"Hakimi enayi yerine koymak istedi"
Yayınlanma:
"Bakmayın, üç kuruşluk haber değeri olmayan konunun, birinci sayfa haberi olmasına...Mahkeme heyeti ile birlikte tüm Türkiye biliyor ki, o haberlerin arkasında Fenerbahçe cumhuriyeti var."
“Çanta o kadar para almaz” şovu neyi ispatlar ki?
Aziz Yıldırım dünkü duruşmadan sonra tahliye bekliyordu..
Tahliye olabilir; ama.. Suç işlemediği için değil.. AK Parti’nin, kendisine kıyak geçmek için çıkardığı kanunda, cezalar kuşa çevrildiği için..
Aziz Yıldırım sanıyor ki, gazetelere suçsuzluğu yönünde haber yaptırırsa.. Aklınca bir-iki noktada yakaladığı, şov malzemesini öne çıkarırsa, mahkeme heyeti de “Bu adam suçsuz.. Niye getirmişler karşımıza” diyecek..
Gerçekler hiç de öyle değil..
Bakmayın siz, dünkü gazetelerin hemen hepsinde, Aziz Yıldırım'ın “para dolu çanta şovu”nun ilk sayfalardan verildiğine...
Bakmayın, üç kuruşluk haber değeri olmayan konunun, birinci sayfa haberi olmasına...
Mahkeme heyeti ile birlikte tüm Türkiye biliyor ki, o haberlerin arkasında Fenerbahçe cumhuriyeti var.
Onun için, böyle skandal bir şova, tek bir tanesi bile, eleştirel yaklaşmamış..
Bir tanesi bile, “Hakimi enayi yerine koymak istedi” notu düşmemiş.
Oysa, en başından, paranın miktarı ile başlıyor yanıltmaca..
Sanki maç satmak için bir asgari fiyat kuralı varmış. Bu asgari fiyat da, 2.5 milyon dolarmış gibi bir hava estiriyor, Aziz Başkan.
Oysa, maçı 2.5 milyon dolara da satın alabilirsin 30 bin dolara da..
Maçına göre değişir bu..
Niye taktınız ki, 2.5 milyon dolara.
İddianamede “şike parası” olduğu ileri sürülen çantada para yok ise, ne vardı, onu ispat edin.
“Biz değil, iddia makamı ispat edecek” diyorsanız.. Onlar ispat ediyorlar işte: “Para kasadan çekildi. Normalin dışında bir çanta ile rakip takım yetkilisi ile buluşuldu. Çıkışta çanta yok oldu! Dinlemeye takılan konuşmalarda ... vs vs..”
İşte bu kadar. Sen şimdi, o çantanın içinde ne vardı ispatla.
Elbise vardı diyorsan, elbiseyi ispatla..
Gittiğin şehirde değiştirdiğin, kendine ait ikinci elbiseyi ispatla.
Yok!.. Aziz Başkan kafayı takmış, “Bu çanta 2.5 milyon dolar almaz” fikrine.
“1 milyon dolar alırmış o çanta..”
İyi; o zaman 1 milyon dolara maçı satın almışsın..
Ne değişecek yani?
1 milyon dolara maç satın almak serbest de, 2.5 milyon dolara satın almak yasak mı?
Ki, oturmuş para fotokopileri ile şov yapıyorsun.
Hani şov da, şov olsa..
Herkes bilir ki, fotokopi kağıdı kalındır.. Para incedir.. Arada en az, % 30’luk fark vardır.
Yok, kafayı takmış Aziz Başkan. “Ben o çantanın 2.5 milyon dolar almayacağını ispatlayacağım” diyor.
Aklı sıra, bu usulle iddianın da uydurma olduğunu ispatladığını sanıyor..
Oysa, mahkeme heyeti üzerinde, küçücük bir olumlu iz bırakmıyor bu şov.
Onun için de, mahkeme başkanı gırgıra alıyorlar kendisini: “Paralar gerçek mi?”
Herkes işi gırgıra vuruyor. Biz de bir fıkra ile anlatalım yaşananları:
Cinayet davasında, sanık avukatı müthiş savunma yapıyor. Savcıyı, izleyenleri, mahkeme heyetini etkileyebilmek için, savunmasına şöyle bir şovla son veriyor: “Bekleyin, duruşma salonunun kapısından, bir dakika sonra, gerçek katil girecek.”
Herkes büyük dikkatle kapıya bakıyor. Bir dakika doluyor. Gelen giden yok.
Avukat savunmaya devam ediyor: “Demek ki, katilin müvekkilim olduğuna tam kanaat getirememişsiniz. Şüpheniz var. Aksi takdirde, kapıya bakmazdınız. Şüpheden sanık yararlanır. Beraat talep ederim.”
Kendinden emin bir şekilde yerine oturan avukat, mahkeme heyetinin kararı ile şoka giriyor. Çünkü karar, “Sanığın mahkumiyetine” diyor..
Kararının gerekçesini de şöyle izah ediyor, mahkemenin tecrübeli başkanı: “Evet, herkes bir dakika sonra kapıdan kimin gireceğini merakla bekliyordu. Ama bir tek sizin müvekkiliniz, yani sanık, kapıya bakmaya bile gerek duymadı. Çünkü katilin kendisi olduğunu en iyi kendisi biliyor. Kapıdan da kimsenin girmeyeceğini biliyordu..”
Aziz Yıldırım’ın şovu da, böyle bir çelişki barındırıyor....
Çantaya 2.5 milyon doların sığmamasını, suçun işlenmediğine delil olarak gösteriyor..
Onca görüşmeye.. Çanta alışverişine.. Şifreli konuşmalara.. Şikeye aracılık eden kişinin kızkardeşi üzerine alınan aracın tüm ayrıntıları ile dinlemeye takılmasına rağmen..
Ne diyelim, doğrudur belki de.
Doğrudur diyelim de.. “Bizi dünyaya rezil ettiler. Bugün Avrupa’da herkes şike yapıyor. Onlar kendi içlerinde hallediyor. Ama biz dünyaya açtık” şeklindeki itirafı nereye koyacağız, Aziz Başkan bir de bunu açıklasa ya..
Ali Karahasanoğlu / Yeni Akit
Spor
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.