Çocukları PKK’nın Elinde Olan Analar Ankara’da

Çocukları PKK’nın Elinde Olan Analar Ankara’da
PKK’nın çocuklarını kandırıp dağa götürdüğü Kürt aileler Cumhurbaşkanı Gül, Başbakan Erdoğan, STK ve parti temsilcileriyle görüştü. Aileler, dağda alıkonulan çocuklarının biran önce bırakılmasını istedi.

Ellerinde evlatlarının fotoğraflarını taşıyan ve sürekli gözyaşı döken aileler, Cumhurbaşkanı Gül, Başbakan Erdoğan, STK ve parti temsilcileriyle bir araya geldi. Akit’e konuşan aileler, en kısa zamanda çocuklarına kavuşmayı umuyor. “Çocuğumu geri ver PKK!” eyleminin sözcüsü Erhan Eren, yaş sınırlamasına girmeden çözüm sürecinde dağa çıkarılan bütün gençlerin geri verilmesini istediklerini söyledi. Pamukkale Üniversitesi’nde öğrenci olan kardeşi Fatih’in de 2 buçuk ay önce PKK tarafından götürüldüğünü belirten Eren, “Kardeşim gözlüğü çıkarınca etrafı göremeyecek derecede göz hastasıydı. Zeki biriydi. Bu işlerle ilgisi yoktu. Propagandayla politize edilip götürüldü” dedi.

DEDENİN FERYADI!

Bingöllü 69 yaşındaki Sabri Önalan da Marmara Üniversitesi’nde öğrenciyken götürülen torunu Muhammed Emin Önalan için Ankara’ya geldiğini söyledi. Torununun kan hastası olduğunu aktaran dede Önalan, “Küçükken sürekli kanı değiştiriliyordu. Kontrol altında tutulması gerekiyor. Annesi oğlu gittiğinden beri adeta aklını yitirdi. İlaçla ayakta duruyor. Allah kimsenin başına böyle bir bela getirmesin. Evlat acısı zordur. Torunumu istiyorum” ifadelerini kullandı.

“ÖZÜRLÜ ÇOCUĞU DA GÖTÜRÜYORLARSA…”

Hakkari Şemdinli’den gelen 71 yaşındaki Raşit Koç, 11 ay önce dağa çıkarılan kızı Zübeyde Koç’un özürlü olduğunu dile getirdi. Kızının PKK adına hareket edilen şahıslarca kandırıldığını ve bu kişileri tanıdığını ifade eden Koç, şöyle konuştu: “Kızımın kulak ve burnunda sorun var. Ayağı ameliyatlıydı. Götürürken ayağında 6 tane dikiş vardı. Ruhsal sorunları vardı. Eğer bu özürlü çocukları bile dağa götürüyorlarsa bunlara ne diye bilirim? Biraz vicdanlı olsunlar. Herkes elini taşın altına koysun. Evlat acısı derin bir acıdır. Çocuğu götürülmeyen bilmez.”

BABASI SAKATLANDI, ÇALIŞIYORDU

Diyarbakırlı anne Ayfer Güneş, lise son sınıf öğrencisi kızı Leyla’nın 2 ay önce kendilerinden koparıldığını belirterek, “Burnunda et vardı. Ameliyat için işlemlerini yapmıştık. Şartsız koşulsuz kızımı versinler. Kurban olurum kızımı göndersinler. Babası inşaattan düşerek sakat kaldı. Leyla sabah okula gidiyordu, öğleden sonra mağazada çalışıyordu. Kızım akıllı biriydi. Nasıl kandı onlara? Kızım nasıl dağa dayanıyor? Dağı istemiyorum, okusun istiyorum. Karnesini alamadı. Kızım gel!” diye feryat etti.

“BENİ KURTARIN” DİYE MESAJ ATMIŞ

Batmanlı anne Boziye Tunç, oğlu Mazlum Tunç’un Hacettepe Üniversitesi’nde öğrenciyken 10 ay önce PKK’ya katıldığını anlatarak, “Arkadaşlarına ‘Zor durumdayım, beni kurtarın’ diye mesaj çekmiş. Bir daha ulaşamadık. Oğlumu versinler. Çoğu anne sıhhatini yitirdi. Huzurumuz gitti. Biz evladımızı büyüttük. Meslek sahibi olacaklar, evlenecekler, torunlarımız olacak dedik. Ölsünler demedik” şeklinde konuştu.

“HER ŞEYİMİ FEDA ETMEYE HAZIRIM”

3 ay önce Diyarbakır’da dağa çıkarılan lise öğrencisi Mehmetcan Evran’ın 75 yaşındaki babası Mehmet Evran da şunları kaydetti: “75 yaşındayım. Oğlum için her şeyimi feda etmeye hazırım. Geçimimi Mehmetcan sağlıyordu. Perişan haldeyiz. Başbakan ve Cumhurbaşkanı bize yardım etsinler.”

“SUÇA BULAŞMADAN KAVUŞAYIM”

İstanbul’da çalışırken dağa götürülen Şanlıurfa Siverekli Ramazan Toy’un babası Abdurrahman Toy: “4 ay oldu. Çocuğumu kandırdılar. Ben oğlumu eline silah alsın, yol kessin, intihar bombacısı olsun diye büyütmedim. Gerekenler yapılsın. Suça bulaşmadan çocuklarımıza kavuşalım.”

Muş’tan gelen Cumali Şentürk, Sinop Üniversitesi’nde okuyan oğlu Ramazan Şentürk’ün 11 Şubat’ta, yarıyıl tatilinde evden götürüldüğünü söyleyerek, “Bir daha haber alamadık. Bu savaşın artık bitmesi lazım. Kim kimi vuruyor? Aynı Allah’a, aynı Kitaba, aynı Peygambere inanıyoruz. Siyasetçiler bir çözüm üretsin” dedi.

Süreyya Toklar da, Van Muradiye’den geldiğini söyledi. 14 yaşındaki lise öğrencisi oğlu Efekan’ın sara hastası olduğunu aktaran Toklar, “Nefes almak istiyorum. İnsan nefessiz yaşayabilir mi? Nefesimi aldılar. Oğlum karanlıkta nefes alamazdı, ışıksız yaşayamazdı. Elektrik gidince ‘anne’ diye bağırıyordu. Şimdi kime sesleniyor? O küçüktü, bana ihtiyacı vardı. Oğlumu istiyorum. Bana hayallerimi versinler” ifadelerini kullandı.

“RAMAZAN HÜRMETİNE DESTEK ÇIKSINLAR”

Bitlis Hizanlı Leman Aydın da sara hastası olan 16 yaşındaki oğlu Vedat Aydın için yetkililerden yardım isteyerek, şunları söyledi: “Buraya Cumhurbaşkanı, Başbakan için geldik. Ramazan’ın hürmetine bize destek çıksınlar. Artık dayanamıyorum. Elleri silah yerine kalem tutsun. Ben oğlumun kokusunu gömleğinden alıyorum. Gömleğiyle yatıp kalkıyorum.”

Erol Metin / Akit 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
7 Yorum