Apo'yu eve göndermeye çalışan PKK sempatizanı değil midir?

PKK'nın, "Kürt isyan hareketi olduğu"nu iddia edecek kadar kafayı yemiş bir adam.. 

Hiç utanmadan, yine Akit'i diline dolamış.
Şemdin Sakık'a laf saydırırken, Akit'i de hedef tahtasına koymuş..

Oysa, Cengiz Çandar'ın PKK sempatizanlığını ispat sadedinde, kimsenin Şemdin Sakık'ın şahitliğine ihtiyacı yok ki!

Birazcık araştırmacı ruhu olanlar, Çandar'ın fikirlerini ve PKK'ya yaklaşımını, internette bile bulabilir..

Çandar değil mi, TESEV'e hazırladığı raporda, PKK'yı terör örgütü olarak görmediğini itiraf eden?

Daha ne olacak?

Bundan daha büyük PKK sempazitanlığı mı olur?

Daha bu hafta içinde, Hakkari'de polis panzeri için patlatılan bomba, iki Kürt gencini öldürdü.

Bu nasıl Kürt isyan hareketi ki, Kürtleri öldürüyor.

Ve bu gerçeği gizleyip, "Onlar terörist değil, Kürt isyancısı" diyebiliyor, Çandar gibileri..

Çandar'ın skandal iddialarının yer aldığı TESEV raporu eski mi?

Alın size, bir tane daha PKK sempatizanlığı..

Bu sefer de, emperyalizmin çıbanbaşı İngiltere'de kurulu olan DPI'a hazırladığı bir rapordan alıntılıyorum.

Daha yeni. Geçen ay, AK Parti Kongresi'nden hemen sonra kaleme alınmış.

Şöyle diyor Çandar: "Tayyip Erdoğan, Kongre'ye (AK Parti Kongresi'ni kastediyor) bir gece kala, yine bir televizyon röportajında, bu kez, Abdullah Öcalan'ın tutukluluk şartlarının değiştirilmesi ihtimaline kapıları kapatan bir dil kullandı. PKK liderinin 'ev hapsi'ne geçirilmesinin 'vebali altına kendisinin giremeyeceğini' ilan ederek, zihinlerdeki soru işaretlerini daha da arttırdı."

Ne şimdi bu?

PKK sempatizanlığı değil mi?

Şemdin Sakık'a mı ihtiyaç var, bu lafları sarfeden birisinin, PKK sempatizanlığı yaptığını ispatlamak için?

Resmen ve alenen, Apo'nun cezaevinden çıkarılıp, ev hapsine, belki de tümüyle özgürlüğüne kavuşmasını istemek, bu yönde adım atmayacağını ilan eden Başbakan'ı eleştirmek, PKK sempatizanlığı değil de nedir?

50 bin insanın ölümüne sebep olan bir terörist.

Hala ölümlere sebep olan bir yapının "Önderimiz" dediği bir terörist..

Söyleyin, bu teröristin cezaevinden çıkmasını istemek, gazetecilik midir?

Söyleyin Çandar'lar ve avanesi..

Cevap veremezler..

İki kelime ezberlemişler; onları tekrarlayıp duruyorlar.

Yok "nefret söylemi" imiş!

Yok "itibarsızlaştırma hareketi" imiş!

Sanki itibarları varmış da!

Bunlar o kadar yüzsüzler ki..

Bir yandan PKK lehine açıklamalar yaparlarken, bir yandan da, "Bizim aramızdaki hukuk, kardeşten öte" diyen iki siyasiyi birbirine düşürmek için, ellerinden gelen her türlü fitne tohumunu ekmeyi ihmal etmezler.

Yine DPI'ın ısmarladığı Ekim tarihli raporda, bakın Tayyip Erdoğan ile Abdullah Gül arasında fitne çıkartmak için, hangi sözleri sarfediyor, Çandar efendi: "AK Parti'nin kuruluşunda Tayyip Erdoğan ölçüsünde rol oynamış olan ve Erdoğan için Başbakanlık koltuğundan feragat etme erdemini gösteren Gül, 2003-2007 yılları arasında Tayyip Erdoğan hükümetinde, güçlü Başbakan'ı gereğinde dengeleyebilecek ağırlığa, kişiliğe ve siyasi kariyere sahip tek kişi olarak görülmüştü."

Ne kadar sinsice ifadeler, değil mi?

Şu ifadeler de aynı raporda: "2014 yılında Türkiye'de ilk kez doğrudan halk oyu ile seçilecek cumhurbaşkanlığına Tayyip Erdoğan'ın gözünü diktiği bir sır değil.."

Görüyor musunuz söylenilenleri..

Tayyip Erdoğan cumhurbaşkanlığına göz dikiyor!

Abdullah Gül, "Başbakanlık koltuğundan feragat etme erdemi"ni gösteriyor.

Peki, 2007'de Gül'ü cumhurbaşkanlığı koltuğuna aday gösteren, onun lehine aday olmayacağını açıklayan kimdi?

İşte o, uyanık Çandar'ın raporunda yok.

Çünkü işleri fitnecilik.
Sonra da Sakık'a "İftiracı" diyorlar..

Sizin yaptığınız, Sakık'a nazaran, çok daha uygun düşüyor, iftira tanımına..

Erdoğan "göz dikiyor.."

Gül, "erdem gösteriyor.."

Erdoğan'ın "Gül'ü Cumhurbaşkanlığı'na önermesi" ise, hiç görülmüyor..

Çünkü ahlakları buna müsait.

"Kardeşten öte" insanları, birbirine düşürme üzerine hesap yapıyorlar..

Aradan "Acaba PKK'ya ne kâr çıkar", onun hesabındalar..

PKK'ya ve İngiltere'deki patronlara..

Allah size fırsat vermesin!

Ali Karahasanoğlu / Yeni Akit