Hürriyet Ve Sözcü'ye Uzun Geldi

Hürriyet Ve Sözcü'ye Uzun Geldi
Logosunda “Türkiye Türklerindir” yazan Hürriyet ile vatanperverlikte mangalda kül bırakmayan Sözcü, Türkiye Sivil Toplum Birliği’nin Papa’ya gönderdiği tepki mektubunu “fazla uzun” gerekçesiyle, yayınlamaktan kaçındı.

Hürriyet ile Söz­cü, Tür­ki­ye Si­vil Top­lum Bir­li­ği­’nin 601 STK adı­na Pa­pa­’ya gön­der­di­ği tep­ki mek­tu­bu­nu “faz­la uzu­n” ge­rek­çe­siy­le, ya­yın­la­mak­tan ka­çın­dı. 

Er­me­ni­le­re soy­kı­rım ya­pıl­dı­ğı­nı sa­vu­nan Pa­pa 1. Fran­ces­co'ya, bu skan­dal ko­nuş­ma­sın­dan ön­ce Tür­ki­ye Si­vil Top­lum Bir­li­ği ta­ra­fın­dan bir uya­rı mek­tu­bu gön­de­ril­miş­ti.

sadi.jpg

10 Ni­sa­n’­da es­ki ba­kan­lar­dan Sa­di So­mun­cu­oğ­lu­’nun ön­cü­lü­ğün­de bi­ra­ra­ya ge­len 601 STK'yı tem­si­len gön­de­ri­len ta­ri­hi mek­tup­ta, Türk­ler ile Er­me­ni­le­rin ta­rih için­de­ki iliş­ki­le­ri an­la­tıl­dı. Mek­tup­ta Rus­lar ile Er­me­ni­le­rin Türk­le­ri na­sıl öl­dür­dü­ğü de­lil­le­riy­le Pa­pa'ya ak­ta­rıl­dı. ASA­LA te­rö­rü ve Türk dip­lo­mat­la­rı­na dü­zen­le­nen sui­kast­lar ile bir­lik­te Ho­ca­lı Kat­li­amı da mek­tup­ta yer al­dı. Mek­tup­ta, tüm ıs­rar­la­ra rağ­men ha­la Er­me­ni ar­şiv­le­ri­nin açıl­ma­dı­ğı­na ve hu­ku­kî bir me­se­le­nin çö­zü­mü­nün si­ya­si ze­min­ler­de aran­dı­ğı­na dik­kat çe­kil­di. 

papa.jpg

UZUN BU­LUP YA­YIN­LA­MA­DI­LAR

Vah­det, söz ko­nu­su mek­tu­bu 23 Ni­san ta­rih­li sa­yı­sın­da ha­ber yap­mış­tı. Lo­go­sun­da “Tür­ki­ye Türk­le­rin­di­r” ya­zan Hür­ri­yet ile va­tan­se­ver­lik ko­nu­sun­da man­gal­da kül bı­rak­ma­yan Söz­cü­’nün, 601 STK adı­na Pa­pa­’ya gön­de­ri­len bu mek­tu­bu ya­yın­la­mak­tan ka­çın­dı­ğı öğ­re­nil­di. Hür­ri­yet ile Söz­cü­’nün ge­rek­çe­si ise “faz­la uzu­n” ol­muş. 

Sa­yın Pa­pa Ce­nap­la­rı;

12 Ni­san 2015 gü­nü Va­ti­kan'da ger­çek­leş­ti­ri­le­cek olan ayin­de ya­pa­ca­ğı­nız ko­nuş­ma­nız­da,  I. Dün­ya Sa­va­şı sı­ra­sın­da ya­şa­nan acı olay­la­ra te­mas edi­le­ce­ği­ni öğ­ren­miş bu­lu­nu­yo­ruz. Za­tı­âli­ni­zin ve Va­ti­kan Dev­le­ti­’nin dün­ya­mız­da­ki te­mel in­san hak­la­rı­na; gü­ven­lik, is­tik­rar ve ba­rı­şa ver­di­ği öne­mi bi­len biz, Si­vil Top­lum Ku­ru­luş­la­rı ola­rak dü­şün­ce­le­ri­mi­zi yük­sek dik­kat­le­ri­ni­ze sun­ma­yı bir gö­rev bi­li­yo­ruz.

TÜRK-ER­ME­Nİ İLİŞ­Kİ­LE­Rİ

Türk­ler­le Er­me­ni­le­rin iliş­ki­le­ri Sel­çuk­lu­la­rın Ana­do­lu­’ya gi­ri­şiy­le baş­la­mış­tır. Er­me­ni ta­rih­çi Ur­fa­lı Ma­te­os, Me­lik­şa­h’­tan bah­se­der­ken: “Sul­ta­nın yü­re­ği, Hı­ris­ti­yan­la­ra kar­şı şef­kat­le do­lu idi. O, geç­ti­ği mem­le­ket­le­rin hal­kı­na bir ba­ba gö­zü ile ba­kı­yor­du. Böy­le­lik­le hiç mu­ha­re­be yap­ma­dan bir­çok eya­let ve şe­hir­le­re hâ­kim ol­du­” ifa­de­si­ni kul­lan­mak­ta­dır.

