Anayasa Mahkemesi'nin avukatı!

Anayasa Mahkemesi'nin avukatı!
Anayasa Mahkemesi’nin 10 ve 42. maddedeki değişiklikleri iptal eden tartışmalı kararı, hukuk otoriteleri ve siyasi çevrelerce yasamanın yetkilerini gasp olarak nitelendirilirken, kartel yazarlarının mahkemenin avukatlığına soyunması dikkat çekiyo

Hürriyet yazarı ve illegal Basın Konseyi Başkanı Oktay Ekşi, “Haksever olalım” başlığıyla kaleme aldığı bugünkü yazısında Anayasa Mahkemesi’nin üniversitelerde başörtüsüne serbesti tanıyan anayasa değişikliklerini iptal kararına yönelik eleştirilere karşı ilginç bir savunma yaptı. 

Mahkeme kararına yönelik eleştirileri “saldırı” olarak nitelendiren Ekşi, şu ilginç gerekçeleri sıraladı: 

“Neymiş? ‘Yüce Mahkeme, Yassıada’daki ihtilal mahkemesinin kararlarını eleştirmeyi suç saymış, Düşünmek serbest ama düşünceyi açıklamak suç diye karar vermiş’miş. ‘Askeri suçlarla ilgili bir davada İdam cezası bile az! diye gerekçe yazmış’mış. ‘1960’larda Adalet Partisi’ni halkın yine tek başına iktidara getirmesini engellemek için CHP barajsız seçim sistemini savunurken, Yüce Mahkeme de nispi temsil sistemindeki mütevazı çevre barajını iptal etmiş’miş. Arayınca daha başkaları da bulunabilir.”

Anayasa Mahkemesi hata yapabilir ama!...

“Her insan ve kurum gibi mahkeme de ‘hatadan’ arınmış değildir” diyerek Anayasa Mahkemesi’nin de hatalı kararlar verebileceğini itiraf eden Ekşi, buna karşın eleştirilere yönelik alaycı tutumunu şöyle sürdürdü: “Anayasa Mahkemesi’nin son kararı eğer, 10 ve 42’nci maddelerde yapılan değişikliğin (değiştirilmesi teklif dahi edilemeyen) ilk 3 madde gibi görülmesi yüzünden verildiyse, bu "Anayasa’nın sadece ilk 3 maddesi değil 10 ve 42’nci maddelerini de değiştirilemezler arasına sokmak" anlamına gelirmiş. O da yasa koyucuya ait olan yetkiyi gasp etmek demekmiş. Burada açık bir saptırma var: Kimse ‘10 ve 42’nci maddeler değiştirilemez’ demiyor. Elbet değiştirirsin ama yaptığın değişiklik, ‘İlk 3 maddenin kurduğu yapının bozulmasını hedef alırsa ben ona izin vermem’ deniyor.

Efendim ‘Seçimler 20 yılda bir yapılır’ diye bir teklif gelse Yüksek Mahkeme buna izin mi verecek denmişmiş de, bu kadar saçma öneri zaten olmazmış ki öyle bir soru tartışılsınmış.

Peki diyelim ki o gerçekten pek uçta bir örnek. Onun yerine hani şu ‘Din ve vicdan hürriyeti’ başlıklı 24’üncü maddenin, ‘Kimse devletin (...) siyasi ve hukuki temel düzenini (...) kısmen de olsa din kurallarına dayandırma (...) amacıyla (...) din duygularını istismar edemez’ diyen son fıkrası değiştirilse, örneğin bu ibareler oradan çıkartılsa Anayasa Mahkemesi buna, ‘Madem ki konu ilk üç madde dışındadır, bizi ilgilendirmez’ mi diyecek?”

habervaktim.com

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.