İsrail Fitnesi Tam Gaz
Yahudi medyasını harekete geçiren İsrail, Türkiye’den özür dilenmesiyle ilgili makale üstüne makale yayınlatıyor, anketler düzenletiyor, raporlar hazırlatıyor, sipariş kitaplar yazdırıyor.
Akit’ten Furkan Altınok’un haberine göre, Mavi Marmara'ya vahşice yaptığı saldırının ardından Türkiye'nin kararlı tutumu nedeniyle özür dilemek zorunda kalan Siyonist İsrail, şimdi bu yediği golü çıkartabilmenin derdine düştü. İsrail'in Siyonist entelijansiyası Yahudi medyası ile elele dezonfarmatif yayınlarla Başbakan Erdoğan’ı ABD ve Batı’ya gammazlayıp özür sonrası İsrail-Türkiye ilişkilerinin düzelmemesini Türkiye’ye fatura etmeye çalışıyor.
MERKEZ, 605 KİŞİYLE "KANAAT ÜRETTİ"
Bu doğrultudaki çalışmalardan birisini İsrail'in Bar İlan Üniversitesi Begin-Sedat Stratejik Araştırmalar Merkezi gerçekleştirdi. Üniversiteye bağlı Begin-Sedat Stratejik Araştırmalar Merkezi (BESA) tarafından yapılan son ankette, İsraillilerin yüzde 71'inin, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun Türkiye'den özür dilemesinin yanlış olduğu yönünde görüş bildirdiği iddia edildi.
ÖZÜRLE ZAMANLAMA HATASI YAPTIK
Öte yandan, aynı araştırma merkezinin Türkiye ile İsrail ilişkileri üzerine düzenlediği "Türkiye Nereye?" konulu konferansta, "Türkiye'de neler olup bitiyor, Türkiye'de politik İslam, medya-hükümet ilişkileri, AK Parti döneminde Türkiye'de Yahudi karşıtlığı, Türkiye ve Arap Baharı, Türkiye'de Kürt sorunu, Türkiye'nin İran, Rusya bağlamında enerji politikaları ve İsrail-Türkiye ilişkileri gibi konular ele alındı. Çok sayıda diplomat, akademisyen ve Türkiye üzerine akademik çalışmalar yürüten üniversite öğrencisinin katıldığı konferans 5 saat sürdü. Konferansta konuşan ve "İsrail'in, Bernard Lewis'den sonra Türkiye konusunda yetiştirdiği en iyi uzman olarak anılan" Inbar, "İsrail, Türkiye ilişkilerinin seyrini belirleyen ülke her zaman İsrail değil Türkiye olmuştur. Bu, 65 yıllık İsrail tarihinde hep böyledir" diyerek başladığı konuşmasında, "Operasyonel olarak İsrail'in Türkiye'den özrü, diplomatik zamanlama hatasıdır. İsrail'in, Türkiye'den özür tavrını anlamak ya da haklı çıkarmak çok zor. İsrail'in Mavi Marmara gemisine güç kullanması doğru değildi ama Palmar raporunun tespitine göre tamamen meşruydu" ifadesini kullandı.
TÜRKİYE İSLÂM DÜNYASININ LİDERLİĞİNE OYNUYOR
İsrail'in özür dilemesinin iki ülke arasındaki ilişiklerin seyrini değiştirme beklentisinin "tamamen hayal" olduğu görüşünü savunan Inbar'a, salonda bulunan İsrail'in eski Ankara Büyükelçisi Gabby Levy, "Bu özür sizin gururunuzu okşamak için değil İsrail'in uluslararası çıkarlarını korumak adına dilenmiştir" diyerek itiraz etti.
