İşte Milli'nin Gözüyle Ak Parti İcraatları!

İşte Milli'nin Gözüyle  Ak Parti İcraatları!
Seçimlere iki gün kala, Saadet Partisi'ne yakınlığı ile bilinen Milli Gazete, AK Parti'nin icraatlarını sıraladı. İşte Milli'nin gözüyle AK Parti'nin birbirinden garip o icraatları:

* 1963 yılında Avrupa kapısında başlayan bekleme zilleti 2011 yılında AK Parti Hükümeti döneminde AB Bakanlığı kurularak adeta perçinlendi. 52 yıllık bir zillet olarak Avrupa’nın kapısında bekleyen Türkiye imajını, son 13 yıldır AK Parti hükümetleri oluşturuyor.

* 2006 yılında AB mevzuatına uygun olarak; at ve yaban domuzu da kasaplık hayvan olarak tanımlandı.

* Avrupa rüyaları kuran AK Parti Hükümetlerinin bir başka dini ve milli değerlerimize uymayan icraat girişimi de süt bankası oldu. Başta Milli Gazete ve Saadet Partisi olmak üzere bir çok sivil toplum örgütü ve hatta Diyanet İşleri Başkanlığı da dahil olmak üzere karşı çıkılan proje, gündemden düşürüldü.

* İslam’ın “sapkınlık” olarak tanımladığı eşcinsellik özgürlüğü isteyen dernekler AK Parti Hükümetleri döneminde faaliyete geçti. Türkiye’de bugünlere kadar sesini çıkaramayan “sapkın” düşünceliler, meydanı boş buldu.

* Sapkın LGBTİ toplantılarına temsilci yollayan AK Parti Hükümeti, bu toplantıda CHP’lilerle birlikte aynı “özgürlük” masalını anlattı. Avrupa Parlamentosu’nun temel haklar ve LGBTİ’lerin ayrımcılıktan korunmasına ilişkin Tiran’da düzenlediği seminerde AK Partili Nursuna Memecan bu gruplara haklarının teslim edilmesi gerektiğini söyledi. Ayrıca BM’deki Kadının Statüsü Toplantısı’na Türkiye’yi temsilen iki LGBTİ üyesi gönderildi. Konaklama dahil bütün masrafları ise Aile Bakanlığı’na bağlı Kadının Statüsü Genel Müdürlüğü’nden karşılandı.

* Ateizm Derneği resmi izinle kuruldu. Böylece, “Allah          (c.c.)’ın varlığını inkâr” ve dini değerlerimizin tamamına hakaret, devlet şemsiyesi altına alındı.

Atları 7/24 Koşturuyorlar

* Ganyan yaygınlaştırıldı. Haftada iki gün yapılan koşular 7 güne çıkarıldı.

* İddaa isimli kumar oyunu Türkiye’ye sokuldu. Kumar oynama yaşı düştü, oranı arttı. Resmi olarak 2004 yılında oynanmaya başlandı.

Bu millet bu edepsizliği unutmayacak!

Yolsuzluk şaiaları sınırları aştı

* 18 Mart 2014 günü sosyal medyaya düşen AB Bakanı Egemen Bağış’ın gazeteci Metehan Demir ile yaptığı telefon görüşmesinde “Bakara suresi” ile alaya yeltenmesini HATIRLA!

* Söz konusu gazetecinin patronu tarafından kovulmasını ama Egemen Bağış’ın koruma altına alınmasını yerel seçim sonrası balkona çıkarılmasını ve hatta son olarak Cumhurbaşkanlığının danışman kadrosuna dahil edilmesini HATIRLA!

* Yolsuzluk ve rüşvetin belgesinin olabileceğini ve bu belgelerin ortalığa saçıldığı tarihin 17 Aralık 2013 günü olduğunu HATIRLA!

* Ayakkabı kutusunun hangi amaçlar için kullanıldığını, evde yatak odalarında para sayma makinalarının kimler için gerekli olduğunu HATIRLA!

