Mübarek On Günler Ne Zaman Başlıyor?
“Ah, keşke şu üç ayları hakkıyla değerlendirebilseydim” diye yanan gönüllerimize muhteşem bir fırsattır bu on gece.
Üç ayları özlediniz mi? Sizi bilmem ama ben özledim. Recep, Şaban ve Ramazan’ıyla üç aylar Rabbimizin ekstradan rahmet ve merhametini sağanak sağanak yağdırdığı zamanın altın dilimlerinden.
Şayet bu günleri iyi değerlendiremedik diyorsanız üzülmeyin lütfen. Cenab-ı Hak önümüze yeni bir fırsat daha lütfediyor: Hicri aylardan zilhicce ayının ilk 10 günü.
Kur’an-ı Kerim’de Fecr Suresi’nde, “O on geceye yemin olsun ki...” (Fecr, 89/2) ifadeleriyle bahsedilen bu on gecenin kıymeti maalesef pek bilinmiyor.
Bazı kaynaklarda bu on gecenin Ramazan’ın son on günü veya Muharrem’in onuncu gününe (aşure gününe) kadar olan on gün olduğu kayıtlı olsa da genel görüş ve kabul, bu mübarek on günün zilhicce ayının ilk on günü olduğudur.Bu on gün, bu sene 6 Ekim ile 15 Ekim arasında yaşanacak. Önümüzdeki pazar günü zilhicce ayının ilk günü.
Efendimiz nasıl anlatıyor?
Hicri ayların 12’ncisi olan zilhicce ayı, İslâm’ın beş esasından biri olan hac ibadetinin yerine getirildiği umumi af ve bağışlanma ayı. İşte bu mübarek ayın 1’inden 10’una kadar olan zaman dilimi “leyâle-i aşere” yani on mübarek gecedir. Onuncu gün Kurban Bayramı’nın ilk günü oluyor.
İsterseniz gelin şimdi Efendimize kulak verelim. Bakınız Allah Resulü bu günlerin ne kadar bereketli olduğunu şu ifadelerle anlatıyor: “Günlerden hiçbiri yoktur ki onlarda yapılan bir iş zilhiccenin ilk on gününde yapılan işten daha faziletli ve yüce, Allah’a daha sevgili olsun...” (Tirmizi, Savm, 52)
Bunun dışındaki aşağıdaki hadisler de bu günlerin kıymetini anlamamız adına dikkat çekici:
“Zilhiccenin ilk günlerinde tutulan oruç, bir yıl oruç tutmaya, bir gecesini ihya etmek de Kadir Gecesi’ni ihya etmeye bedeldir.” “Zilhiccenin ilk dokuz günü oruç tutana, her günü için bir yıllık oruç sevabı verilir.” (Tirmizi, Savm, 52)
“Allah indinde zilhiccenin ilk on gününde yapılan amellerden daha kıymetlisi yoktur. Bugünlerde tesbihi, tahmidi, tehlili ve tekbiri çok söyleyin!” (Abd b. Humeyd, Müsned, 1/257) Tesbih, sübhanallah; tahmid, elhamdülillah; tehlil, lâ ilâhe illallah; tekbir ise Allahu ekber demektir.
Bu fırsatı değerlendirelim
Mana büyüklerinin Kurban Bayramı’ndan evvel 9 gün oruç tuttuklarını, 10’uncu günü kurban kesilinceye kadar bir şey yemediklerini ve o gün ilk yedikleri gıdanın kestikleri kurban eti olduğunu görüyoruz. Bizler de en azından bu on gün içindeki pazartesi ve perşembe günlerini oruç tutarak değerlendirebiliriz.
Gerek ayet-i kerimelerde gerekse hadis-i şeriflerde öne çıkarılan bu mübarek on günü adeta Ramazan ayının son on günüymüş gibi değerlendirmeye çalışmalı, bu vesile ile sahte ve sentetik gündemler içinde yoğrulan, günahların sıkıcı atmosferi içinde boğulan gönül dünyamızı yapacağımız ibadet ve hayırlarla aydınlatma peşinde olmalıyız.
