Sadrettin Güngör İkizlerine Doyamadı

Ekmeğini yedi yıldır maden işçiliğinden kazanan ikiz çocuk babası Sadrettin Güngör'ün, Soma'daki madende işe başladığı gün şehit düşmesi yürekleri dağladı. 5 yıl önce eşi Seda ile dünyaevine giren Güngör, 4 yıl boyunca çocukları olmayınca tüp bebek tedavisine karar verdi. Bankadan 40 bin lira kredi çeken Güngör çiftinin tedavi sonucu 3 ay önce ikiz bebekleri dünyaya geldi. Bebeğe kavuşmak için 1300 lira maaşıyla 40 bin liralık borcun altına girmeyi göze alan Güngör, doğan ikiz bebeklere Ali ve Alaattin isimlerini verdi. Yaşadığı zorluklara, ekmek parasını yeraltında binbir güçlükle kazanmasına rağmen Sadrettin Güngör ve eşi Seda'nın dünyası, ikiz bebeklerle mutluluk ve umutla doldu. Ta ki madendeki yangın, arkadaşları gibi Sadrettin'i de çocuklarından ayırana kadar.

KREDİ BORCU SİLİNSİN

Madende şehit düşen son işçinin bedenine de dün ulaşıldı. 301 işçinin hayatını kaybettiği faciada son bulunan cesetlerden biri, ikiz çocuk babası Güngör'e ait. Aynı olayda eniştesi Bilal Malkoç'u da kaybeden Güngör'ün, Soma'daki madende işe başladığı gün şehit düştüğü ortaya çıktı. Güngör'ün cenazesi, geçtiğimiz gün toprağa verilen eniştesinin yanıbaşına gömülecek. Talihsiz adamın dayısı Halit Cambaz, yeğeninin çocuk sahibi olabilmek için bankadan çektiği kredinin silinmesini istiyor. Ailenin iki evladının da madende öldüğünü söyleyen Cambaz, 'Eniştesinin de 2 çocuğu yetim kaldı. Yeğenim yıllar sonra dünyaya gelen bebeklerine doyamadan öldü. Bu ailenin artık hiçbir geliri kalmadı. Kredi borcunun silinmesini istiyoruz' diye konuştu.

Kardeşini sırtında çıkardı

Soma'daki kurtarma seferberliği, her biri ayrı bir hikayeye konu olacak manzaralar ortaya çıkarıyor. Bunlardan biri ise Ali Günaydın'ın yaşadıkları. Facianın yaşandığı madenin hemen yanındaki başka bir madende çalışan Ali Günaydın, evine döndüğünde kardeşi Akif Günaydın'ın çalıştığı ocaktaki yangını öğrenince kardeşini kurtarmak için yola koyuldu. Kendisi de yıllardır başka bir madende çalışan Günaydın, mesai bitimi gittiği Savaştepe'deki evinden Soma'ya koştu. Gözünü kırpmadan facianın yaşandığı madene giren Günaydın, yaklaşık 60 madencinin cenazesi çıkartıldıktan sonra kardeşinin cansız bedeniyle karşılaştı. Kardeşinin cesedini sırtına alan Günaydın, madenin çıkışına kadar acı bir yolculuk yaptı. Kardeşini toprağa veren Ali Günaydın, '2 yeğenim de yetim kaldı. Bu olaydan sonra Soma ve birçok köyde yetim bir nesil büyüyecek' dedi.

Her şeyi anlatıyor

Manisa'nın Soma ilçesindeki nüfus tabelasına, maden ocağındaki ölümlerin ardından sprey boyayla 'eksi 302' yazıldı. İlçenin Bergama yolu çıkışındaki 'Nüfus: 105 bin' yazılı tabelaya bir grup genç tarafından sprey boyayla '-302+?' yazılıp, siyah kurdela takıldı. Bu yazıyı arkadaşlarının yazdığını belirten eski kömür işçisi 26 yaşındaki Erdem Efe, şunları söyledi: 'Kömür madeninde çalışmaya sadece 7 ay dayanabildim. Şimdi ise yakındaki bir inşaatta çalışıyorum. Hiçbir şey dışarıdan göründüğü gibi değil. Denetim için gelenler sadece ana koridorda 200-300 metre gidip, geri döndükleri gibi, denetim yapılacağı da iki hafta önceden biliniyordu. Denetçiler işçilerin çalıştıkları galeri ve bacalara kesinlikle girmiyorlar. Orada yaşama ve çalışma şartlarını bilmiyorlar. Acımız tabii ki çok büyük ama bu tür facialar hiçbir zaman nedensiz olmuyor.'

DNA ile belli olacak

Arkadaşlarını kurtarmak için madene giren ve bir daha kendisinden haber alınamayan 2 çocuk babası Mustafa Korkmaz'a ait naaşın, bulunan son işçiler arasında olup olmadığını DNA testleri belirleyecek. 32 yaşındaki talihsiz işçinin eşi Sema Korkmaz, maden girişinde gelen her siyasiye, 'Ne olur eşimi bana verin' diyerek dikkat çekmişti. Enerji Bakanı Taner Yıldız da acılı kadını teselli etmiş ve evine gitmesini sağlamıştı. Kocasının bulunmasını isteyen Sema Korkmaz'la ilgili bilgi veren Bakan Yıldız, 'Arkadaşlarım kendisini 7-8 defa bilgilendirdi' dedi. Yıldız, 'Çok etkilendim. Kendisini daha sonra da ziyaret edeceğim. Kendisini yalnız bırakmayacağız' dedi. Oğlunun madende 'emniyetçi' olarak çalıştığı bilgisini veren baba Orhan Korkmaz, 'Olaydan kısa süre sonra arkadaşları kolundan tutup, 'Gel buradan çıkalım' demiş. Ama oğlum da 'Benim burada arkadaşlarım var. Onları kurtarmadan çıkmayacağım' demiş. Ama nasip değilmiş' diye konuştu.

YENİ ŞAFAK