* Suçlamasında adı geçen Erdoğan Bayraktar’ın şu sözlerini HATIRLA! ‘’Ben bugüne kadar ne yaptımsa, Başbakan’ın emriyle yaptım.’’

* Her ne hikmetse; Erdoğan Bayraktar’ın yukarıdaki kurşun gibi ağır sözlerine cevap verilmemesini/verilememisini HATIRLA!

* AK Parti’nin 2 numaralı isminin Mehmet Ali Şahin’in yol arkadaşı Zafer Çağlayan için “Bu eski Bakan arkadaşlarımız kusura bakmasın. Dobra dobra ve AK Parti’nin Genel Başkanvekili olarak konuşuyorum. Bir siyasetçi asgari ücretin daha yeni bin liraya çıktığı bir ülkede 700 bin liralık bir saat alamaz kardeşim. 700 bin liralık bir saati kolunda taşıyamaz” dediğini HATIRLA!

* 8 Aralık 2014 günü “yolsuzluk yapan kardeşim olsa kolunu koparırım” diyen Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun Meclis’te yapılan 4 eski bakan için Yüce Divan oylaması günü 20 Ocak 2015’te oylamaya katılmadığını yurt dışına gittiğini HATIRLA!

* 17 Nisan 2015 günü Hükümet Sözcüsü Bülent Arınç’ın “İsraf karnemiz kırık, israfın önünü alabilseydik sizden vergi dahi almadan bu ülkeyi yönetirdik” dediğini HATIRLA!

* 27 Mayıs 2015 Günü CNNTürk’te AK Parti’li Burhan Kuzu, Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in makam araçları için kullandığı ‘’çerez’’ ifadesine ilginç bir yorum yapmış. Kuzu “Yav bu devlette öyle israflar var ki, öylesine masraflar var ki, anam anam anam anam anam anamm!” demişti HATIRLA!

Tarih: 2007 temmuz...

* Bugünlerde fırsatını buldukça Milli Görüşçü görünenlerin, “Yolumuz Erbakan’ın yoludur” demeye yeltenenlerin, Erbakan Hocamızın gerçekleştirmek için bir ömür adadığı hedefleri nasıl yok etmeye çalıştıklarını HATIRLA. Kendi yolsuzluklarını örtbas etmek, yolsuzluğu afişe olmuş bakanlarını kodesten kurtarmak için Türkiye’nin altını üstüne getirenlerin; Erbakan Hoca’nın yıllarca siyasi yasağını devam ettirmelerini ve ev hapsine tabi tutmalarını hatırla.

* Hidayet Karaca’nın. Cevap ise Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın şu sözlerini hatırla:

* Ben 31 yaşında il başkanı oldum. Adam bulamadığı için il başkanı oldum. Tabi bu dönemleri, bu süreçleri anlatmaya kalkarsak zaten bu akşamki zaman buna yetmez. (…) Yani bir taraftan sandalyeyle dolaşacaksın, bir taraftan çeşitli hastane raporları, şunlar, bunlar, filan, falan çıkarıp göndereceksin, ondan sonra da bu siyasi mücadelenin içerisinde gelip bir şeyler toplayabilir miyim, bir prim yapabilir miyim, bunun gayreti içerisine gireceksin…

Fakir daha fakirleşti zengin daha zenginleşti

* “Resmi” işsiz sayısı 3.3 milyon kişiyi aşarken, işsizlik oranı yüzde 11.4’ü buldu. 2002’de, zayıf Anasol-M koalisyonu görevi bırakırken bu oran yüzde 6.5 düzeyindeydi.

* Gençler arasındaki işsizlik yüzde 20 oldu. Her 5 gençten 1’i, resmi rakama göre işsiz.

* Dış ticarette verilen açık 15 milyar dolardı, 100 milyar dolara dayandı.

* Cari açık 45 milyar dolar civarında ve bir türlü kapatılamıyor.

* Bütçeden faize her yıl ortalama 54 milyar lira (yaklaşık 20 milyar dolar) ödendi. Faizciler ve rantiye bayram etti.