Os­man­lı Dev­le­ti dö­ne­min­de ise,  Er­me­ni di­nî mer­ke­zi İs­tan­bu­l’­a nak­le­di­le­rek, Fa­tih Sul­tan Meh­met ta­ra­fın­dan 1461’de Er­me­ni Pat­rik­ha­ne­si ku­rul­muş, Er­me­ni­le­re di­nî, hu­ku­kî ve ida­rî ser­best­lik ta­nın­mış­tır. Dev­le­t’­e sa­mi­mi ola­rak bağ­lan­dı­ğı gö­rü­len Er­me­ni­le­re du­yu­lan yük­sek gü­ven do­la­yı­sıy­la “sa­dık te­ba­a” sta­tü­sü ve­ril­miş ve Er­me­ni­ler as­ker­lik­ten mu­af tu­tul­muş­lar­dır.  Bu­nun ge­re­ği ola­rak, dev­let hiz­met­le­rin­de Er­me­ni­le­re en yük­sek mev­ki­ler­de gö­rev­ler ve­ril­miş­tir. Bu çer­çe­ve­de,  22 ba­kan, 33 mil­let­ve­kil­li, 29 pa­şa, 7 bü­yü­kel­çi, 11 baş­kon­so­los, 11 üni­ver­si­te öğ­re­tim üye­si ve 41 üst dü­zey me­mur iş­ba­şı­na gel­miş­tir. Bu kap­sam­da Os­man­lı Mec­li­si 1. Mec­li­s’­te 10, 2. Mec­li­s’­te 11 Er­me­ni mil­let­ve­ki­li gö­rev al­mış­tır. Ta­rih­te em­sa­li pek gö­rül­me­yen, 8-9 asır sü­ren bir kar­deş­lik,  hu­zur ve ba­rış ya­şan­mış­tır. 

ER­ME­Nİ İS­YAN­LA­RI VE GÖÇ 

Da­ha son­ra Os­man­lı Dev­le­ti­’nin za­yıf­la­mak­ta ol­du­ğu­nu gö­ren, dev­rin ba­zı em­per­yal güç­ler, ül­ke­yi pay­laş­mak ama­cıy­la, Er­me­ni yurt­taş­la­rı­mı­zı kul­lan­ma­yı plan­la­mış­lar­dır. Bu­nun için, ön­ce­den kış­kır­ta­rak eğit­tik­le­ri Er­me­ni­le­ri, “Si­ze iki de­niz ara­sın­da dev­let kur­du­ra­ca­ğı­z” vaa­diy­le, ma­ale­sef al­dat­mış­lar­dır. Böy­le­ce I. Dün­ya Har­bi­’n­de Os­man­lı Dev­le­ti 8 ay­rı cep­he­de sa­va­şır­ken, cep­he­de­ki bir kı­sım Er­me­ni­ler si­lah­la­rıy­la bir­lik­te or­du­dan fi­rar ede­rek, ken­di dev­let­le­riy­le sa­vaş­mak üze­re Rus or­du­su­na ka­tıl­mış­lar­dır. Bir kıs­mı da si­lah­lı çe­te­ler ha­lin­de, Türk şe­hir ve köy­le­rin­de, sa­yı­la­rı yüz bin­ler­le ifa­de edi­len si­vil kat­li­amı baş­lat­mış­lar­dır.  As­ke­ri de­po­lar ya­kıl­mış, ik­mal yol­la­rı ke­sil­miş, Er­me­ni fı­rın­cı­la­rın yap­tık­la­rı ek­mek­ler­le Os­man­lı as­ker­le­ri ze­hir­len­miş ve or­du­la­rı­mız cep­he­de sa­va­şa­ma­ya­cak du­ru­ma dü­şü­rül­müş­tür. 

