Yahudi beslemesi bir kuruluş, hiç Türkiye’yi över mi?
Sohbete “soru” ile başlayalım:
Bu ülkede, bir gazeteci, Başbakan Tayyip Erdoğan için; “Ey Başbakan, tükürmesinler diye mezar taşına, TOMA bekleyecek başında” diye yazabiliyorsa, hakkında da herhangi bir dâvâ açılmıyorsa, “basının özgür olmadığı” iddia edilebilir mi?..
Bu ülke; “Türkiye” değil de, meselâ Kuveyt olsa ve orada bir gazeteci; aynı şeyleri “Kuveyt Emiri” için yazsa, acaba başına neler gelirdi?.. Bırakın “basın özgürlüğü”nün elinden alınmasını, herhalde “yaşama özgürlüğü” bile elinden alınır, hemen “ip”te sallandırılırdı!..
Bereket ki;
“Cumhurbaşkanı” veya “Başbakan”ları eleştiren, “eleştiri”nin de ötesinde “salya-sümük saldıran” gazeteciler Kuveyt’te değil, Türkiye’de yaşıyorlar!..
“İfade hürriyeti”ni de,
Tepe tepe kullanıyorlar!..
O kadar “özgür”ler ki;
Başbakan için “despot” diyebiliyorlar, “otoriter” diyebiliyorlar, “diktatör” diyebiliyorlar!.. Mahkemeler de bunu, “eleştiri” olarak görüyor!..
GAZETECİ DEĞİL, BOMBACI!
Buna rağmen; Freedom House yani Özgürlük Evi adlı Amerikan merkezli bir kuruluş; hazırladığı “Dünya Basın Özgürlüğü Haritası”nda; Türkiye’ye “100 üzerinden 62 kötü puan” vermiş, Kuveyt’e ise “100 üzerinden 59 kötü puan” vererek, “Kuveyt basınını, Türkiye’den daha özgür” göstermiş!..
Türkiye; “en çok tutuklu gazetecinin bulunduğu bir ülke” olarak gösterilmiş!..
Bu “rapor”la ilgili eleştirilerimizi dün; “Bunlar gazeteci değil, bombacı” diyerek “Akit’in manşeti”nde, “Kim gazeteci, kim terörist?” diyerek de Ayna’da, Ali İhsan Karahasanoğlu ve Ersoy Dede’nin sütunlarında dile getirdik...
Başbakanlık Kamu Diplomasisi Koordinatörlüğü de, bir açıklama yapıp, dedi ki;
l “Cezaevinde 44 değil, 15 gazeteci var... Bunlar da; gazetecilik faaliyetlerinden dolayı değil, PKK/KCK, DHKP-C, MLKP/MK, TKP(ML), TİKKO gibi terör örgütleriyle bağlantılı suçlardan içeride... 15 kişinin sarı basın kartı bile yok. Bunların 7’sinin cezası kesinleşmiş, 8’i ise tutuklu yargılanıyor.
l 4 kişi; tehlikeli maddeleri izinsiz olarak bulundurma veya el değiştirme, resmi belgede sahtecilik, anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme, ruhsatsız ateşli silahlarla mermileri satın almaktan, 10 kişi silahlı terör örgütüne üye olmaktan, bir kişi ise yasadışı silahlı örgüt kurma, yönetme ve propaganda suçuyla ya ceza aldı ya da yargılanıyor.”
Olay, özetle böyle...
Freedom House tarafından isimleri zikredilen “2 kişi”nin ise, “cezaevlerinde kaydı bile yok”, iyi mi?..
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.