Yeni Başbakan’ın İsmini Açıklıyorum!..
Cemaat meselesi, milleti ikiye bölen taraflar, hukuk kılıfına sokulmuş darbe girişimleri, bakanlara, başbakanlara isnat edilen suçlamalar, kardeşler arasında asla olmaması gereken küfürleşmeler, yetki aşımları, görevden almalar, işten çıkarmalar, ağza alınmayacak beddualar, övmeler, sövmeler, dövmeler vesaire gönülsüz etmişti beni.
Bir yazı yazacaksan mutlaka başkasının yazdığından daha galiz ifadelerle dolu, bir şey söyleyeceksen mutlaka bir tarafın sövgülü ağzına uygun olması gerekiyormuş gibi idi. Aksi durumda yazınız kıymetli bulunmuyordu zira!
Oysa benim tarafım belli: Her durumda kul hakkına riayet, yarın hakkın huzuruna varıldığında dik durabilmek ve birbirimizin yüzüne bakabilmek, şeksiz şüphesiz bir adalet anlayışı, hangi cins, ırk, din mezhep olursa olsun bu ülkede birlikte yaşama ülküsü… Ve bu prensipler içerisinde demokratik sosyal bir hukuk devleti…
Bu devlette hiçbir suretle paralel ya da çapraz ayrı bir yapı olmayacak; devlet, devlet olmanın gereği, tarihten gelen misyon ve geleceğe dair sorumlulukları ile devletliğini bilecek; örgütler-kuruluşlar-cemaatler ise hukuk dairesinde sadece kendi faaliyetlerini ama tüm özgürlükleri ile yürütecek.
Bu arada, kendi mecrasının dışına çıkanlar için mutlaka gereği yapılacak ama devlet, devlet olmanın umdeleriyle davranacak, çete ya da paralel yapılanmalara karşı, onlarınkine benzer şekilde sanki daha büyük bir çeteymiş gibi muamele etmeyecek. Devlet öncelikle bu tür yapılanmaların oluşmasını, büyümesini, insanları aklen, ruhen ve bedenen esir almasını önleyecek, yani koruyucu-kollayıcı olacak; bizim meslektekine benzer şekilde, vücut hasta olmadan yapılması gerekeni (“koruyucu hekimlik”) yapacak.
Prof. Dr. Şaban Şimşek'in yazısının tamamını okumak için tıklayın
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.