Os­man­lı Dev­le­ti, bu is­yan­cı çe­te­le­ri cay­dır­mak üze­re bir­çok top­lan­tı­lar yap­mış, na­si­hat he­yet­le­ri gön­der­miş, an­cak so­nuç ala­ma­mış­tır. Bu­nun üze­ri­ne 24 Ni­san 1915’te Er­me­ni Ko­mi­te Mer­kez­le­ri­ni ka­pa­ta­rak 235 ko­mi­te li­de­ri­ni tu­tuk­la­mış,  an­cak bu ted­bir de ne­ti­ce ver­me­miş­tir. Bu­nun üze­ri­ne iş­bir­lik­çi, is­yan­cı ve kat­li­am­cı­la­rın sa­vaş böl­ge­le­rin­den uzak­laş­tı­rıl­ma­sı­na ka­rar ve­ril­miş­tir.  Bu ka­ra­rın ic­ra­sı için, her tür­lü ay­rın­tı­yı dik­ka­te alan  “sevk-i is­kâ­n” (Göç ve yer­leş­tir­me) ka­rar­na­me­si çı­ka­rıl­mış­tır. Bu­na gö­re is­yan­cı Er­me­ni un­sur­la­rı, Dev­le­tin Su­ri­ye ve Mu­sul gi­bi vi­la­yet­le­ri­ne ta­şın­mış­tır.  Bü­yük güç­lük ve sı­kın­tı­lar için­de ger­çek­leş­ti­ri­len bu ted­bir ke­sin so­nuç ver­miş,  yay­gın kat­li­am­lar dur­du­rul­muş,  düş­man­la iş­bir­li­ği­nin önü­ne ge­çil­miş­tir. Böy­le­ce “zo­run­lu gö­çü­n” ne ka­dar hak­lı ve za­ru­ri ol­du­ğu or­ta­ya çık­mış­tır.

An­cak, Bol­şe­vik ih­ti­lâ­lin­den son­ra Rus or­du­su­nun iş­gal et­ti­ği böl­ge­le­ri bo­şalt­ma­sı­nı ve Türk or­du­su­nun Mon­dros Mü­ta­re­ke­sin­de­ki sı­nır­la­ra çe­kil­me­si­ni fır­sat bi­len Er­me­ni­ler, Do­ğu Ana­do­lu­’da tek­rar kat­li­ama baş­la­ya­rak sa­vun­ma­sız yüz bin­ler­ce Tür­k’­ü kat­let­miş­ler­dir. 

O ta­rih­te Su­ri­ye, Fi­lis­tin de dâ­hil bü­tün Os­man­lı coğ­raf­ya­sın­da 1.294.851 Er­me­ni, Ana­do­lu­’da ise 736.000 Er­me­ni ya­şa­mak­tay­dı. Bun­lar­dan sa­de­ce Ana­do­lu­’da ya­şa­yan Er­me­ni­ler­den 438.758’i zo­run­lu gö­çe ta­bi tu­tul­muş, Ka­to­lik ve Pro­tes­tan Er­me­ni­ler ile ka­mu gö­rev­le­rin­de ça­lı­şan Er­me­ni­ler ve is­yan et­me­yen Er­me­ni­ler yer­le­rin­de bı­ra­kıl­mış­tır.  Gö­çe ta­bi tu­tu­lan­la­rın ise da­ha son­ra yer­le­ri­ne dön­me­le­ri­ne izin ve­ril­miş­tir.

AB­D’­nin Mer­sin Kon­so­lo­su Ed­ward I. Na­tan, 30 Ağus­tos 1915’te AB­D’­nin İs­tan­bul Bü­yü­kel­çi­si’­ne gön­der­di­ği ra­por­da: Er­me­ni­le­rin Ada­na­’dan iti­ba­ren bi­let ala­rak tren­le se­ya­hat et­tik­le­ri­ni, hü­kü­me­tin bu işi son de­re­ce in­ti­zam­lı bir şe­kil­de ida­re et­mek­te ol­du­ğu­nu, şid­de­te ve in­ti­zam­sız­lı­ğa yer ver­me­di­ği­ni, göç­men­le­re ye­te­ri ka­dar bi­let sağ­la­dı­ğı­nı, muh­taç olan­la­ra yar­dım­da bu­lun­du­ğu­nu­” be­lirt­mek­te­dir. Kon­so­los,  11 Ey­lül 1915 ta­rih­li ra­po­run­da ise: “Şa­m’­da­ki kamp­ta has­ta­lar için bir has­ta­ne oluş­tu­rul­du­ğu­nu ve zi­ya­re­ti sı­ra­sın­da 50 has­ta­nın te­da­vi edil­di­ği­ni biz­zat gör­dü­ğü­nü, kamp­ta ölen ol­ma­dı­ğı­nı ve hü­kü­me­tin bü­tün sür­gün­le­re yi­ye­cek da­ğıt­tı­ğı­nı­“ ra­por et­miş­tir. 

Ha­le­p’­te­ki Ame­ri­kan kon­so­lo­su Jack­son ise 3 Şu­bat 1916 ta­rih­li sür­gün edi­len­ler lis­te­sin­de 486.000 Er­me­ni­’nin bu­lun­du­ğu­nu, 8 Şu­bat 1916 ta­rih­li ra­po­run­da ise göç böl­ge­sin­de 500.000 ci­va­rın­da sür­gün Er­me­ni bu­lun­du­ğu­nu, ra­por et­miş­tir.  Söz ko­nu­su ra­por göç et­ti­ri­len Er­me­ni­le­rin bü­yük bö­lü­mü­nün göç yer­le­ri­ne ulaş­tı­ğı­nı gös­ter­mek­te­dir. 

