'Gülen, çağımızın Yunus Emre'si'

'Gülen, çağımızın Yunus Emre'si'
Türklerin, gerek İslamiyet’i kabul etmeden önce gerekse İslamiyet’i kabul etmesinden sonra cihanda bir ‘ Kızılelma’ muradı vardı. Hemen hemen bütün öncü isimler bu murada koştu ama sadece bir kişi bu muradı gerçekleştirdi. Peki,

ülkücü yazar Göktürk Tunçtürk’ün analizi;

Türk ve İslam dünyasının asırlardır cihanda bir ‘ Kızılelma’ muradı vardı ve bu murad hala birçok kesim ve kişiler tarafından dile getirilmektedir.

KIZILELMA MURADI NEDİR?

“Zincirleme fetihler ve birbirini takip eden devletlerle daima batı istikametine akan Türk tarihinde, Kızılelma'nın cihan hâkimiyeti mefkûresinin (ülküsünün) adı olması daha doğrudur. Zaman zaman, bazı beldeler veya saltanatlar için kullanılmış olsa bile, buraların fethini müteakip bu defa yeni beldeler için kullanılmaya başlanması da bunu göstermektedir.

Türklerin, İslâmiyet'i kabul etmesinden sonra ise, İslâm dininin bütün Müslümanlara emri olan “İ’lâ-yı Kelimetullah” (Allah’ın dînini yeryüzünde üstün kılmak), gaye ve hedef olarak Kızılelma'nın yerini almıştır. Selçuklu ve Osmanlıların çeşitli dönemlerinde de rastlanan Kızılelma, artık müşahhas şeyleri (ülkeler, tahtlar, saltanatlar vs.) sembolize etmeye başlamıştır. Nitekim, fetihten önce asker ve halk arasında Kızılelma, hazret-i Peygamberin, fethini müjdelediği İstanbul için kullanılırken, İstanbul’un fethinden sonra, Viyana, Roma gibi meşhur Hıristiyan şehirlerini ve bütün Firengistanı ifade etmeye başlamıştır. Nitekim:

“Gark-ı nûr olmak envâr-ı Muhammed’le
Bu sefer Rîm Papadan Hazret-i îsâ’ya Firenk”

beytinde bu açıkça görülmektedir.

Asırlar ilerledikçe, ülkeler ve şehirler fethedildikçe, Kızılelma'nın temsil ettiği yer de değişmiş ve Kızılelma, padişahın sefer murad ettiği yerler olmuştur. Padişah ise, yalnız ve yalnız “İ’lâ-yı Kelimetullah” için bu işi yapmaktadır”

KIZILELMA MURADINA KİM VARDI

Asırlardır bu Kızılelma muradını ünlü yazarlar, siyasetçiler ve birçok öncü isimler dile getirmektedirler.
Türk ve İslam kültürünü Cihana yayma ülküsünü dillendirenlerin çok büyük bir bölümü bu hedefe doğru hareket dahi edememişlerdi.

Fakat bir kişi vardı ki, tüm baskılara ve sürgünlere ve hatta acımasız dışlamalara rağmen Kızılelma hedefine doğru yürümüş ve bu yolda çok-çok önemli mesafeler kat etmişti.

Bu isim; çok küçük yaşlarda ağır yoksulluklar çekmesine rağmen Kur-an’ı hatmeden ve Yunus Emre gibi birçok eren’den feyzler alan Erzurumlu Fetullah Gülen’di.

Bazı çevrelerin “Dedesi, babası Ermeni kökenli. Gülen’i babası Müslümanları-Türkleri içerden çökertmek ve onları kendi dini ile vurmak için ajan yetiştirdi” şeklindeki insafsız karalamalarına rağmen, aldırmadı-yürüdü ve bu gün 110 ülkede “Türk Okulları” açılmasında tek öncü oldu.

Bu okulların tümünde Türk ve İslam kültürü tanıtılmakta ve Cihana bu kültür yayılmaktadır.
İşte, Kızılelma muradı büyük bir ölçüde bu hareketle elde edilmiştir.

FETULLAH GüLEN’İN ALDIĞI BAZI öNEMLİ öDüLLERİ

Şimdi Beraat eden ve ülkesine dönmek için çaba sarf etmesini, “ Humeyni gibi Türkiye’ye dönecek” şeklinde çirkin yakıştırmaların hedefi olan Gülen’e verilen bazı düşündürücü ödüller.

1995 – Türk Ocakları Vakfı "Nihal Atsız Türk Dünyası Hizmet ödülü"
1995 – Mehmetçik Vakfı “Teşekkür Beratı”
1996 – Türk Sanayici ve İşadamları Vakfı (TüSİAV) “Hoşgörü ödülü”
1997 - Yazarlar ve Sanatçılar Vakfı (TüRKSAV) “Türk Dünyasına Hizmet ödülü”
1997 – Türk Eğitim-Sen “24 Kasım Eğitim özel ödülü”
1998 – “Türk 2000'ler Vakfı ödülü”
1998 – “Hamdullah Suphi Tanrıöver Türk Ocakları Kültür Armağanı”
1998 – “İpekyolu Vakfı ödülü”
2001 – Türkiye Yazarlar Birliği “üstün Hizmet ödülü”

BİR ZAMANLAR ECEVİT’İN DE HEDEFİYDİ

İşte bu başarılara ve ödüllere sahip olan Fetullah Gülen, bir zamanlar Sol’un Kara oğlanı Bülent Ecevit’in de acımasız bir hedefi idi.

Hatta o zamanlar Dine “Afyon” yakıştırması yapan Ecevit, Gülen’e bir isim takmaktan geri kalmamıştı.
Ecevit, Fetullah Gülen’e o zamanların Almanya’da kedisine ‘ Kara Ses’ denilen Cemalettin Kaplan’ın Türkiye temsilcisi yakıştırmasını yaparak “ Kara Ses’in Türkiye Temsilcisi” diyerek sürekli hedef göstermişti.

Ama yıllar sonra Gülen’in böyle birisi olmadığını araştırıp öğrenen Bülent Ecevit, Fetullah Gülen ile yol arkadaşı oldu, hatta ortak milletvekili listesi bile hazırlatıp TBMM’ne bile girdi.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.