Vakit’i hazmedemeyenler dağıtımını da engelledi

Yazı dizimizin bu bölümüne kadar okuduklarınız Şener Eruygur tarafından kurulduğu iddia edilen Cumhuriyet Çalışma Grubunun gazetemizi susturmak için kullandığı sözde legal yöntemlerdi. Başka bir deyişle Ergenekoncular Vakit’i susturmak için öncelikle, kendilerince meşru gördükleri bütün yolları denemişler. Yaptıkları her türlü saldırıya rağmen gazetemizin gerçekleri yazmasını engelleyemeyen CÇG, bu seferde insanlık dışı yöntemler geliştirmeye karar vermişlerdi. Bunun için de hazırladıkları eylem ve saldırı planının son bölümünde Vakit’le mücadele için illegal yöntemlere başvurmayı kararlaştırdılar. 

Gözleri o kadar dönmüş ki, Vakit’in baskı tesislerinden tutun da, dağıtım elemanlarına kadar personel ve araçlara yönelik darp, adam kaçırma gibi yöntemler sıralamışlar. Bu plan doğrultusunda gazetemizin önüne el bombası atıldı, gazete binamız kaleşnikofla tarandı, dağıtım elemanlarımız darp edildi ve gazeteler dağıtım noktalarından defalarca toplatılarak çalındı.

İŞTE KORKUNÇ SENARYOLAR
Bu güne kadar Vakit’e yönelik yapılan insanlık dışı saldırı ve eylemler Cumhuriyet Çalışma Grubunun hazırlayıp Jandarma İstihbarat Başkanlığı'na sunduğu eylem planındaki illegal faaliyetler başlığı altında şöyle sıralanıyor: “Gazete dağıtım sistemi ve dağıtım şirketi takibe alınarak, dağıtım araçlarına yönelik eylem yapılması, Gazetenin baskıya girdiği akşam saatlerinde, gazete binasının elektrik, gaz, yangın güvenliği gibi alanlarına yönelik saldırı ve sabotajlarda bulunulması, adam kaçırma, tehdit, darp gibi yollara başvurulması uygulanabilir ve etkin hareket tarzları olarak değerlendirilmektedir.” Yukarıdaki satırlardan da anlaşılacağı gibi CÇG, Vakit’in yayınlarından o kadar çok rahatsız olmuş ki gazeteyi susturmak için hiçbir kuralı tanımamış. Geçmişe dönüp baktığımızda ise, gazetemize yönelik bombalı ve silahlı saldırılar ile personellerimize yönelik tehdit ve darp eylemlerinin kaynağını daha iyi anlıyoruz.

Vakit gazetesinin gerçekleri yazmasını hazmedemeyen çevreler, gazetemize yönelik Kaleşnikof’la saldırı düzenlediler. Bağcılar'da bulunan merkez binamıza, gece saat 01.00 sıralarında plakası belirlenemeyen bir otomobilden Kaleşnikof marka uzun namlulu silahlarla 14 el ateş açıldı. Saldırıda, yönetim birimimizin bulunduğu üst katlara isabet eden kurşunlar, bazı camların kırılmasına sebep oldu. Saldırganlar, kullandıkları Kaleşnikof’u olay yerinde bırakarak kaçtılar. Kaleşnikof marka silâhın kullanıldığı saldırıda, Allah’a şükür, ölen veya yaralanan olmadı. Uzman ekiplerin yaptıkları incelemede, 14 adet boş kovan bulundu. Saldırgan 14 kurşun sıktığı Kaleşnikof marka silahını ve olayda kullandığı eldiveni, polise meydan okurcasına olay mahallinde bırakarak kendisini bekleyen araca binerek kaçtı.