KAT­LE­Dİ­LEN TÜRK­LER

Ame­ri­kan ta­rih­çi­si Prof. Dr. Jus­tin McCart­hy’­nin tes­pit­le­ri­ne gö­re 1912-1922 yıl­la­rı ara­sın­da Tür­ki­ye­’nin yal­nız­ca do­ğu vi­la­yet­le­rin­de 1.189.132, Trans­kaf­kas­ya­’da ise 413.000 Türk ve Müs­lü­man, Er­me­ni­ler ve Rus­lar ta­ra­fın­dan kat­le­dil­miş olup, kat­le­di­len Türk ve Müs­lü­man­la­rın top­lam sa­yı­sı 1.602. 132 ki­şi­dir.  Bun­la­rın ya­nı sı­ra Er­me­ni­le­rin ön­cü­lük et­ti­ği Rus or­du­su­nun is­ti­la­sı­na uğ­ra­yan vi­la­yet­ler­den 1.604.031 Türk ve Müs­lü­man (göç et­ti­ri­len Er­me­ni­le­rin 3,5 ka­tı) top­rak­la­rı­nı terk ede­rek göç et­mek zo­run­da kal­mış ve bun­la­rın 2/3’ü (1.000.000 Türk ve Müs­lü­man) yol­lar­da ha­ya­tı­nı kay­bet­miş­tir. Bu mik­ta­ra bu­lun­duk­la­rı böl­ge­ler­de Rus ve Er­me­ni­ler ta­ra­fın­dan kat­le­di­len­ler de ek­len­di­ğin­de kat­le­di­len Türk ve Müs­lü­man­la­rın sa­yı­sı 2.000.000’u aş­mak­ta­dır. 1. Dün­ya Har­bi­’n­de göç­ler­den son­ra 280.000 Er­me­ni­’nin Ana­do­lu­’da kal­dı­ğı, di­ğer­le­ri­nin göç yer­le­ri­ne ulaş­tı­ğı, bu­na kar­şı­lık Rus ve Er­me­ni sal­dı­rı­la­rı so­nu­cu 2.400.000 Türk ve Müs­lü­ma­n’­ın ha­ya­tı­nı kay­bet­ti­ği, ABD Baş­ka­nı Ro­nald Re­aga­n’­ın Hu­kuk Da­nış­ma­nı Bru­ce Fe­in ta­ra­fın­dan da açık­lan­mış­tır.

Bu ger­çek­ler or­ta­day­ken Türk­le­rin, Er­me­ni­le­ri soy­kı­rı­ma uğ­rat­tı­ğı id­di­ala­rı­na özel­lik­le Pa­pa­lık ma­ka­mı­nın des­tek ol­ma­ma­sı­nı ve adil dav­ran­ma­sı­nı bek­le­mek tüm Müs­lü­man­la­rın or­tak bek­len­ti­si­dir. 

ER­ME­Nİ­LE­RİN HO­CA­LI KAT­Lİ­AMI

Türk kat­li­amı­nı yir­min­ci yüz­yı­lın son çey­re­ğin­de de sür­dü­ren Er­me­ni­ler, 26 Şu­bat 1992’de Rus 366. Mo­to­ri­ze Ala­yı­’nın des­te­ğin­de Azer­bay­ca­n’­ın Ho­ca­lı böl­ge­si­ne sal­dır­mış ve Ho­ca­lı­’da 63’ü ço­cuk, 106’sı ka­dın ve 70’i yaş­lı ol­mak üze­re 613 Tür­k’­ü hun­har­ca kat­let­miş, 487 ki­şi­yi ağır ya­ra­la­mış,  1.275 Tür­k’­ü esir al­mış ve Ka­ra­bağ ile bir­lik­te Azer­bay­ca­n’­a ait ye­di böl­ge­yi iş­gal et­miş­tir. Er­me­nis­tan, BM Gü­ven­lik Kon­se­yi­’nin ka­rar­la­rı­na rağ­men Azer­bay­can top­ra­ğı­nın iş­ga­li­ni sür­dür­mek­te­dir. İş­gal edi­len böl­ge­ler­de­ki top­rak­la­rı­nı bı­ra­ka­rak kaç­mak zo­run­da ka­lan 1.000.000’dan faz­la Türk ha­len göç­men ça­dır­la­rın­da ya­şa­mak­ta­dır.

