Günün yazısı Karahasanoğlu'ndan

“Komşuuu.. Duydun mu.. Alt binadaki Ahmet Bey’lerin askerden yeni gelen oğulları var ya.. Bakkal Altan’ın kızı Funda ile görmüşler.. İnan ki bak..”

Eeee?

Sonrasında anlat ne anlatırsan..

Bir başka gün.. “Bak ablam ben sana bir şey anlatıyım. Ama benden duyduğunu söyleme.. Yemin et.. Ölümü öpeceğine yemin et anlatayım..”

Bir başka gün..

“Bak şimdi.. Bizim mahallenin muhtarı var ya.. İlköğretim müdürü falanca ile birlikte, aşağıki marketin esas sahipleri imiş.. Muhtarın emmisinin oğlu anlattı. Yemin de etti bak kız.. Yalanım varsa, şurdan şuraya gitmeyeyim..”

Bir başka gün..

“Sonracığıma.. Var ya.. Hani sizin bir komşunuz vardı ya.. Ondan duymuşlar.. İnan ki kız.. O, bizimkine demiş ki..”

O sırada Bohçacı kadının sokaktan sesi geliyor: “Bohçacı geldiii. Bohçalarım var hanııım!”

Bohçalar açılırken, üst mahallede ne olmuş, ne bitmiş hepsini dinle..

Halkı bilgilendirme. Bilinçlendirme.. Gerçekleri aktarma mesleği olan gazeteciliği, işte bu hale getirdiler..

Mahallenin dedikodularından bilgi sahibi olmak istiyorsanız.. Kahveye gidemediğiniz için kulak misafiri olamadığınız ne kadar dedikodu varsa.. Sadece mahalledekileri değil.. Bunların uluslararası boyuttakilerini dahi.. Cemaatin koruma ve kollaması altına girerek yayınlanan bir gazetenin sayfalarını açın, öğrenin..

Balığın tazesi “Yenikapı Hali”nde.. Dedikodunun tazesi, Taraf’ın birinde!

Tek amaç, tek ilke var..

Ortalığı karıştırmak..

Onu ona fitlemek, bunu şuna kötü göstermek.. Diğerinin kuyusunu, öbürsüne kazdırmak..

Bunun için, iftiraymış, yalanmış, palavra imiş.. İsmi geçenin bile olaydan haberi yokmuş. Kendisine rivayetle anlatılanların tamamını daha önce tekzip etmişmiş..

Hiç önemli değil.. “Bohçacı geldi haniiim. İftiralarım var..“ deyip, “Gazeteciyiz, biz saklayamayız” kamuflajı ile, kanalizasyon çukurunda ne varsa, hepsini masaya döküyorlar..

Kendileri “yiyor”lar..

Bekliyorlar ki, halk da “yesin”..

CHP, 4+4+4’e günlerdir itiraz ediyordu.. CHP’li bir milletvekili, 12 saat boyunca 4+4+4’e itiraz konuşması yapmıştı.. Ama ne istediklerini söylememişti..

Şimdi yeni akıllarına gelmiş..

Bazı akil büyükler ikaz etmişler: “İtiraz ediyoruz ama. Biz ne istiyoruz belli değil. Alternatif olarak bir şeyler söylememiz gerekir.”

Ne söylesinler? Alternatif olarak getirecekleri bir teklif için gerekli altyapıları yok ki..

Birisi zıplamış: “8+8+8 olsun” demiş.

Biraz mürekkep yalamış diğeri hatırlatmış: “Oha.. O hesapla 30 yaşında liseden mezun olursunuz.”

Cevap vermiş teklif sahibi: “Niye ki? Biz lise mezunu olma yaşını mı belirliyoruz?”

Neyse ki içlerinde birkaç uyanık varmış.. Hesap kitap bilmeseler de, tutarsız şeyler söylendiğinin farkına varmışlar.. Koluna girip uzaklaştırmışlar; tartışılan konunun, aynı zamanda zorunlu olarak lise mezunu olma yaşını da düzenlediğinden habersiz CHP’liyi..

Sonra düşünmüşler, taşınmışlar.. “Bizim teklifimiz ne olsun?” diye..

Derkeeen..!

Dün açıklamışlar: “1+8+4 olsun” demişler.

“Var mı böyle bir uygulama, dünya üzerinde?” diye sorulunca da..

“Olması mı gerekiyor?” diye önce bocalamışlar.

Sonra, toparlanmışlar: “Türkiye’nin özel durumu var. Onun için, Türkiye’ye özgü, özel teklif bu!” demişler..

1+8+4..

Nasıl. Şiir gibi değil mi?

“1 yıl okuyorsunuz. Sonra farklı tercihlere göre 8 yıllık alternatif eğitimlerden birisini seçiyorsunuz..” diyecekken.

“Hooop. Yok öyle bir şey!” diyorlar..

Ne var peki?

1’den sonraki 8 yıl da, tek tip..