabalayan kompradorların milleti ezmeye çalıştıkları acı dönem.

Bu dönemleri ne de sık yaşıyoruz.

“Erbakan’ı betona gömmek lazım” diyenler onu betona gömemediler ama 10 yıldan beri siyaset sahnesinden uzaklaştırmayı başardılar. Şimdi ise Filozof Rıza Tevfik’in yazdığı “Abdulhamidin Ruhaniyetinden İstimdat” şiiri gibi Erbakan Hocanın ne kadar haklı bir siyasi anlayışa sahip olduklarını tekrarlayıp duruyorlar. Millet harap olduktan sonra ne çare. Partilerimizi kapatanlar, liderlerimize siyasi yasak getirenler bu ülkede iktidarlarını millete devretmek istemeyen bir azınlıktır. Habire bizi korkutmak ve kendilerine sadık köleler olmamız için üzerimizden tanklar geçiriyorlar. Ama şu bilinsin ki; üzerimizden geçen tankların şoförleri de, onu karargahlarından sevk edenlerde bu milletin evlatlarıdır.Gerçek iktidar sahiplerinin, bizi korkutarak “sürekli itaat” halinde bulunmamızı isteyenlerin kimler olduğunu tespit etmek istersek tarihe bakmamız lazım.

31 Mart İhtilaline zemin hazırlayan en önemli olay İttihat ve Terakki Yöneticisi Resneli Niyazi’nin dağa çıkıp isyan etmesi ve yöre halkını haraca bağlamasıdır. Bu tarihimizin ilk ihtilali olarak kayıtlara geçmiştir. Bu ülkede 100 yıldan beri perde arkasındaki gerçek iktidar sahiplerinin veya yönlendiricilerin kimler olduğunu da gösteren bir kaydı nakledelim isterseniz; . Paris’te çıkan “Le Temps” gazetesinin 20 Ağustos 1908 tarihli nüshasında Selanik’te İttihat ve Terakki liderlerinden Resneli Niyazi bey kendisi ile yapılan bir röportajda şöyle diyor:
“Masonluk ve özellikle İtalyan Masonluğu bize manen destek oldu… Bizleri korudular, bizlere birer sığınak oldular. Çoğumuz Mason olduğumuzdan örgütlenmek için genelde localarda toplanırdık.” (Tamer Aykan, Atatürk ve Masonluk, s. 134)
Mason localarından bir anlamda Yahudi’nin “Usta Erat Muayene İstasyonundan” talimat alanların kurdukları bir dünya ve 40 yıldır bu dünyaya direnen bir lider. Ne dersiniz. Doğru yolda olmadığımızı kim söyleyebilir.”

habervaktim.com

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.