Er­me­nis­tan, 23 yıl­dır Azer­bay­can top­rak­la­rı­nın % 20’si­ni iş­gal al­tın­da tut­mak­ta­dır. Hiç­bir Tür­kün ya­şa­ma­dı­ğı iş­gal böl­ge­sin­de, AGİT ra­po­ru­na gö­re et­nik te­miz­lik ya­pıl­dı­ğı an­la­şıl­mak­ta­dır.  Bü­tün bu tes­pit­ler ve ya­şa­nan fa­ci­alar ko­nu­sun­da Er­me­nis­tan her­han­gi bir açık­la­ma ya­pa­mı­yor. Bu ne­den­le Muh­te­rem Pa­pa­lık ma­ka­mı­nın bu du­ru­mu dik­ka­te ala­rak, Er­me­nis­ta­n’­a des­tek an­la­mı­na ge­le­bi­le­cek ifa­de­ler­den iti­na ile ka­çı­na­ca­ğı­nı dü­şün­mek­te­yiz.

OS­MAN­LI DEV­LE­Tİ VE PA­PA­LIK

Su­ri­ye­’de zo­run­lu gö­çe ta­bi tu­tu­lan Er­me­ni­ler için, o dö­nem­de Os­man­lı Dev­le­ti­’nin 4. Or­du Ko­mu­ta­nı olan Ce­mal Pa­şa­’nın al­dı­ğı in­sa­ni ted­bir­ler­den Su­ri­ye­’de bu­lu­nan ya­ban­cı mis­yon şef­le­ri ta­ra­fın­dan öv­güy­le söz edil­mek­te­dir. Bü­yük bir kıt­lık ya­şa­nan bu dö­nem­de, hem göç et­ti­ri­len Er­me­ni­le­rin hem de böl­ge­nin Hı­ris­ti­yan hal­kı­nın ve hat­ta müt­te­fik ve ta­raf­sız Dev­let­le­ri­nin dip­lo­ma­tik mis­yon­la­rı­nın ia­şe­le­ri Os­man­lı 4. Or­du­’nun yi­ye­cek am­bar­la­rın­dan kar­şı­lan­mış­tır. Ay­rı­ca has­ta ve ba­kı­ma muh­taç Er­me­ni­ler için baş­he­kim­lik­le­ri­ne Er­me­ni dok­tor­la­rın atan­dı­ğı çok sa­yı­da has­ta­ne ku­rul­muş­tur. 

Bu dö­nem­de İn­gi­liz ve Fran­sız do­nan­ma­la­rı ta­ra­fın­dan Su­ri­ye ve Lüb­na­n’­a uy­gu­la­nan de­niz ab­lu­ka­sı ne­de­niy­le ço­ğun­lu­ğu Hı­ris­ti­yan olan böl­ge hal­kı ara­sın­da aç­lık­tan ölüm­ler mey­da­na gel­me­si üze­ri­ne, 4. Or­du Ko­mu­ta­nı Ce­mal Pa­şa ta­ra­fın­dan Ma­ru­ni Pat­ri­ği­ne yaz­dı­rı­lan mek­tup­la Pa­pa­lık ma­ka­mın­dan si­vil Hı­ris­ti­yan hal­ka ABD ve İs­pan­ya ta­ra­fın­dan yar­dım için gı­da ve tıb­bi mal­ze­me gön­de­ril­me­si ko­nu­sun­da ara­cı­lık yap­ma­sı ri­ca edil­miş ve bu ri­ca üze­ri­ne ABD ve İs­pan­ya ta­ra­fın­dan gön­de­ri­len ge­mi­le­rin Bey­ru­t’­a çık­ma­sı İn­gi­liz ve Fran­sız­lar ta­ra­fın­dan ön­len­miş­tir. Ay­rı­ca İn­gi­liz ve Fran­sız­lar Ce­mal Pa­şa'nın Bey­rut ve Lüb­nan hal­kı­nın ia­şe­si için Su­ri­ye'nin di­ğer sa­hil­le­rin­den ge­tirt­ti­ği er­za­kı ta­şı­yan ge­mi­le­ri de ba­tır­mış­lar­dır.

Ce­mal Pa­şa, İn­gi­liz ve Fran­sız­la­rın ab­lu­ka­yı kal­dır­ma­la­rı­nın ve ge­len yar­dım mal­ze­me­le­ri­nin Hı­ris­ti­yan hal­ka Bey­ru­t’­ta­ki ABD kon­so­lo­su­nun da­ğıt­ma­sı­nın sağ­lan­ma­sı ko­nu­sun­da AB­D’­nin Su­ri­ye Bü­yü­kel­çi­si­nin İn­gi­liz ve Fran­sız hü­kü­met­le­ri nez­din­de gi­ri­şim­de bu­lun­ma­sı­nı ta­lep et­miş,  an­cak AB­D’­nin Su­ri­ye­’de­ki bü­yü­kel­çi­si bu ko­nu­da yar­dım­da bu­lun­ma­yı red­det­miş­tir.  

