AHC'den 'döneklik' yazısı

AHC'den 'döneklik' yazısı
Ahmet Hakan Coşkun, en son Arel Üniversitesi’nde başörtülü bir kız öğrencinin tepkili sorusuyla gündeme gelen “neden döndüğü” konusunu şöyle açıklamaya çalıştı:  

AHC’nin Hürriyet’teki yazısının ilgili bölümü şöyle:
Arel Üniversitesi’nde gerçekleşen programda üniversiteli gençlerin sorularını yanıtladım.
Soruların kahir ekseriyetinin “Döndün ama neden döndün, bir deyiver hele” kıvamında gelmesinin ardından…
Kendimi şu 10 maddelik dersi almış ezber yaparken yakaladım:

BİR: Köşe yazarıysan her gün aynı yere vuracak, her gün aynı yeri parlatacaksın. İşte o zaman dostun da belli olur, düşmanın da... “Kafama göre takılırım” dersen ne dostun belli olur, ne düşmanın...

İKİ: Bu memlekette yazarlık yapacaksan, takılı plak gibi hep aynı şeyleri yazıp çizeceksin... Başka türlü davranırsan “Senin de ne olduğun belli değil arkadaş” derler. Hiç açık vermek istemezler, “Bırakalım bunun da ne olduğu belli olmasın” demezler.

ÜÇ: Bizde çoğunluk “Bush sendromu”na yakalanmış durumda: Bir görüşün ya yanındasındır ya da karşısında... Ortası yoktur.

DÖRT: Korkarım ben Hasan Pulur kıvamına gelsem de kurtulamayacağım şu “Döndün ama neden döndün?” sorusundan.

BEŞ: Eskiden bağımsız takılan sosyalistlere “çizgisi belirsiz sosyalist” kelimelerinin baş harflerinden yola çıkılarak “ÇBS” denirmiş... Bu memlekette “ÇBS” olmak her zaman hakir görülmüştür, görülmeye de devam ediyor.

ALTI: Şunu bilir, şunu söylerim: Bir partin, bir cemaatin, bir hizbin, bir grubun, bir locan olacak arkadaş! Benim için artık çok geç... Yeni gelenler ve gelecek olanlar! Bari siz kendinizi kurtarın. Girin bir gettoya, rahat edin.

YEDİ: “Dönek” yaftasını bir kere yemeye gör... Ömür boyu atamazsın boynundan... Sen ne kadar “Ben gücü görünce tornistan yapmadım” desen de, sen ne kadar “Fikirlerin değişmesinden daha doğal ne olabilir ki?” desen de, sen ne kadar “Dönekliğin de çeşitleri var” desen de... Olmaz, olamaz... Bir kere adın döneğe çıkmasın! Mümkünü yok kurtulamazsın.



SEKİZ: “Sen niye döndün?” sorusunu sorarak puan kazandığını sanan partizanı anlarım, cemaatçiyi anlarım, grupçuyu anlarım ama gençleri asla anlayamam. Henüz dünya görüşü oturmamış olan 20 yaşındaki bir gencin, “Söyle bakalım, sen niye döndün?” diye soru sormasını anlayamam.

DOKUZ: Bu ülkede “dönek” suçlaması kadar tutmuş başka bir suçlama yok. Hep aynı şeyi söylemeyi itiyat edinenler çok iyi çalışmışlar vallaha...

ON: Artık akıllandım. Madem yeni nesiller bile “Olduğun yerde sabit kal abi” havasındalar... O halde ben de bundan böyle “dönmenin erdemleri” üzerine diskur çekmek yerine “Aslında o kadar da dönmedim” cakası satacağım.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.