'Türk'ün Türk düşmanları!'

Halkımız bu sözü daha çok, uluslararası kuruluşlarda Türkiye karşıtı bir karar alındığında ya da dost bilinen ülkeler bile Türkiye aleyhinde bir tutum takındığında kullanır.

Fakat gerek medyamızda gerekse de kimi siyasetçilerimizin konuşmalarında öyle ifadelere denk geliyoruz ki, insanın ister istemez, “bunu yapan bir düşman olsa, ancak bu kadar zarar verebilirdi” diyesi geliyor.

Sözü uzatmayalım...

Dün Milliyet’in internet sayfasına denk geldiğim bir haber, “bu kadarına da pes” dememe neden oldu.

Hani bir insan, “ne yapıp edip de şu ülkenin ve şu güzelim milletin dünyadaki imajına bir leke daha süreyim” çırpınsa, ancak bu kadar zorlama bir habere imza atabilirdi.

Habere göre, ABD'nin Denver kentinin güneyindeki Aurora banliyösündeki Century 16 sinemasında gerçekleştirilen 'Batman Kara Şövalye Yükseliyor' filminin galasını basıp 12 kişiyi öldüren James Holmes'in (24) dedesi Türk hayranı çıkmış.

İnsan haberi okurken, ilk planda James Holmes’in dedesinin Türk olduğundan söz edildiğini sanıyor.

Meğer neymiş?

Sinemayı basıp masum insanları katleden cellat James Holmes’ın 1990’da ölen dedesi Albay Robert M. Holmes’ın, 2. Dünya savaşına katıldığı ve Amerikan Ordusu’na bağlı dil okulunda Türkçe eğitimi alan ilk subaylardan biri olduğu öğrenilmiş.

Hatırlanacağı gibi, katliamı gerçekleştiren saldırgan polis sorgusunda kendisini, “Ben Batman’in Düşmanı Joker” şeklinde tanıtmıştı.

Milliyet’te bu ayrıntıdan yola çıkarak zorlama haberine, “Joker’de Türk izi” başlığını koymuş

Dünyada nerde kötülük varsa Türk’e yıkıldığı gerçeğinden yola çıkarak, “Joker’de Türk izi” başlığını görünce, içimden eyvah deyip geçirmiştim.

Neymiş olaydaki Türk izi?

Sanığın dedesinin 70 sene önce Türkçe ders almasıymış...

Dünyanın bir ucunda meydana gelen bu menfur olayla ilgili yine hangi eller işi döndürüp dolaştırıp Türk’e bağlayacaklar diye zaten tetikte idim.

Ne kadar da hızlı çalışıyorlar, ne kadar da organizeler...

Kim servis eder bu tür haberleri, nasıl fısıldarlar bizim medya mensuplarının kulağına, arada nasıl bir bağ vardır, oldum olası merak etmişimdir.

Hatırlar mısınız?

Norveç’te temmuz ayında düzenlediği saldırılarda 77 kişiyi öldüren Anders Behring Breivik’in de, “Katliamı bir Türk yüzünden yaptığı” haberi servis edilmişti.

Dünyanın neresinde bir kötülük varsa Türk’e yıkılmaya çalışıldığı gerçeğini biliyoruz da, bizim medyamızın bilerek veya bilmeyerek bu kara propagandanın bir parçası haline nasıl gelebildiğini anlamakta güçlük çekiyoruz.

Şu yaşıma geldim, ülkemize kendi insanımız kadar zarar verene denk gelmedim...

Muhterem Babam, 1986 yılında basılan kitabının ön kapağının alt kısmına “Dişimizi kıran pirincin içindeki beyaz taştır” ifadesini yazmıştı.

Batı ülkelerinde yaşanan herhangi bir olumsuzluk nasıl da Türkler üzerinden sulandırılıp işin özü gözden kaçırılabiliyor.

...77 kişiyi öldüren Anders Behring Breivik'in “Katliamı bir Türk yüzünden yaptığı” iddiasından yola çıkarak, “yaptı ama, sorun bakalım acaba neden yaptı” mealindeki bir zihin bulandırması ile yola çıkarak işin özünün perdelenmesi...

...Batman filminin galasını basıp 12 kişiyi öldüren James Holmes'in dedesinin 70 sene önce Türkçe’ye ilgi duyduğundan yola çıkarak, dünyanın, “kimbilir, belki de Türk hayranı dedesi onu etkilemiştir” şeklinde düşünmesini sağlayacak bir sosyal virüsün servis edilmesi....

Bu tür bilgi kirliliği servislerinin rastgele yapıldığını düşünmüyorum...

Herşeyi anlıyorum da, Türk medyası buna neden çanak tutuyor, onu anlamıyorum.

Türk’ün Türk kadar düşmanı mı yok, yoksa....

İşin gerçeğini bileniniz var mı?

Prof. Dr. Osman ÖZSOY - Haber 7