Biden, Bu Kez De Ada'da Bitti!

Biden, Bu Kez De Ada'da Bitti!
Biden, şimdi de Kıbrıs meselesine el attı.

ABD ve İsrail menfaatlerinin olduğu her yerde bitiveren ABD Başkan Yardımcısı “kipalı” Joe Biden, şimdi de Kıbrıs meselesine el attı. 1974 Kıbrıs Harekatı sonrasında Türkiye’ye uygulanan silah ambargosunun mimarlarından Biden, konu İsrail doğalgazı olunca arabulucu rolüne soyundu. İsrail doğalgazının en uygun güzergahtan Avrupa’ya satışı için kilit önemdeki Kıbrıs’ı gözüne kestiren ABD, bu uğurda Türkiye ile Rum yönetiminin arasını yapmaya çalışırken, İsrail’e de yeni bir hayat öpücüğü vermiş olacak. Türkiye’nin “sevinçle” karşıladığı bu ziyaret, İsrail-Rum şer ittifakının da önünü açacak.

ABD Yeni Sömürü Alanı İçin Sahaya İndi

Yıllardır, Kıbrıs’ta Rum ve İsrail çıkarlarına yönelik  bir “çözüm”den(!) yana sinsice çalışan ABD, bölgedeki gaz rezervlerinin sömürüsü için sahaya indi. Sorunun çözümü için Rum Kesimi ve Yunan lobisinin sinsi tuzaklarının yeterli olmadığını anlayan ABD, gizliden yürüttüğü çalışmaları artık gözler önünde ve ‘aktif’ olarak sürdürmeye karar verdi. Dış siyaset konusunda büyük bir basiretsizlik tutumu sergileyen ve bir türlü aldıkları hezimetlerden ders çıkarmayan Hükümet ise ABD’nin meseleye ‘aktif bir şekilde el atmasını’ ne yazık ki olumlu bir şey gibi göstermek istiyor.

Siyonist Hizmetkar Ada’da

Rum kesiminin haksız talepleri sebebiyle yıllardır sürüncemede kalan anlaşmazlıkları ‘kökünden halletmek’ için işi bizzat ele alan ABD, Kıbrıs’a Başkan Yardımcısı Joe Biden’ı gönderiyor. Son yıllarda Ortadoğu ülkelerinden çıkmak bilmeyen ve özellikle de İsrail’e onlarca kez ‘ziyaret’ gerçekleştiren Siyonist hizmetkar Biden’ın Kıbrıs meselesini nasıl bir ‘hayırlı’ sonuca ulaştıracağı ortada. Bu açık olguya rağmen, Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay’ın, Biden’ın Kıbrıs meselesine el atmasını ‘olumlu’ bir adım olarak görmesi ve övgüyle bahsetmesi akıllara durgunluk verecek nitelikte bir basiretsizlik örneği olarak karşımıza çıkıyor.

Çok sayıda sakıncalı durum içeren ziyaret ile ilgi ortaya atılan son iddia tüm bildiklerimizi unutturacak cinsten…

Sembol bombası

ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden’in Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu ile görüşme yapacağı ortamda herhangi bir sembol istemediği ve bu konuda ısrar ettiği belirtildi. Rum Başkanlığı tarafından yapılan açıklamada, Amerikan Hükümeti’nin görüşme ile ilgili bazı güvenceler verdiği ifade edildi. İddiaya göre ABD Başkan Yardımcısı Biden’in, Eroğlu ile Kıbrıs Türk liderin alışılageldik binasında değil, herhangi bir sembol olmaksızın ek binada görüşeceği ifade edildi. Rum Başkanlığı ayrıca, Biden’in KKTC Cumhurbaşkanı Eroğlu ile olan görüşmesinin ABD’nin, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi üyesi olarak Kıbrıs sorununun çözüm çabalarında oynamak istediği role dayandığını belirtti.

