"Güvenlik 'çok üst seviye'de tutulmalıydı"

"Güvenlik 'çok üst seviye'de tutulmalıydı"
Emekli Albay Mesut Ülker: ''Saldırıya uğrayan karakol güvenlik algılamasının çok üst seviyede tutulması gereken bir yer''

Strateji Uzmanı emekli Kurmay Albay Mesut Ülker, Aktütün Karakolu'na yönelik hain saldırıyla ilgili olarak, ''O bölge coğrafi şartları itibariyle güvenlik algılamasının çok yüksek seviyede tutulması gereken bir bölge'' diyerek düşüncelerini dile getirdi.

Son dönemde çözme trendine giren terör örgütünün böyle bir saldırıyla ''hala ayaktayım'' demeye çalıştığını söyleyen Ülker, CİHAN'a yaptığı açıklamada, ''Hepimizin bildiği gibi terör örgütü son yıllarda özellikle çökme trendine girmiş ve bu konuda terör örgütü dünyaya ve kendi müntesiplerine bu konuda ayaktayım, varım, bölgede varlığını sürdürme konusunda mesaj vermek istemiştir.'' dedi. 

Terörle mücadelede güvenlik boyutu kadar sosyal ve ekonomik boyutunun da çok önemli olduğunu söyleyen Ülker, ''Terörün güvenlik boyutunun dışında sosyal ve psikoekonomik boyutlarda hükümetin, devletin ve güvenlik güçlerinin ortak hareket ederek topyekün bir mücadele stratejisi içerisine girme aşamasında olduğunu görüyoruz. İşte böyle bir dönemde gelen saldırı buna bir mesaj niteliğindedir.'' şeklinde konuştu. 

Ülkenin terörle mücadele konusunda kararlı bir tutum sergilediğini söyleyen Ülker, ''Türkiye Cumhuriyeti devletinde başta Cumhurbaşkanımız, bazı bakanlarımız ve güvenlik güçlerimiz olmak üzere bu konuda kararlı ve istikrarlı bir şekilde bu noktada gündemine almıştır.'' şeklinde konuştu. Bu konuda örnekler veren Ülker, ''Hepimizn bildiği gibi Cumhurbaşkanımız ilk ziyaretini bölgedeki askeri birliklere, güvenlik unsurlara yapmıştır. Aynı şekilde Genelkurmay Başkanımız da devir teslim töreninden hemen sonra ilk ziyaretini Diyarbakır'daki birliklerle beraber bölge halkını ziyaret ederek; 'biz sizinle beraberiz' mesajı terör örgütünü adeta can alıcı noktasında belini kırmaya yönelik çok güzel sosyal olarak, ekonomik olarak, kültürel olarak verilen mesajlardır. Terör örgütü bu noktada dış kaynaklardan da destek alarak Türkiye'nin istikrarı, güvenliği ve bölgeye verecek projeyi kesmek için bir eylemde bulunmuştur.'' ifadelerini kullandı. 

Türk milletinin böylesine bir durum karşısında bile sukunetini bozmayarak sağduyulu hareket edebildiğini söyleyen Ülker şunları söyledi: ''Karşılaştığı şeyler (milletin) yeni değildir. Bundan sonra da karşılaşacaktır. Esas olan burda sağduyu kaybetmeden özellikle bayramdan sonraki cenazelerde gördük. Türk milleti gerçekten kendisinden beklenen bu konuda yüksek birliktelik ve beraberliği göstererek şehitleri bağrına basmış, taşkınlık ve gösterilerde bulunmadan sadece acılarını kendi çevreleriyle ve Türk milletiyle paylaşmıştır. Türk milletine yakışan da budur. Karar vericilerimiz de bu noktada gereken hassasiyetleri göstererek öenemli tedbirler alacaktır diye düşünüyorum.''

Aktütün ile Balıkesir'de meydana gelen olay arasında bir bağ olup olmadığı sorusuna Ülker, şu cevabı verdi: ''Bakın Balıkesir olayında Türk milleti tahriklere gelmemiş, birlik ve beraberliğini çok güzel bir şekilde ortaya koymuştır. Bu tutmamıştır. Dolayısıyla terör örgütü sonuç almadığı noktalarda yeni metodlar arayacaktır. Önümüzdeki bu konuda hassas ve titiz davranarak özellikle toplumun ayrıştırılması noktasındaki bu tip daha çarpıcı olaylar bekleyebiliriz. Buna yönelik olarak Türk milleti bu konularda daha tedbirli ve hassas olmalıdır.'' 

Kamuoyunda Aktütün olayının ardından bazı şüphelerin dile getirilmesiyle ilgili olarak Ülker, ''Kamuoyunun farklı sesini saygıyla karşılamak gerekir. Karar vericilerin eleştirel anlamda değil bu konuya ilişkin farklı unsurların, farklı konuların, farklı kişilerin değerlendirmelerini de sağduyuyu ellerinden bırakmadan dikkate almaları, dinlemeleri bu noktada yapılması gerekenleri konusunda hassas davranmaları gerekir.'' dedi. 

Bölge insanı ile terörün ayrı tutulması gerektiğini ve son dönemde bu yönde net bir tavrın ortaya konduğunu vurgulayan Ülker ayrıca şunları söyledi: ''Bu çok önemli bir vurgu. Bu konu maalesef dönem dönem eskiden getirdiğimiz farklı disiplin ve bilgilendirmelerle yerine oturmuyor. Oturmadığı için de çöple samanı bir birinden ayıramıyoruz. Bölge halkı dediğimizde yıllarca Çanakkale'de, diğer Osmanlı'nın bütün savaşlarında, Cumhuriyet döneminde Balkanlar'da diğer bütün cephelerde bölge halkıyla ayrılmadan et, kemik ve tırnak gibi cephede can vermişiz. Bugün itibariyle baktığımızda da onlar da Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı. Onlar da bu ülkeye vergilerini veriyorlar. Doğal olarak devletin milletin hizmetinden faydalanmak isteyeceklerdir. Son zamanlarda özellikle sivil toplum örgütlerin yaptığı çok güzel uygulalamalarla, bayram kutlamalarıyla, ziyaretleriyle, ordaki eğitim faaliyetleri; bölge halkını batıdaki bölge halkına getirerek bazı ailelerin sivil toplum yaklaşımıyla oraya giderek, özellikle devletimizin noktasında da hükümetin GAP projesi kapsamında 12 milyar dolarlık kaynağı GAP projesini tamamlanmasına yönelik olarak öncelendirerek o bölgeye sunmuştur. Sayın Cumhurbaşkanımız, Başbakanımız, komutanlarımız ilgili bölgede görev yapan bütün devletin resmi görevlileri, halk, batıdaki ilgi duyan bütün Türk insanı bölgeyle kaynaşma konusunda niyetli ve kararlıdır. İşte bu niyet ve kararlılığı bitirmeye ilişkin bölge halkı bu tarz çarpıcı uygulamalarla bu güzel faaliyetleri önünü kesme noktasında bu tip faaliyetlerin devam edeceğini değerlendiriyorum. Ama Türk milleti bu sıkıntıları bu barileri atlatmıştır.''

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.