'O el kendi elimiz mi?'
İşte Ali İhsan Karahasanoğlu'nun "ABD'nin verdiği bilgi ile gururlanılır mı?" başlıklı yazısı:
Genelkurmay Başkanı YaşarBüyükanıt, kartelden bir gazeteciyi tercih etmiş, ona açıklamış: “PKK artık ayağını denk alsın. Unutmasın ki artık bizim için PKK'nın oradaki kampları ve hareketleri BBG evi (Biri Bizi Gözetliyor) gibidir. Yeter ki gidip vurabilme imkânı sağlansın. Oraları artık elimizin, avucumuzun içi gibi biliyoruz.”
Akredite ya, o da soramamış tabii: “Komutanım, niye her cümlede ‘artık’ kelimesini kullanıyorsunuz?”
Televizyondan izlememiştim. Haberi, ajanstan geçtiği şekli ile okuduğumda, bu “artık” kelimesi bana çok itici geldi.
Ne demek yani “artık?”
PKK kamplarının bombalanmasından rahatsız olduğum falan yok. Bilakis, askerlerimizi vuran marksist-ateistlere, hakkettikleri ceza verildi ise, bundan memnuniyet duyarım.
Ama takıldım işte, “Niye artık?”
Bugüne kadar, PKK’nın ayağını denk almasına gerek yoktu da, şimdi ne oldu da artık ayağını denk alacak?
Bugüne kadar PKK’nın kamplarını göremiyorduk da, şimdi ne değişti de “Biri bizi gözetliyor evi” gibi her şeyi görebiliyoruz?
Dünden bugüne ne değişti de, artık oraları avucumuzun içi gibi biliyoruz?
Sayın Büyükanıt, “Dün kampları görüyorduk, bugün de.. Dün de avucumuzun içi gibi biliyorduk, bugün de” diye itiraz etmez sanırım.
O zaman niye “ardı ardına üç cümlede ‘artık’ kelimesini kullandınız?” diye sorarım kendisine..
Taktım değil mi “artık”a..
Ama haksız mıyım?
Bilim adamlarımız termal kameraların üzerinde çalışıyorlardı da, yeni bir teknik alet mi icat ettiler de, “artık” diye söze girip, düşmanlarımıza derslerini veren cümleleri kuruyoruz?
Askerlerimiz, daha yeni, çok farklı bir gelişmeye imza attılar da, onun için mi “artık” diyoruz?
Kimsenin bilmediği, hiçbir ülkenin elinde olmayan bir cihaz geliştirdik de, onun için mi “artık” diyoruz?
Bence hiçbirisi değil!
O; ardı ardına üç cümlede tekrarlanan “artık” kelimesi, öyle anlaşılıyor ki; BaşbakanTayyipErdoğan’ın, ABDziyareti sırasında sağlanan istihbarat paylaşımının hayata geçirilmesini kasteden bir kelime!..
“İstihbarat paylaşımı hayata geçirildi, artık hiçbir şey eskisi gibi değil” anlamında bir ifade bu!
İyi de, kontrolü dış güçlerin elinde olan böyle bir avantaj ile gururlanmamız ne derece doğru?
Bugün verilen istihbarat ile, kampları avucunuzun içi gibi gördünüz ve vurdunuz..
Peki düne kadar size bu bilgileri vermeyen ABD, yarın yine yan çizer ve bilgi vermezse, ne yapacaksınız?
Adamların bir hesabı var ki, bugün o bilgileri size veriyorlar.. Peki yarın hesapları başka yöne galebe çalarsa, ne yapacağız? Yine sınırdan 200 kişilik terörist grup geçse de farkına varamayacağımız günlere geri mi döneceğiz?
Bilmiyorum; meramımı izah edebildim mi?
Sorun, elin verdiği bilgi ile haksız gururlanmadan kaynaklanıyor..
Amerika kim ki, onun verdiği bilgilerle, vatanımızı savunmaya kalkışıyoruz biz? Kendi kontrolümüzdeki teknik cihazlarla bu bilgileri elde edene kadar, gururlanmaya hakkımız olabilir mi bizim?
“Artık” diye ifade ettiğimiz bilgiler, sanki ilanihaye avucumuzun içinde imiş gibi bu rehavet niye?
Yarın adamlar “bilgi bu kadar” deseler, yine sizin haliniz, dünkü gibi olacak değil mi?
Bizden 25 yıl sonra kurulan İsrail’in bile elindeki teknik cihazlar, bizde daha yokken, neye gururlanıyoruz biz?
Bu dışa bağımlı savunma anlayışının oluşmasında; ünivesitelerin, bilim adamlarımızın sorumluluğunu ne zaman tartışacağız biz?
Bugünkü halimizin sorumluları arasında; askerlerimiz ve askeri okullarımızın payı ne kadar?
İnönü Üniversitesi’nin rektörü, yasakları kaldıracak diye YÖKBaşkanı’na efeleneceğine, “ABD bilgi veriyor da, teröristleri vurabiliyoruz. Bu ne acıklı haldir” diye oturup ağlaması gerekmez mi?
Fazıl Say, Cumhurbaşkanı’nın eşinin başörtüsüne kafayı takacağına, “Teröristlerin kamplarını ABD’nin sağladığı imkânlarla seyredip, sonra da gururlanıyoruz. Bu ne garip iştir?” diye hayıflanması gerekmez miydi?
Bir itiraz da derin gazeteye.. “Elimiz ağırdır” manşetini atarken, hiç düşündünüz mü?
“O el, kendi elimiz mi?..”
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.