Asker kaçağı mı?
Türkiye, futboldaki şike depreminin daha nerelere uzanacağını merakla beklerken, operasyonun baş aktörü olarak görünen Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım’ın “askerlik mevzuu” da akıllara geldi. Askeriyenin müteahhitlerinden birisi olan Yıldırım’ın, geçmiş yıllarda konuşulan ancak tatminkâr bir cevap vermediği askerlik yapıp yapmadığındaki belirsizlik, kendisiyle ilgili pek çok bilgi ve belge yargının elindeyken yeniden gündeme gelip gelmeyeceği merakla bekleniyor.
İRİ MEDYA KURCALADI AMA ARKASINI GETİRMEDİ
Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım’ın “asker kaçağı” olduğuna ilişkin iddialar beş yıl önce Hürriyet ve Sabah gazeteleri ile Star TV’nin gündemine geldi. Hıncal Uluç 19 Aralık 2007 tarihli Sabah’taki köşe yazısında, bu iddiayı şu satırlarla dile getirdi: “Aziz Yıldırım'ın askerliği. Biz Genelkurmay'a sorduk. Askere alma işlerini yöneten Milli Savunma Bakanlığı'ndan açıklama, daha doğrusu ‘Açıklamama’ geldi. ‘Aziz Yıldırım Askerlik Yasası içinde yükümlülüğünü yerine getirmiş ya da getirmemiştir. Daha fazlasını açıklayamayız.’ Niye açıklayamazlarmış? Kişisel haklarına tecavüz olurmuş da ondan. Bu ülkede ‘Vatan görevi’ denen bir mükelleflik yasalarla düzenlenmiş, bundan muaf olmanın yolları da gene yasa ile belirlenmişse, yasal bir durumu açıklamak niçin kişisel hakların ihlali oluyor, açıklamak güç. Hele, dedikodunun bini bir para iken, asıl açıklamamak daha kötü ihlal değil mi? ‘Yaptı’ denirse, ne kaybeder Aziz Yıldırım? ‘Yapmadı, yasalarda kayıtlı şu sebeple çürüğe çıktı’ denirse, hangi hakkı ihlal edilir, anlamak mümkün değil.
HEM ORDU MÜTEAHHİTİ OL HEM DE ASKERLİKTEN KAÇ
Hele Aziz Yıldırım özelinde, askerlik yasası karşısındaki durumu kesinlikle açıklanmalı. Bir kişi, orduya inşaat yaparak, orduya silah ve araç satarak, su gibi harcadığı milyonlarca dolar kazanıyorsa, çeşitli vesilelerle Genelkurmay Başkanı ve Kara Kuvvetleri Komutanı ile çok samimi pozları televizyonlarda yayınlanıyorsa, açıklama kaçınılmazdır. Açıklanmazsa asıl, fısıltı gazetesine kalacak meydan, hem Aziz Yıldırım'ı, hem de ulusun gözbebeği kurumları zedeler. Okur diyor ki; ‘Hıncal Uluç, hâlâ anlamadın mı? Aziz Yıldırım askerlik yapmadı. Yapsa kendisi anında belgeleri ile açıklar, seni sustururdu. O yapmadı, bir vatandaş çıkar, sana yazardı 'Ben falan tarihte falan kıtada, karargâhta Aziz Yıldırım'la beraber askerlik yaptım' diye. Kimse çıktı mı? Demek Aziz Yıldırım askerlik yapmadı.’ Mantık öyle diyor, ama kamuoyu gene de gerçeği resmen istiyor. Bu arada bir komiklik daha. Fenerbahçe kulübü adına bir açıklama yapıldı. ‘Hıncal Uluç'un iddialarını ciddiye almıyoruz.’ Yahu ağalar, paşalar, ‘Aziz Yıldırım askerlik yaptı mı? Nerde? Nasıl? Yapmadıysa niçin?’Alnı açık birinin yanıt veremeyeceği bir soru mu bu, Allah için söyleyin?”
KURMAY ALBAY KÜÇÜKAYAN: “AÇIKLAYAMAYIZ”
Hıncal Uluç’un konuyu köşesine taşımasının ardından Milli Savunma Bakanlığı’nın yaptığı açıklamada ise muğlak ifadeler kullanılmıştı. MSB’den Muhabere Kurmay Albay Mustafa Küçükayan imzalı yazıda şu ifadelere yer verilmişti: “TC vatandaşı olan her erkeğin 1111 sayılı askerlik kanununda yazılı esaslara uygun olarak askerlik yapmaya mecbur olduğu hükme bağlanmıştır. Yine aynı kanunun 10. maddesinde askerlik yükümlülüğüne tabi tutulma ve bu yükümlülüğün nasıl yerine getirilmiş sayılacağı ve kimlerin askerlik hizmetinden muaf tutulacağı belirlenmiştir. Aziz Yıldırım’la ilgili askerlik işlemleri 1111 sayılı kanunun 10. maddesinin hükümleri çerçevesinde yapılmıştır. Kişilik haklarının ihlal edilmemesi için bu konuda daha fazla açıklama yapılamamıştır.”
KENDİSİNİN YERİNE KUZENİNİ MUAYENE ETTİRDİ İDDİASI
O dönemde Yıldırım’ın askerlik konusunu Doğan Grubu’ndan Uğur Dündar ile Ciner Grubu’ndan Fatih Altaylı da takip etmişlerdi. Ancak gelen baskılar sonucunda daha sonra bu işin peşini bıraktıkları iddia edilmişti. Altaylı, Doğan Grubu’ndayken birkaç kez konuya değinmiş, Habertürk’te ise en son 10 Mart 2010 tarihindeki bir yazısında, birilerinin kendisine Aziz Yıldırım’ın kendisine benzeyen kuzenini muayeneye sokarak, “kalça çıkığı” gerekçesiyle askerliğe elverişli olmadığını gösterir raporun fotokopisini kendisine ilettiğini yazmıştı. Altaylı yazısında, “Çok güvendiğim bir Fenerbahçeli eski yöneticiyle konuştum. ‘Fotokopisi ortalıkta çok. Ama iddia o ki, eski bir Genelkurmay Başkanı orijinali ortadan kaldırtmış. Ben de doğrusunu bilmiyorum’ dedi” bilgisine de yer vermişti.
GEÇEN AY GENE GÜNDEME GELDİ
Geçtiğimiz ay ise Trabzon’dan bir kişi savcılığa suç duyurusunda bulunarak, “Aziz Yıldırım’ın çürük raporu olduğu iddia edilmesine rağmen, raporda kalça çıkıklığı bulunduğu iddia edilmesine rağmen yürürken kendisinde herhangi bir aksaklık görülmüyor” iddiasıyla soruşturma istemiş, Trabzon Savcılığı da görevsizlik kararı vererek, Yıldırım’ın doğum yeri olan Diyarbakır Ergani Savcılığı’na dosyayı havale etmişti. Öte yandan Milli Savunma Bakanlığı’nın, yine geçen ay Aziz Yıldırım’a yönelik bir şantaj davasında, sakatlık raporunu mahkemeye sunduğu belirtilmiş ancak raporun aslı davayı takip eden basın mensuplarına gösterilmemişti.
Furkan Altınok / Yeni Akit
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.