KKTC Cumhurbaşkanı Danışmanı Prof. Dr. Mehmet Hasgüler, Kıbrıs’ın Çarlık Rusyası tehdidiyle İngilizler tarafından işgal edildiğini ve Sovyet tehdidi yüzünden de bölündüğünü hatırlatarak, yaşananların tarihî bir bütünlük içinde değerlendirilmesi gerektiğini vurguladı. Hasgüler, İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi (İKÇÜ) İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Çelebi Avrupa Birliği Merkezi (ÇABMER) tarafından düzenlenen “Doğu Akdeniz’de Son Gelişmeler ve Kıbrıs” konulu konferansta konuştu. Kıbrıs’ın Rusya yüzünden birleştirilmek istendiğini belirten Cumhurbaşkanı Danışmanı Hasgüler, “1960’ta Kıbrıs’ta kurulan devletin başına, Başpiskopos Makarios getirildi. Böylece sorunlar başladı, haliyle toplumsal ayrılıklar başladı. 5 Kasım 1914’te İngilizler, ilk olarak medeni hukuka ilişkin işlem tutan müftülüğü lağvetti. Her türlü işlemlerde hem hakem hem kayıt tutan müftülüğün ilgası, Kıbrıs Türkünü sahipsiz bıraktı. Vakıfları kapattı ama Rumların hiçbir kurumuna müdahale etmedi. Devletler tarihinde, 50 yılda bir bellek tazelemek gerek. 1974 harekâtını 1980’lerde konuşmak başka, 2000’de, 2014’te konuşmak başka. Zaman geçtikçe hem olayların dayanakları hem de ilgisi azalıyor. Bu özellikle Kıbrıs Türklerinde böyle, Rumlarda böyle değil.” dedi.

‘Biz kendimizi azınlık olarak görmüyoruz’

Kıbrıs’a küresel seviyede bakıldığında Müslüman-Hristiyan, bölge bazında Türk-Yunan, Kıbrıs’tan bakıldığında ise Kıbrıslı Türk-Rum çatışması olarak görüldüğünü ifade eden KKTC Cumhurbaşkanı Danışmanı Mehmet Hasgüler, Türk kesiminin azınlık olarak görülemeyeceğini vurguladı: “Batılılar, Yunanlılar tarihe hep kendilerinin işine gelen kısımlarından bakarlar. Biz kendimizi azınlık olarak görmüyoruz. Rumlar, kendilerinin dışında herkesi azınlık olarak görürler. Hastaya doktor lazım, yarayı doktor olarak görmeyip kaşırsanız yara daha da büyür. Onların da Türklerin de büyük acıları vardır. Üç asır orayı yöneten bir imparatorluğun bakiyesi olarak bu konuya ilişkin barışı ortaya koyan, Avrupa’ya hiçbir kompleks duymadan yaratıcı, barışı inşa edici, çözümü ortaya çıkarıcı projelerimizi sunmamız lazım. Tarihî kimliğimizden, dinimizden, kişiliğimizden ödün vermeyeceğimizi de herkesin bilmesi lazım. Hiçbir ortaklık, iki kimliğin birinden birini az gözeterek, öbürüne aşağıdan bakarak başarılı olmaz. Eşitlik ve demokrasi gerekir.”

Yoğun olarak manipülasyon yapılıyor’

Önümüzdeki süreçte Kıbrıs’ta yaşanacak hareketliliğe de işaret eden Prof. Dr. Hasgüler, Türkler üzerinde manipülasyonun oldukça yoğun olduğunu ifade etti: “Bugün sadece Güzelyurt’a gelecek olan Rum sayısı 150 bindir; 150 bin Türk de güneye hareket edecek. Nüfusun üçte biri, adanın ekonomisi üzerine etki edecek. Federal bir Kıbrıs’a gidildiğinde, uzun yıllar sonra insanların yerlerinden edilmeleri söz konusu olabilir. Manipülasyon o kadar üst düzeyde ki Güzelyurt’ta olan bir Türk, cenazesini buraya defnedemiyor, Lefkoşa’ya götürüyorsunuz. Bu çok acı, çünkü o toprağın Rumlara verileceği kanısını dışarıdaki güçler size dayatmış.”

