A. S.’ye Milli Tepki!

A. S.’ye Milli Tepki!
Yeni Şafak Ankara temsilcisi Abdülkadir Selvi’nin dünkü yazısına Milli gazeteden çok sert tepki geldi…

Yeni Şafak’ın Ankara Temsilcisi Abdulkadir Selvi ile Milli Gazete arasında ilginç bir polemik yaşanıyor. Dünkü yazısında Paralel Yapı’nın Erbakan Hoca’yı sahte isimler üzerinden dinlendiği iddiasını kaleme alan Selvi, bu duruma ses çıkarmadıklarını savunduğu Saadet Partisi lideri Prof. Dr. Mustafa Kamalak ile Milli Gazete’yi “Erbakan’ın mirasyedi evlatları” şeklinde hedef almıştı.

Selvi’nin suçlamalarına Milli Gazete’nin cevabı sert oldu. Milli Gazete, bugün birinci sayfadan “Suskunluğumuz asaletimizdendir” başlığıyla yayınladığı açıklamada, uzun yıllar Yeni Asya gazetesinde gazetecilik yaptığını hatırlattığı Selvi’ye “Rüzgar gülü” yakıştırması yaptı. Saadet Partisi Genel Başkan Başdanışmanı Mustafa Yılmaz da Abdülkadir Selvi’ye sert sözlerle yüklendi. İşte Milli Gazete ve Mustafa Yılmaz’ın Selvi’ye cevapları:

“SUSKUNLUĞUMUZ ASALETİMİZDENDİR”

Milli Gazete’nin açıklaması şöyle: “Milli Görüş camiası olarak hiçbir zaman kişisel bir mücadelenin içerisinde olmadık. Muhatabımız asla kişiler değil, her zaman ve zeminde sadece zihniyetler oldu. Rüzgâr gülü misali bir oraya, bir buraya hiç dönmedik. Fırtınalar da, kasırgalar da bizi yolumuzdan savurmadı, davamızdan saptırmadı. Darbeler, süreçler bizi değiştirmedi. Değiştiremez de!.. Son zamanlarda dönemin parlatılmış, cilalanmış görevli kalemleri bize de musallat olmaya çalışıyor. Ama biz bu kendini bilmez saldırılar karşısında hep sustuk. Ama biline ki, suskunluğumuz asaletimizdendir. Bugün de aslında suskunca konuşuyoruz.  Bu “asaletimiz” cennet mekân Hocamızdan öğrendiğimiz önemli bir vasıf…

Herkesin bir gündemi var. Suni gündemler, polemikler, günlük söylemler, laf dalaşları bir tarafa… Bizim gündemimizin merkezinde her daim, “Hak-batıl mücadelesi” olmuştur. Kişisel kavgaların bir tarafı, çıkar ve menfaatlerin kenarı köşesi hiç olmadık; olmayacağız da. Her attığımız adımda Allah (C.C.)’ın rızasını gözettik. Çıkar ve menfaat savaşında olmadık.

Milli Gazete olarak da, “Hak geldi, batıl zail oldu”  düsturuyla taçlandırdığımız Hak’tan yana duruşumuzu geride bıraktığımız 41 yıl boyunca şeref bildik. Bugün neredeyse gazetelerin çoğun 3–5 ay önceki manşetlerini bile tekzip ederken, elhamdülillah Milli Gazete 40 yıl önceki manşetlerinin de arkasında durabiliyor.

Bugün bu uhdelerimizi niçin mi hatırlatıyoruz? Son zamanlarda dönemin parlatılmış, cilalanmış görevli kalemleri bize de musallat olmaya çalışıyor. Ama biz bu kendini bilmez saldırılar karşısında hep sustuk. Ama biline ki, suskunluğumuz asaletimizdendir. Bugün de aslında suskunca konuşuyoruz.  Bu “asaletimiz” cennet mekân Hocamızdan öğrendiğimiz önemli bir vasıf… Biline ki; özelde Milli Gazete, genelde Milli Görüş mensuplarının “suskunluğu” da önemli bir tavırdır aslında. Bu suskunluğun kıymetini bilmek gerek.

Susuyoruz dedik ama yeri gelince de sözümüzü sakınmayız. Mahalleye yeni taşınmış kimi gazete ve kimi gazetelerin kalemşorlarına sadece bir çift sözümüz olacak. “Neden falanca kanala çıkıyorsunuz”, “neden filanca gazeteye demeç veriyorsunuz” derken komik oluyorsunuz. Biz Hakk’ı söyledikten sonra o Hakk’ın nerede söylendiğinin bir önemi yok. İkincisi de siz sayfalarınızı ya da ekranlarınızı açtınız da biz mi konuşmadık? Hem çok çirkin bir ambargo koyuyorsunuz hem de Saadet Partililer neden orada, burada konuşuyor diyorsunuz? Hem Erbakan Hocamıza bile ambargo koymuş gazeteler ve o gazetelerin yazarları, televizyonlar ve o televizyonların konuşucuları olacaksınız, hem de Erbakan Hocamıza bile ambargoyu reva görenler olarak gelip bizi kendi günahınıza ortak yapmaya çalışacaksınız. Yanlışlar denizinde yüzeceksiniz, sonra da çamurlu kalemlerinizle, lekelenmiş manşetlerinizle memlekette mihenk taşı rolüne bürüneceksiniz. Neyin doğru, neyin yanlış olduğuna karar verecek yetiniz olsaydı, yıllar boyu aldatılmazdınız!

Kendisine AKP’yi savunma görevi biçenler bu aralar yine tuhaf şeyler yapıyor. Hele arkadaşımızın birisi çok çirkin bir üslupla kalemini oynatmış. Yazık etmiş!.. Çok çok uzun yıllar Yeni Asya gazetesinde gazetecilik yapacaksın, Risale-i Nur ile ilgili bandrol meselesinde suskun kalacaksın… Sonra da sipariş bir yazı yazıp; çocukça bir üslupla lüzumsuzluk yapacaksın. Sözümüz size değil, sözümüz size siparişleri verip bu yazıları yazdıranlara. Sizi muhatap aldığımızı düşünüp de kendinize bi değer biçmeye kalkışmayasınız sakın ha!.. Belli ki size bi değer biçilmiş!..
MİLLİ GAZETE

“20 YIL YENİ ASYA’DA ÇALIŞTIN, RİSALE OKUDUN!”
Saadet Partisi Genel Başkan Başdanışmanı Mustafa Yılmaz’ın da Selvi’ye cevabı şöyle: 

“Uzun süredir bir siyasi partinin destekçiliğini görev edinen Yeni Şafak Gazetesi Ankara Temsilcisi Abdülkadir Selvi’nin kendi günahlarına Milli Görüş’ü de ortak etme gayretleri dikkatimizi çekiyor. Kendi andıçlarına, kendi polemiklerine bizi de ortak etmek istiyorlar. Biz buna asla alet olmayacağız. Biz de kalksak, ‘Abdülkadir Selvi 20 yıl Yeni Asya gazetesinde çalıştı. Risaleleri okudu. Ama bu gün Hükümet, Risalelerin basımı için bandrol vermiyor. Bu konuyla ilgili Selvi tek satır yazı yazdı mı? Yazdı da biz mi hatırlamıyoruz?’ desek bu şık olur mu? Milli Görüş bu andıçlara gelmeyecek, bu polemiklere girmeyecek. Milli Görüş kınayanların kınamasından korkmadan hak bildiği doğruları söylemeye devam edecek.”

 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
26 Yorum