ABD yönetiminin açıktan uyarısına rağmen Erdoğan'ın Gazze'yi ziyaret edeceği yönünde açıklama yapmasına dikkati çeken Inbar, "Türkiye, AK Parti iktidarında yeni bir dış politika açılımını benimseyerek, 'yeni Osmanlıcı kimliğiyle' Ortadoğu'da ve İslam dünyasında liderliği yeniden ele almak istiyor" değerlendirmesinde bulundu. Konfaransta konuşan Dr. Efrat Aviv ise Türkiye'de AK Parti iktidarının Yahudi karşıtı anti-semitik bir çizgi taşımadığını bildirdi. Aviv, Türklerin Avrupalılardan farklı olarak Yahudilere bakışının, "Yahudi komşum çok iyi, temiz ve güzel bir insandır ancak aynı zamanda Yahudiler dünyada pek çok problemin de nedenidir" şeklinde özetlenebileceğini dile getirdi. BESA uzmanlarının analizlerinin yayınlandığı web sitesinde de, Ariel Ben Süleyman imzalı değerlendirmede, son 10 yılda Türkiye'de Yahudi karşıtlığının arttığı görüşü savunuldu.
PROVOKATİF RAPOR: ABD LAİKLERİ DESTEKLEMELİ
İsrail'deki Siyonist çevrelerin bir diğer “provokatif aydın girişimi” ise yayınlanan bir raporla gerçekleştirildi. Yine Bar İlan Üniversitesi Begin-Sedat Stratejik Araştırmalar Merkezi'nin hazırladığı “Obama’nın En Yakın Arkadaşı ABD-Türkiye İlişkilerinde Endişe Verici Gelişim” başlıklı, Arial Cohen tarafından geçtiğimiz Mayıs ayında kaleme alınan raporda, ABD ile AK Parti Hükümeti arasında gereksiz bir yakınlaşmanın olduğu iddia edilerek, ABD yönetiminin Türkiye'deki seküler, laik güçlere destek vermesi gerektiği görüşü savunuldu. Raporda, şöyle denildi: "Son on yılda, Türkiye’nin iç politik yönelişindeki değişimler Türkiye’nin dış politika rolünü ve kabiliyetlerini algılayışında ciddi köklü bir değişikliğe yol açtı. Türkiye kendisini ilkin bağımsız, bölgesel bir güç ve İslam dünyasının lideri olarak görüyor, ve ancak bunun sonrasında bir ABD ve NATO müttefiki. Türkiye ABD ilişkilerindeki bu köklü değişim ABD ve Türkiye’nin Ortadoğu’da, Doğu Akdeniz’de, Kafkasya’da ve İran üzerinden paylaşmış oldukları gayelere zarar veriyor. Fakat ABD ve onun politika yapıcı elitleri bu değişimi yanlış anladı ve büyük ölçüde göz ardı etti. Öyle görünüyor ki AKP yönetimi altındaki Türkiye’nin jeopolitik ve içsel dönüşümünün ne ifade edeceğini anlayamadılar. ABD artık kendisinin yüksek çıkarlarını oluşturan bir dizi kritik alanda Ankara’nın işbirliğini çantada keklik bilemez ve bilmemeli. ABD Türkiye’nin politikasını tekrar değerlendirirken bazı adımlar atmalı. Washington Türkiye’deki seküler güçleri desteklemeli; Türkiye ve İran arasındaki ayrılığı Tahran’ı bu önemli müttefikinden etmek üzere kullanmalı; Türkiye’yi Suriye’de daha az radikal grupları desteklemeye yöneltmeli; kendisinin önemli bölgesel bir müttefiki olarak Türkiye’nin beklentilerini yükseltmeli, ona NATO ve ABD’ye karşı sorumluluklarını hatırlatmalı; Kürt sorununa yönelik kapsamlı bir politika geliştirmeli ve Türkiye-İsrail arasında yaptığı diplomatik arabuluculuğa hız vermeli. ABD’nin ulusal çıkar ve değerlerini açıkça vurgulamak ve Türkiye’nin içsel dönüşümünü cesurca tanımak üzerinden Türkiye’ye yönelik sağlam ve kapsamlı bir politika oluşturmanın zamanı geldi de geçiyor bile.”
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.