 ‘Ada için kritik bir sürece girildi’

ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden’in, 21-23 Mayıs 2014 arasında Lefkoşa’yı ziyaret etmesini de değerlendiren Prof. Dr. Hasgüler, “İngiltere’nin üslerle ilgili açılımı, AİHM kararı ve de ABD’den 52 yıl aradan sonra en üst düzeyde ziyaret olarak ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden’in adaya Maraş ile ilgili fonlarla gelmesi, oldukça kritik bir sürece girildiğini gösteriyor. AİHM kararının Kıbrıs ile ilgili de boyutu var. Herkesin bir Kıbrıs’ı var. Nasıl bir dönem herkesin bir Filistin sorunu vardıysa her bir gücün kendi otlayacağı bir Kıbrıs’ı var. ABD’nin, Avrupa’nın, Yunanistan’ın, Rusya’nın bile farklı bir Kıbrıs’ı var. Bu sürece kadar orada yaşayan insanların nasıl bir Kıbrıs’ta yaşamak istedikleri ortaya koyulamadı.” şeklinde konuştu.

İktidar Biden’a sıcak bakıyor

Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay, ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden’ın Kıbrıs’ı ziyaretini ve ABD’nin Kıbrıs sorununun çözümü konusundaki aktif tutumunu olumlu bulduklarını belirterek, “Bu defa Kıbrıs müzakereleri verimli gidiyor. Orada hem AB’nin hem ABD’nin yapıcı katkılarını biz doğrusu faydalı görüyoruz” dedi. Atalay, Gazi Üniversitesindeki “Kültürler Kavşağında Afrika-Türkiye Buluşması: 2014 Afrika Günü” etkinliğine gelişinde gazetecilerin sorularını yanıtladı. Başbakanlıkta HDP heyetiyle yapılan görüşmeyi hatırlatan bir basın mensubunun “Çözüm Süreci’nde bir aksama olup olmadığına” ilişkin sorusu üzerine Atalay, “Çözüm süreciyle ilgili olağanüstü bir durum yok. Çözüm süreciyle ilgili bir aksama yok. Çözüm süreci normal olarak yürüyor. O konuda hükümetimizin kararlılığı tamdır. Tarafların zaman zaman bir araya gelip görüşmesi oluyor biliyorsunuz. Biz özellikle bu konuda siyaset kurumunun biraz daha fazla devrede olmasını arzu ediyoruz” diye konuştu. Bir gazetecinin Joe Biden’ın Kıbrıs ziyareti ile “ABD’nin Kıbrıs sorununun çözümü konusundaki aktif tutumuna” yönelik değerlendirmesini sorması üzerine Atalay, “Gayet olumlu değerlendiriyoruz. Bu defa Kıbrıs müzakereleri verimli gidiyor. Orada hem AB’nin hem ABD’nin yapıcı katkılarını biz doğrusu faydalı görüyoruz” karşılığını verdi. Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun KKTC’de ziyaretlerde bulunduğunu hatırlatan Atalay, şöyle devam etti: “Meclis Başkanı cuma günü buraya geliyor, biz de burada değerlendireceğiz. Bizim de yakın takibimiz sürüyor. Başkan Yardımcısının Ada’ya yarın gelişi ve aynı zamanda kuzeye de geçmesi ve orada ziyaretleri yakından takip ediyoruz. Doğrusu biz bu defa bu müzakere sürecinden umutluyuz. Özellikle Türkiye ve KKTC kesimi, Kıbrıs Türkleri olarak biliyorsunuz biz başından beri çözüm sürecinde yapıcı bir rol oynuyoruz. Şu anda da o politikamız devam ediyor.”

AA

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
6 Yorum