ÜLKÜ KUMRAL: Dağıtım elemanlarının önleri kesildi
Vakit Gazetesinin kurulduğu günden bu yana Vakit’in Dağıtım Koordinasyonluğu görevini yürüten Ülkü Kumral, dağıtım araçları özellikle de dağıtım elemanlarına yönelik birçok sıkıntı yaşadıklarını belirtti. Bazı dağıtım elemanlarının zaman zaman Vakit’te çalıştıkları için tehdit edildiği ve yine gazetelerin sabah abonelere ulaştırılmak üzere bırakıldığı dağıtım noktalarından toplu halde çalınmasını hep münferit olaylar olabileceğini düşündüklerini ifade eden Kumral, “Ancak bu gün ortaya çıkan bu korkunç planlar ile bize yapılan bunca zulmün organizeli ve programlı bir şekilde sergilendiği anlaşıldı” dedi. İstanbul başta olmak üzere Anadolu’nun birçok şehrinde defalarca gazeteler balyalar halinde çalındığını belirten Kumral şunları söyledi: “Yine sabahın erken saatlerinde abonelerimize gazete götürmeye çalışan dağıtım görevlisi arkadaşlarımızın önü kesilip gazeteleri elinden alınarak tehdit ediliyordu.

Bu tür olayları yaşadık, ama yılmadık. Biz bu işe başlarken, gerçeklerin gün yüzüne çıkmasını istemeyenlerin rahatsız olacağını biliyorduk. Ama, ne olursa olsun doğruları halkımıza ulaştırmaya devam edeceğiz” 

SÜLÜN: Tacizler 28 Şubat’la başladı
12 Eylül 1993 yılından bu yana Vakit Gazetesinin Bayrampaşa ve Esenler İlçelerinde temsilci olarak görev yaptığını belirten Cemal Sülün de, 28 Şubat sürecinde ve daha sonrasında defalarca taciz edildiklerini söyledi. Bayrampaşa’da ki bürolarının defalarca denetlendiğini ifade eden Sülün, “Dağıtım yapan elemanlarımız sürekli taciz ediliyor, ‘şeriatçı gazetede çalışıyorsunuz’ denilerek korkutulmaya çalışılıyordu. Bunlar yetmiyormuş gibi, dağıtacağımız gazeteler sürekli çalınıyordu.

Gazetelerin sabah bırakıldığı yerden çalınması çok oldu. 28 Şubat sürecinde sabah erken saatlerde gazete dağıtırken, Atışalan'da bir grup tarafında önüm kesildi. Hakaret ettiler. Motorlu olduğum için kurtulma imkânı buldum. Tabi bu hakaretler ve tehditler çok oldu. Sebebini ise tam bilemedik. Nihayetinde bu gün ortaya çıkan bazı gerçekler ile o gün bize yapılanların kaynağını çok daha iyi anlıyorum” dedi. 

GÜNGÖRDÜ: Gazeteler daha uçaktayken kayboluyordu
Gazetemizin Gaziantep bürosunda yıllardır görev yapan Mehmet Güngördü ise, 28 Şubat sürecinde Gaziantep’te defalarca baskı gördüklerini ve gazetelerin sürekli kaybolduğunu söyledi. 

Gazetenin okuyucuya ulaşmaması için her türlü engelleme ile karşılaştıklarını kaydeden Güngördü, “O dönemde gazeteler uçakla geliyordu. Ancak, uçak havaalanına indiğinde her ne hikmetse sadece bizim gazete kayboluyordu. Gazetemiz bir şekilde paketler halinde kayboluyor ve tehditler geliyordu. Birçok defa bu sorunları yaşadık. Daha sonra gazete Adana’da basılarak sorun çözülmüş oldu. Biliyorsunuz ki şu anda Ergenekon Terör Örgütü diye bir örgüt meydana çıktı. Vakit gazetesi bu olayların üzerine dobra dobra ve cesurca gittiğinden dolayı şu an yine gazetemizin okuyucuya ulaşmaması için ellerinden geleni yapıyorlar” şeklinde konuştu.

VAKİT'İN SUSTURULMA PLANI-FOTO BELGE İÇİN TIKLAYINIZ 

'KALEŞNİKOF'LA SUSTURUN ŞU VAKİT'İ HEMEN' İÇİN TIKLAYIN 

VAKİT'E MALİ DENETİM BASKISI