Yılana Sarıldılar
Ortadoğu yazarı Karataş'a göre Öcalan'la görüşmek için artık adaya gitmeye gerek kalmıyor. Belli ki bir telefon ve internet hattı kurmuşlar. Arayıp yardım diliyorlar, bu katil de lütfedip birkaç cümle söyleyiveriyor. Bunun adı da, "barış ve çözüm" oluyor.
İKTİDARA GÖZDAĞI VERDİLER
Kelimenin tam anlamıyla, denize düşmüş yüzme bilmeyen garibin, kurtuluşu yılana sarılmakta bulması sendromu yaşanıyor. Zaten yapılmak istenen de bu değil miydi? Bugüne kadar hiç olmadıkları kadar güçlü ve hazır vaziyete geldiklerini söylemek yetmedi, IŞİD bahanesiyle bir de alana çıkıp bunu ispat etmek istediler. Böylece AKP'ye bir gözdağı verip, zaten teslim aldıkları iradesini hepten yok ettiler.
AKP, kendi elleriyle büyütüp beslediği, dağlardan indirip şehirlere saldığı, her isteklerini yerine getirerek semirtip azdırdığı ve sonunda da "çözüm" diyerek iradesini teslim ettiği PKK karşısında çaresiz ve şaşkın vaziyettedir. Bütün bunları gördükten sonra IŞİD'in ne olduğunu, kime ve neye hizmet ettiğini hala anlamayan var mı diye çok merak ediyorum. Daha önce yaptığımız, "IŞİD, BOP'un (b) planıdır" tespiti bir defa daha kanıtlanmış, bir defa belgelenmiştir.
TAVŞANA KAÇ, TAZIYA TUT
Böyle olduğu içindir ki, BOP'un sahipleri bu kanlı örgüte karşı kalıcı ve sonuç alıcı hiçbir projeye yanaşmıyor. "Tavşana kaç, tazıya tut" diyorlar. PKK için de aynı şeyleri yapmadılar mı? Bir taraftan güya Türkiye'ye istihbarat verdiklerini, işbirliği yaptıklarını söyleyip, diğer taraftan dağdaki katillere, silah ve malzeme verenler bunlar değil miydi? Bunlar için en iyi Müslüman ölü Müslümandır. Ve kurdukları düzende Müslüman Müslümanı kırıyor. Herkesin iflahı kesilip, kıpırdayamaz duruma düşmesinden sonra da, gelip paylaşımı tamamlayacaklar, sınır çizecekler ve kendilerine göre bir düzen kurup işletecekler.
HİÇBİR ŞEY TESADÜF DEĞİL
Geriye baktığımız zaman hiçbir şeyin tesadüf olmadığını daha net görüyoruz. Ne ilk hedef olarak Saddam'ın seçilmesi bir tesadüf, ne de bütün Irak ordusunun ve devlet düzeninin ortadan kaldırılması.Ne AKP tesadüf, ne de bitmiş terörün yeniden azdırılıp ülkenin ve bölgenin başına bela edilmesi.Kardeş Esad'dan, düşman Esed'e nasıl geldiğimizin sırrı da burada saklıdır, "çözüm" diyerek, ihaneti bu millete hazmettirme ustalığının gerisinde yatan da burada aranmalıdır.
Irak işgali sırasında ortamını hazırlayıp tohumlarını attıkları IŞİD, şimdi büyüdü ve meyve verdi. PKK'yı yıllardır bugünler için besledi ve semirttiler, şimdi zamanı geldi piyasaya sürdüler. BOP yolunda aralarında Türkiye'nin de olduğu 22 ülkenin sınırlarının değişeceğini söylerken, zaten her şeyi düşünmüş, planlamış ve kurgulamışlardı. Zaman içinde bu planı uygulamaya koyup kan üzerinden işlettiler, şimdi de sonuç alıyorlar. Şu tesadüfe bakınız ki, bölgede kazanan tek bir ülke var, o da İsrail.
HÜKÜMETİN PAYI
Her zaman söylüyoruz. Birileri plan yapıyor, ihanet kurguluyor olabilir. Peki, biz ne yapıyoruz? Her plana uymak, her ihanetin arkasını doldurmak, her yanlışı onaylamak gibi bir mecburiyetimiz mi var? Onlarda ki akıl, bizde ki saksı mı? Niçin bu oyunlara geliyor, bu tuzaklara düşüyoruz? Hükümetimizin, bölgenin bugünlere gelinmesindeki payını nereye koyacağız? Irak'da Müslüman kanı akıtanların sağ-salim ülkelerine dönmeleri için dua edilirken, bunun mahşeri vicdanda nasıl bir karşılık bulacağı neden kimsenin aklına gelmedi? Libya bataklığa dönüşürken, söylenenle yapılanın yüzseksen derece ters olmasının bir bedeli olmayacağını mı düşünüyordunuz? BOP yolunda göze girmek için herkesten önce koşarak Suriye'yi defterden silenlerin ve en uzun sınırımızın bu ülkeyle olduğunu unutup, bölgenin bataklığa dönüşmesi için su taşıyanların hiç mi vebali yok? Halının altına süpürülmek yerine kullanılmak yolunda verilen teminatlardan, başka sonuç çıkacağını mı zannediyordunuz?
ACINACAK DURUM
Bütün bu tablo dünyanın gözleri önünde yaşandı. Herkes herşeyin farkında. Onun için böyle çaresiz, onun için böyle yalnız ve onun için böyle ağır bedeller ödemek zorunda kalıyoruz. Terörün çözümünü, ülkenin selametini İmralı'daki bebek katilinde, sınırlarımızın güvenliğini ABD'nin insafında arayacak durumlara düştük. Bu gerçekler orta yerde dururken, bir takım yanaşma ve beslemenin çıkıp hala paralelden dem vurup, süreci sabotaj masalları anlatması gerçekten acınacak bir durumdur. Bu beyin fukaraları, acaba birilerinin çıkıp, "hadi diyelim ki söylediklerinizin hepsi doğru. Türkiye'yi 12 yıldır kim yönetiyor? Siz aslında savunmaya çalıştıklarınızın nasıl yetersiz olduklarını, nasıl teslim alındıklarını ve millet iradesini nasıl sağa-sola peşkeş çektiklerini ilan ettiğinizin farkında mısınız?" diye soracağını, hiç akıllarına getirmezler mi?
BU ZİHNİYETLE OLMAZ
Yapılan açıklamalar, çözüm masallarına devam edilmesi, bebek katilinden fayda umulması, ellerinde tezkere varken başkalarının gelip tampon bölge kurmasının beklenmesi, BOP yolunda Esad hesaplarının sürdürülmesi, değişen hiçbir şeyin olmadığını ve olmayacağını gösteriyor. Bunun anlamı, bu zihniyetle devam ettiğimiz sürece, bugünleri de arayacağımız ve her şeyin çok daha kötüye gideceğidir. Bir musibet bin nasihatten iyiymiş. Umarım ve dilerim ki, son yaşadığımız ihanetler ve musibetler, yıllardır dikkate alınmayan nasihatlerin yerini tutsun. Bu millet yalan, talan ve ihanet düzeniyle bir yere varılamayacağını artık görsün ve ilk fırsatta gereğini yapsın.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.