4. Or­du Ko­mu­ta­nı Ce­mal Pa­şa­’nın ri­ca­sı üze­ri­ne Ma­ru­ni Pat­ri­ği­’nin Pa­pa­lık ma­ka­mı­na gön­der­di­ği mek­tu­ba Pa­pa ta­ra­fın­dan ve­ri­len ce­vap ay­nen şöy­le­dir: “Pa­pa Su­ri­ye Hı­ris­ti­yan­la­rı­nı unut­ma­mış­tır ve unut­ma­ya­cak­tır. Ken­di­si, söz ko­nu­su ki­şi­le­re yar­dım ama­cıy­la ve sı­kın­tı­la­rı ha­fif­le­te­cek er­zak yar­dı­mı gön­de­re­bil­mek için İti­laf Dev­let­le­ri­’n­den de­fa­lar­ca izin is­te­miş, an­cak İn­gil­te­re Pa­pa­’nın is­te­ği­ne sü­rek­li ola­rak kar­şı çık­mış­tır. Bu se­bep­le İn­gil­te­re­’nin söz ko­nu­su uy­gu­la­ma­sı yü­zün­den Pa­pa­’nın mu­kad­des kalp­le­ri ya­ra­lan­mış du­rum­da­dır. Do­ğu­’da­ki Hı­ris­ti­yan­lar Pa­pa­’nın ken­di­le­ri­ni ih­mal et­me­di­ği­ni gün ge­lip an­la­ya­cak­lar­dı­r”.   

Bu dö­nem­de sa­vaş­mak­ta olan ken­di or­du­su­nu bi­le bes­le­mek­te ye­ter­siz ka­lan Os­man­lı Dev­le­ti­’nin 4. Or­du­su, İti­laf dev­let­le­ri­nin am­bar­go­su ne­de­niy­le aç­lık­tan kı­rı­lan Ma­ru­ni­le­re 300.000 kg. er­zak, ay­rı­ca pa­ra; Rum ce­ma­ati­ne 300.000 kg buğ­day, 400.000 Frank pa­ra; Er­me­ni ce­ma­ati­ne ve Er­me­ni göç­men­le­re ise 100.000 kg. buğ­day ve 80.000 Frank pa­ra yar­dı­mı yap­mış­tır.          

ASA­LA TE­RÖ­RÜ VE SUİ­KAST­LER

Ya­şa­nan bun­ca acı­la­ra rağ­men, 1920 Güm­rü ve Mos­ko­va ile 1921 Kars An­laş­ma­la­rı ya­pı­la­rak sı­nır­lar be­lir­len­miş ve ba­rış sağ­lan­mış­tır. Bu 3 Ant­laş­ma­dan son­ra 1923 Lo­zan Ant­laş­ma­sı ile de be­lir­le­nen bu sı­nır­lar ve sağ­la­nan ba­rış te­yit edil­miş­tir.  Ara­dan 50 yıl gi­bi uzun bir za­man geç­ti­ği hal­de, ASA­LA te­rör ör­gü­tü Türk­le­re kar­şı te­rör ve kat­li­amı ye­ni­den baş­lat­mış­tır.  1973 ile 1984 yıl­la­rı ara­sın­da, ba­tı­lı 21 ül­ke­nin 38 şeh­rin­de ger­çek­leş­ti­ri­len 110 te­rör sal­dı­rı­sın­da, Tür­ki­ye Cum­hu­ri­ye­ti­’nin dış tem­sil­ci­lik­le­rin­de ça­lı­şan 42 Türk dip­lo­ma­tı kat­le­dil­miş ve 15 Türk ve 66 ya­ban­cı ya­ra­lan­mış­tır. Tür­ki­ye ASA­LA­’yı çö­ker­tin­ce gö­rev, ele­baş­la­rı­nın ço­ğu­nun Er­me­ni­ler­den oluş­tu­ğu bi­li­nen PKK’­ya dev­re­dil­miş­tir. Bu kan­lı sal­dır­lar gös­ter­miş­tir ki, sö­mür­ge­ci­le­rin al­dat­tı­ğı Er­me­ni kim­li­ğin­de, müt­hiş bir de­ği­şim ya­şan­mış­tır. Bu­na gö­re,  ye­ni kim­lik Tür­k’­e kar­şı du­yu­lan “kin ve nef­re­t”­ten iba­ret ol­muş­tur.  Ye­ti­şen ye­ni ne­sil­le­re de aşı­la­nan bu kim­li­ğin ilk önem­li ema­re­si, 1973-85 ASA­LA te­rö­rü ile 1992’de Ka­ra­ba­ğ’­da ma­sum si­vil­le­re kar­şı hun­har­ca uy­gu­la­nan kat­li­am ve  “Ho­ca­lı soy­kı­rı­mı­” nda gö­rül­müş­tür.