SÖZÜN ÖZÜ
1) Zilhicce ayının ilk on günü manevi kazanç günleridir.
2) Bu günler içinde sık sık sübhanallah, elhamdülillah, lâ ilahe illallah diyebiliriz.
3) Bu on günü, Ramazan ayının son on günüymüş gibi değerlendirebiliriz.
BİR SORU BİR CEVAP
120 dolara kurban mı olur?
Soru: “Bazı yardım dernekleri Afrika’da 120 dolara kurban kesiyor. Kurbanımı orada kestirsem makbul olur mu? “İlla yaşadığın ülkede kestirmelisin yoksa kabul olmaz. 120 dolara kurban mı olur” diyorlar. Ne dersiniz?” İsmail Gökçe
Önemli olan kurbanın fiyatı değil, bir kimsenin kurbanını kesmesi veya vekâlet vererek kestirmesidir. Fiyatının ne olduğu mühim değildir. Ucuz fiyata yurtdışında kestiren kimse de kurban borcunu ödemiş olur elbette. Yani kurbanın illa da kendi ülkenizin fiyatlarında olması gerekmez.
Kurban nerede kesilirse oradan alındığı fiyat geçerlidir. Hatta Afrika’daki kardeşlerimiz daha çok muhtaç olduğu için orada kesilen kurban kişiye, belki de bizim burada pahalıya kestiğimiz kurbandan daha çok sevap kazandırabilir. Önemli olan ucuzluk ve pahalılıktan ziyade kurbanın ihlas ve samimiyetle kesilip ihtiyaç sahiplerine dağıtılmasıdır.
Vekâlet yoluyla kurban kesilebilir mi?
Evet, kesilebilir. Kurbanı kişi kendi bulunduğu yerde vekâlet vererek kestirebileceği gibi, başka bir yerdeki kişi veya kuruma da vekâlet vererek kestirebilir.Kişinin keseceği kurbanı bizzat satın alması, kendisinin kesmesi veya kesilirken yanında bulunması, kurbanın sahih olması için- gerekli değildir. Bunlar vekâlet yoluyla da yapılabilir.
TEFEKKÜR ATLASI
Beynimize bu eşsiz gücü veren kim?
Geçtiğimiz günlerde yapılan bir araştırmada beynin depolama kapasitesinin bir katrilyon (bir milyon milyar) bilgi parçasını alacak imkâna sahip olduğu hesaplandı. İnsanın zihni deposunun tam kapasitede kullanılmadığı, genellikle zihni kabiliyetlerinin yüzde 10-15’ini kullanıldığı, buna rağmen hafızada trilyonlarca ayrı ayrı haberler depo edildiği düşünülecek olursa, hafızamızın gücü ve çapı beşer idrakinin kat kat üstünde olduğu anlaşılmış olacaktır.
Bir parça etten ibaret olan beyine bu kabiliyetleri kim vermiştir? Mesela bir hard diskin kendi kendine oluştuğu iddiası bize ne kadar gülünç geliyorsa, hard diskten milyonlarca defa daha muhteşem bir mekanizma olan beyni tesadüflere vermek de ondan daha fazla gülünç bir durum olmaz mı?
BİR AYET
“Yetime değer vermezsiniz! Muhtaçları doyurmaya teşvik etmezsiniz. Mirasları helâl haram demeden ne gelse yersiniz. Mal mülk sevgisi ise bütün benliğinizi kaplamış! Hayır! Bu yaptıklarınız kesinlikle yanlış!..” (Fecr sûresi, 89/17-21)
BİR HADİS
Peygamber Efendimiz şöyle buyuruyor: “Allah’ın en çok sevdiği kulu, diğer kullarının hayır ve iyiliğini en çok isteyendir.” “Sizin hayırlınız, ahireti için dünyasını, dünyası için ahiretini terk etmeyen ve insanlara yük olmayandır.” (Camiüssağir, 1239)
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.