FB’yi kazandıran Alex mi, Ali Koç’un oturuşu mu?

FB’yi kazandıran Alex mi, Ali Koç’un oturuşu mu?
Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım, hafta başındaki savunmasına şöyle giriyordu:

 “Benim ve değerli yönetici arkadaşlarımın itham edilmesinin nedeni Atatürkçü yolda biz Fenerbahçelileri çevirme gayretinden başka bir şey değildir. Fenerbahçe Cumhuriyeti boşa söylenmiş, sadece gazetelerin spor sayfalarında yer alan bir slogan değildir. Fenerbahçe Cumhuriyeti her şeyin üzerinde Atatürk’ü ve Türk gencini tutan ve sembolize eden bir nitelemedir.”

Duruşmalar başlamadan önce de, Aziz Yıldırım yakınlarına şöyle yorumlar yapıyordu: “Bu dava şike ve teşvik davası değildir. Bizi ‘Atatürkçü’ diye aldılar.”

Bu açıklamaları not edip, dava sırasında Fenerbahçeli yöneticilerin savunmalarından pasajlar vererek, Atatürkçülüğü test edelim...

Yönetici İlhan Ekşioğlu, duruşmada savunma yapıyor: “Ali Koç maçı merdivende oturup seyreder. Uğur getirmesi için. Ali Yıldırım ise saçını ikiye ayırır.. Aziz Başkan’ın, 10 yıldır önemli maçlarda giydiği ayakkabı ve kravatı vardır.”

İlhan Bey’in amacı, şike görüşmeleri sırasındaki anormallikleri, “Uğur” diyerek kamufle etmek.

Para dolusu çanta.. Ne ile izah edilecek?

“Çantada uğurlu elbisem vardı.”

Sonra “uğurlu elbise” palavrasını inandırıcı kılmak için, gelsin yan palavralar..

“Uğurlu saç şekli.. Uğurlu oturuş.. Uğurlu kravat.. Uğurlu ayakkabı..”

Para dolusu çantayı izah etmek için, “İçinde uğurlu elbise vardı” palavrası atılıyor ama..

Bu palavra ile hangi duruma düşüldüğü hiç düşünülmüyor..

Bunları dinlerken mahkeme başkanı ne düşündü bilmiyorum ama..

Ben bu savunmayı okurken, “Vah ki ne vah” diye hayıflandım..

Vah Atatürkçüler vah..

Meğerse Fenerbahçe futbol takımı, sahaya çıkıp oynayarak değil, bileğinin gücü ile değil.. Aklı ile.. Zekası ile.. Taktiği ile değil..

Merdivene oturarak maç kazanıyormuş!

Saçını ikiye ayırarak, rakip takımı yeniyorlarmış..

10 yıldır önemli maçlarda giyilen ayakkabı ve takılan kravat varmış.. Onlarla maçlar kazanılıyormuş!

Vah ki ne vah!

Söyler misiniz, nasıl bir tablo bu?

Atatürk, Türkiye için “Meczuplar ülkesi değildir” desin..

Ama Atatürkçü olduğunu iddia eden bazı kişiler.. Hatta Atatürkçü oldukları için cezaevine tıkıldıklarını iddia eden bazı kişiler.. “Saçlarını ayırma şekli”nden üstünlük elde edeceklerini sansınlar..

“Merdivene oturarak”, rakibi altedeceklerini sansınlar..

“Taktıkları kravat”la, sahadan galip ayrılacaklarını sansınlar..

Aslında bu ifadeler, sahada oynayan futbolculara da hakaret.

Öyle ya..

Bu savunmalardan anlaşıldığına göre.. Fenerbahçe maçları Alex’in attığı gollerle kazanmıyormuş, demek ki!..

Kalede taklalar atan Volkan, boşuna uğraşıyormuş demek ki..

İşin esası, Ali Koç’un merdivene oturmasında imiş.. Koç, merdivene oturuyor.. Maç tamam!

Ali Yıldırım, saçı ikiye ayırıyor.. Maç çantada keklik!

Aziz Yıldırım kravatı takıyor.. Kralı gelse sökmez artık..

Bir de malum ayakkabı olursa... Dünya devi gelse, hezimetle döner evine..

Öyle mi?

Öyle mi Atatürkçülükleri yüzünden cezaevine konulduklarını iddia eden Fenerbahçeli yöneticiler?

İlhan Ekşioğlu’nun anlattıklarına göre.. Aslında rakip takımı ayarlamaya da gerek yok.. Para vermeye, takımın kasasını boşaltmaya da hiç gerek yok.. Rakip takımların yöneticilerine bir sürü dil dökmeye.. Futbolculara vaadlerde bulunmaya... Bunların hiçbirisine gerek yok..

Takın kravatı.. Oturun merdivene.. Ayırın saçı.. İşlem tamam.

Bazı fanatikler, “Canım İlhan Ekşioğlu, mahkemeye karşı bu savunmayı yapmış. Şikeden yargılanıyorlar ya.. Amma ciddiye almışsın anlatılanları” diyecek..

Ben de onu anlatıyorum zaten..

Ciddiye alsanız bir türlü. Almasanız bir türlü..

Ama mahkeme, bu savunmaları yapanlara tahliye kararı vermediğine göre, onlar da bu palavralara pek itibar etmemişler..

Türkiye’nin meczuplar ülkesi olmadığını, sözüm ona Atatürkçülere göstermişler!

Ali Karahasanoğlu - Yeni Akit

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.