TÜRK DÜŞMANI NESİL YETİŞTİRİYORLAR

Er­me­ni­ler ger­çek­le­ri çar­pıt­mak­la ye­tin­me­mek­te ve ye­ni ne­sil­le­ri­ni de Türk düş­ma­nı ola­rak ye­tiş­tir­mek­te­dir.  5 ya­şın­dan iti­ba­ren Er­me­ni ço­cuk­la­rı Eri­va­n’­da­ki söz­de soy­kı­rım mü­ze­si­ne gö­tü­rü­le­rek sah­te bel­ge­ler­le, sah­te re­sim­ler­le ve gör­sel-işit­sel efekt­ler­le be­yin­le­ri yı­kan­ma­ya ça­lı­şıl­mak­ta­dır.

Tür­ki­ye, Bir­leş­miş Mil­let­le­r’­in “Irk Ay­rım­cı­lı­ğı­nın Or­ta­dan Kal­dı­rıl­ma­sı Ko­mi­te­si­nin ça­lış­ma­la­rı kap­sa­mın­da nef­ret söy­lem­le­ri­nin dur­du­rul­ma­sı ka­rar­la­rı­na­” ve UNES­CO­’nun “ö­te­ki ulus­la­ra ve­ya bel­li grup­la­ra kar­şı ön­yar­gı­la­rı ve kli­şe­le­ri ayık­la­mak üze­re be­lir­le­di­ği kri­ter­le­re­” uya­rak ta­ma­men hak­lı ol­du­ğu ko­nu­lar­da bi­le di­ğer ül­ke ve mil­let­le­ri in­ci­te­bi­le­cek ifa­de­le­ri ders ki­tap­la­rın­dan çı­kart­mış­tır. Er­me­ni ders ki­tap­la­rı ise BM ka­rar­la­rı­na ay­kı­rı ola­rak, Türk­le­re kar­şı asıl­sız id­di­ala­rın ya­nı sı­ra bir­çok kü­für, ha­ka­ret ve nef­ret söy­lem­le­ri ile do­lu­dur. Tür­ki­ye­’ye dost ol­du­ğu­nu söy­le­yen ül­ke­le­rin, Ulus­la­ra­ra­sı Ada­let Di­va­nı­’nın “zo­run­lu gö­çün soy­kı­rım ola­rak ka­bul edi­le­me­ye­ce­ği­” ka­ra­rı­na ay­kı­rı ola­rak, Er­me­ni ders ki­tap­la­rın­da­ki asıl­sız id­di­a ve ha­ka­ret­le­ri ken­di ders ki­tap­la­rı­na al­ma­la­rı ulus­la­ra­ra­sı hu­ku­ka ve 1998 ta­rih­li “İn­san­lı­ğa Kar­şı İş­le­nen Suç­lar Söz­leş­me­si­”ne ay­kı­rı­dır.      

Bü­tün bu ger­çek­ler, ya­ban­cı ta­rih ve bi­lim adam­la­rı ta­ra­fın­dan da ka­bul edil­di­ği hal­de, ta­ri­hi bo­yun­ca mert­li­ği, dü­rüst­lü­ğü, mer­ha­me­ti ve sa­vaş ah­la­kı düş­man­la­rı ta­ra­fın­dan bi­le ka­bul ve tak­dir edi­len asil Türk mil­le­ti­nin soy­kı­rım­la suç­lan­ma­sı ve Er­me­nis­tan ve Di­as­po­ra­’nın bu suç­la­ma­lar­da Hı­ris­ti­yan di­ni­ni ve Pa­pa­lık ma­ka­mı­nın nü­fu­zu­nu kul­lan­ma­ya yel­ten­me­si, Türk mil­le­ti ta­ra­fın­dan üzün­tüy­le iz­len­mek­te­dir.

Tür­ki­ye Cum­hu­ri­ye­ti­’n­de ya­şa­yan Müs­lü­man, Hı­ris­ti­yan ve Mu­se­vi din­le­ri­ne men­sup halk­la­rın Pa­pa Ce­nap­la­rın­dan bek­len­ti­si şu­dur: 100 yıl ön­ce, I. Dün­ya Har­bi’n­de, ön­ce­si ve son­ra­sın­da ya­şa­nan acı­la­rın da­yan­dı­ğı ger­çek­le­rin or­ta­ya çı­ka­rıl­ma­sı için Sa­yın Pa­pa 1. Fran­cis­cu­s’­nun 12 Ni­san gü­nü Va­ti­ka­n’­da ya­pa­ca­ğı ta­ri­hi ko­nuş­ma­da;

