PKK'ya kimi lider yapalım?

PKK'ya kimi lider yapalım?
Açlık grevlerini bir talimatla bitiren (bitirmesi sağlanan) Öcalan, tekrar öne çıktı.

"Görüyorsunuz ki kimsenin bitiremediği açlık grevlerini Öcalan bir talimatla bitirdi. Öcalan'ın terör örgütü üzerindeki hâkimiyetinden kuşku duymayın."

Devlet içindeki müzakereci kanat ve KCK-BDP cephesinin yeni tezi bu.
BDP'li Selahattin Demirtaş büyük bir memnuniyet içerisinde "Açlık grevleri sorununun çözümü için fırsat yarattı, sevincimiz buruk, umarım bu bir fırsat olur" diyerek devletin atacağı adımları beklediklerini söyledi.
Bu "fırsat"ın neler getireceğini göreceğiz.

Keşke böyle olsaydı da, devletin elindeki Öcalan'ın etki ve talimatlarıyla dökülen kanlar son bulsaydı.
Devlet kendi elindeki terör unsurlarıyla her zaman görüşebilir, bunun muaheze edilecek bir tarafı yok.
Ama maalesef kazın ayağı böyle değil.

2005'te Öcalan tarafından istihbarat makamlarının bilgisiyle kurulan ve 2007'de aynı şekilde hayata geçirilen KCK sistemi olmasaydı belki yine Öcalan etkili olabilirdi.
Ama artık PKK-BDP eksenini Öcalan değil kliklere ayrılmış ve uluslararası güdümlü KCK Yürütme Konseyi yönetiyor.

Hatırlarsanız S. Demirtaş, devletin terör sorunu karşısında muhataplarını açıklamıştı.
Kaç muhatap açıkladı?

Eylül ayına kadar devlete muhatap olarak sadece İmralı'yı adres gösteren BDP, 6 Ekim 2012'de Şemdinli'de bu defa "Kürt halkının temsilcileri" olarak 3 adres gösterdi.
Öcalan, BDP ve Kandil.

BDP'nin terör sorununda zerrece etkisi olmayan bir konu mankeni olduğunu biliyoruz.
Peki, Öcalan örgüte hakim de neden sadece Öcalan muhatap gösterilmiyor, Öcalan ve Kandil ikilisi gösteriliyor?

BDP'nin gösterdiği muhatap sayısı bile Öcalan'ın örgüt üzerindeki nüfuzunu yalanlıyor.
Tek gayeleri, KCK sistemini devletleştirme yolundaki kazanımları sürerken, Öcalan'ın İmralı'dan hatta cezaevinden kurtarılmasını da sağlamak.

Karşımızda nasıl bir Öcalan profili var?

1- Anayasa paketine %10 barajının kaldırılması gibi AK Parti'den alınacak genel bir anayasa değişikliği taahhüdüyle, BDP'nin destek verebileceğini, silahlı sürecin bitirilmesi gerektiğini ve Avrupa kanadının da bu tavrı desteklediği bir encamda gelen Tokat Reşadiye saldırısı konusunda:

"Örgütte denetim dışı bir sürü grup var. Onları ancak ben durdurabilirim" ve 28 Eylül'de kardeşiyle görüşmesinde "Devlet içinde de PKK içinde de süreci boşa çıkarmak için adım atacaklar olacaktır" diyerek PKK'daki çok başlılığı bizzat kendi söyleyen...

"Tokat benim aklımın köşesinden geçmezdi; bu Duran (Kalkan) ne yapmak istiyor, anlamış değilim" diyerek saldırıyı HPG üstlendiği halde nüfuzunun olmadığını itiraf eden bir Öcalan.
Duran Kalkan ise örgütün Türk derin yapılanmasıyla bağlantılı Cemil Bayık, Mustafa Karasu, Fehman Hüseyin'in sürüklediği PKK'nın derin kanadı Ankaralılar grubundan.

2- Devletle Öcalan arasındaki görüşmeler kemale ermiş ve Öcalan "Mutabakat tamam" demişken 13 askerimizin şehit edildiği ve KCK'nın üstlendiği Silvan saldırısını şaşkınlıkla gören bir Öcalan.
Bu serencamda Cemil Bayık'ın Öcalan'a "Seni kandırıyorlar" demesi.

3- Murat Karayılan gazeteci Avni Özgürel'e "O bizim önderimizdir. Fakat eskiden de kendisi yönetmiyordu. Kendisi stratejisttir. Çerçeve veriyor, biz yürütüyorduk zaten. Kendisi olsa da olmasa da biz bu mücadeleyi yürütebilecek durumdayız. Yine de yürütüyoruz işte" derken ve yine Karayılan'ın evvelce yayınladığı "HGP Komuta Yapısına" başlıklı bildiride "Önderliğin yaptığı hataları biz yapmıyoruz" dedikten sonra Öcalan'a yönelttiği geniş eleştiriler...

4- Barzani'nin "Öcalan'ın örgüt üzerinde hâlâ etkisi olduğu kanaatindeyim. Ama iş pratiğe dökülünce ne olur bilemem" diyerek tereddüt izhar etmesi.

5- Kemal Burkay'ın "Öcalan'ın etkisi sadece tabandadır" teşhisi.

6- Öcalan'ın MİT görevlilerine her defasında "Devlet benim elimi güçlendirmeli, bana imkân verin" diyerek zafiyetini izhar etmesi.

7- Yıllarca Karayılan'ın yanında bulunmuş eski ve önemli bir örgüt mensubunun "Örgütte artık 10 kadar ülkenin ortaklığı var, Kandil istihbarat örgütleri ile kaynıyor" demesi.

8- Öcalan, gazeteci Avni Özgürel'e 'Ben PKK'yı bitirirsem beni de bitirirler' demesi.

Bunu itiraf eden bir teröristin KCK-HPG üzerinde yapıcı bir etkisinin olmasını beklemek ne kadar gerçekçi?
Daha pek çok noktayı dikkatlerinize sunabilirim ama yazı limiti elvermez.
Anlayacağınız Öcalan şu an sempatizan gençler ve işin ideolojik geçmişine önem verenler için onursal veya sembolik bir lider.

Militan seviyesindeki örgüt mensupları üzerinde etkisi daha da azalıyor.
Drijan (yönetici kadro) seviyesindeki yelpazede etkisi hiç yok.
Açlık grevlerinin Öcalan'ın talimatıyla bitirilmesi tam bir psikolojik harekâttı.
Terör örgütüne zorla lider raptedemezsiniz.

Umarım benim muhakemem yanlış çıkar da Öcalan bir işarette, PKK'ya silah bıraktırır.

Gültekin Avcı / BUGÜN

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
6 Yorum