- Bü­tün ül­ke­ler ar­şiv­le­ri­ni aç­tı­ğı hal­de, ha­la ka­pa­lı olan Er­me­ni­le­rin Bos­to­n’­da­ki ar­şiv­le­ri­ni araş­tır­ma­la­ra aç­ma­la­rı­nın şart ol­du­ğu,

- Bu­gü­ne ka­dar bu me­se­le­de, do­lay­lı ve­ya ya­kın­dan il­gi­li ola­rak ve­ril­miş olan, ül­ke mah­ke­me­le­ri ka­rar­la­rı ile Ulus­la­ra­ra­sı Ada­let Di­va­nı­’nın ve Av­ru­pa İn­san Hak­la­rı Mah­ke­me­si­’nin ka­rar­la­rı­nın mut­la­ka dik­ka­te alın­ma­sı; özel­lik­le de, sa­va­şın he­men bi­ti­min­de İn­gil­te­re Kra­li­yet Baş­sav­cı­lı­ğı­nın, ar­şiv­ler­de­ki her tür­lü bil­gi ve bel­ge­le­ri top­la­ya­rak yap­tı­ğı in­ce­le­me so­nu­cun­da, Mal­ta Ada­sı­na ge­ti­ril­miş olan üst dü­zey Os­man­lı dev­let adam­la­rı­nı suç­la­ya­cak de­lil ol­ma­dı­ğı ge­rek­çe­siy­le da­va açı­la­ma­ya­ca­ğı­nı be­lir­te­rek, tu­tuk­lu­la­rı ser­best bı­rak­tı­ğı,

- Er­me­nis­ta­n’­ın ulus­la­ra­ra­sı hu­ku­ka ay­kı­rı ola­rak Azer­bay­can top­rak­la­rı­nı 23 yıl­dır ne­den iş­gal al­tın­da tut­tu­ğu­nu ve et­nik te­miz­lik yap­tı­ğı­nı; Ho­ca­lı­’da sa­vun­ma­sız ma­sum si­vil ki­şi­le­ri ni­çin kat­let­ti­ği­ni izah et­mek zo­run­da ol­du­ğu,

- Er­me­nis­tan ile Di­as­po­ra­’nın, hu­ku­kî bir me­se­le­nin çö­zü­mü­nü si­ya­si ze­min­ler­de ara­ma­la­rı­nın; ba­rış, gü­ven­lik ve is­tik­ra­ra za­rar ver­di­ği; ger­gin­lik, nef­ret ve in­ti­kam duy­gu­la­rı­nı bes­le­mek­ten baş­ka bir so­nuç ver­me­di­ği dik­ka­te alı­na­rak, bu yan­lış ve teh­li­ke­li po­li­ti­ka­dan vaz­geç­me­si,

- Bu ger­çek­ler kar­şı­sın­da me­se­le­nin, ku­ru­la­cak olan bir or­tak ta­rih­çi­ler ko­mis­yo­nun­da ele alın­ma­sı ge­rek­ti­ği, ka­rar­lı bir şe­kil­de ha­tır­la­tıl­ma­sı hu­sus­la­rı­nı yük­sek tak­dir­le­ri­ne su­na­rız.

- Ada­le­te ulaş­mak için ta­raf­la­rın, bu araş­tır­ma­la­rın so­nu­cu­nu sa­bır­la bek­le­mek­ten baş­ka­ca bir ça­re­le­ri­nin ol­ma­dı­ğı; güç­lü bir şe­kil­de ifa­de edil­di­ğin­de, ba­rış or­ta­mı­nın te­si­si­ne önem­li öl­çü­de hiz­met sağ­la­ya­ca­ğı­nı dü­şün­mek­te­yiz. Yi­ne,  her ih­ti­la­fın çö­zü­mün­de, ada­le­tin esas ol­du­ğu­nu en iyi şe­kil­de bil­di­ği­ne inan­dı­ğı­mız Pa­pa­lık ma­ka­mı­nın ta­raf­la­ra eşit me­sa­fe­de dur­ma­sı­nın bü­yük önem ta­şı­dı­ğı ma­lum­la­rı­dır. Esa­sen in­san­lık vic­da­nı ma­ka­mı­nız­dan bu­nu bek­le­mek­te­dir. Pa­pa Ce­nap­la­rı­nın ta­kı­na­ca­ğı adil ve ta­raf­sız tu­tu­mun, in­san­lık ale­mi­ni önem­li öl­çü­de et­ki­le­ye­ce­ği ve dün­ya ba­rı­şı­na kat­kı­da bu­lu­na­ca­ğı­nı dü­şün­mek­te­yiz.

Bu duy­gu ve dü­şün­ce­le­ri­mi­zi, di­ya­log ve çö­zü­me yar­dım­cı ola­ca­ğı inan­cıy­la yük­sek tak­dir­le­ri­ne su­na­rız.

Vahdet Gazetesi

 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
5 Yorum