* Hesaplama yöntemini değiştirerek bir gecede 3 bin 500 dolardan 10 bin dolara çıkan milli gelir, 2010’dan beri yerinde sayıyor.

* Türkiye’nin ekonomik büyümesi 2002-2014 arasında yüzde 4.8 olurken; 1950-2002 yılları ortalaması olan yüzde 5.1 rakamının altında kaldı.

* 2002’de 129.6 milyar dolar olan dış borç stoku 402 milyar dolara yükseldi.

* Akaryakıt fiyatlarında “dünyanın en pahalısı” rekoru kırıldı. Benzin 5 liranın üstünü gördü.

* Dört kişilik bir ailenin açlık sınırı 1400 liraya, yoksulluk sınırı ise 4400 liraya yükseldi.

* Açlık sınırının bile altında kalan asgari ücret, tam bir sefalet ücreti oldu. Önümüzdeki Temmuz’da ancak 1000 lira olacak.

* 2002’de 6.3 milyar lira olan kredi kartı borcu tutarı 72 milyar liraya çıktı.

* Aile ve sosyal Politikalar Bakanlığı’nın raporuna göre 2012’de 23 milyon 668 bin olan yardıma muhtaç insan sayısı 2014’te 30.5 milyona yükseldi.

Türkiye, 8 Haziran’ı bekliyor

* Önce Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek konuştu; Başbakan Yardımcısı Arınç’ı “paralelci” ilan etti. Cevap Türkiye’yi sarstı... Hükümet Sözcüsü Bülent Arınç, Bakanlar Kurulu toplantısından sonra Melih Gökçek’in “Ankara’yı parsel parsel satttığını” açıkladı. Asıl açıklamaları da 8 Haziran’dan sonra yapacağını duyurdu.

İsrail, Hiç Bu Kadar Şımartılmamıştı

* İsrail ile Türkiye arasındaki ilişkiler, 13 yıllık AK Parti iktidarı döneminde olduğu kadar hiçbir zaman iyi olmadı. Göstermelik sataşmalar, halkın gözünü boyamaya yönelik polemikler bir yana, İsrail bir taraftan Filistin’e, Gazze’ye ve Mescid-i Aksa’ya yönelik ambargo, katliam ve tacizlerini had safhaya çıkardı. Sözde çatıştığı Türkiye ile devasa bir ticaret hacmine ulaştı. 2002’de 1.2 milyar Dolar olan ticaret hacmi 2011’de 4 milyar Doları aşmış, 2014’te ise 6.5 milyar Dolara ulaşarak rekor kırdı. Filistin’e tam destek verdiğini iddia eden Türkiye, İsrail’de peşpeşe yüzlerce yeni yatırım projesine imza atmayı sürdürüyor.

* Kasım 2007’de bebek katili İsrail Cumhurbaşkanı Şimon Peres’in davet edildiği TBMM’ye gelip kürsüde konuşması, tarihimize kara bir leke olarak kazındı. Terörist İsrail’in sayısız katliamlarından en büyüğü olan iki Gazze saldırısı yine AK Parti iktidarında gerçekleşti. Aralık 2008’deki fosfor bombalı büyük katliamda çoğu çocuk en az 1400 Müslüman şehit edildi. Kasım 2012’de İsrail yine saldırdı, 150 Müslümanı öldürdü. 2009’daki “One minute” çıkışı sözde kaldı. 2010’da Alçak Koltuk rezaletiyle Türkiye’ye hakaret edildi. 2010’da Mavi Marmara katliamı yapıldı. Ankara şehitlerin kanını göstermelik özür ve tazminat meselesiyle kirletti.Terörist İsrail’in OECD’ye katılımına Filistin’in bütün uyarılarına rağmen onay verdi.

* Nisan 2013’te Gazze’ye gideceğini açıklayan Erdoğan, iki yıldan uzun süredir Gazze’ye gitmedi, gidemedi!

* Yıllardır Mescid-i Aksa’yı işgal edip bir taraftan da altını oyarak yıkım çalışmalarını yürüten İsrail teröristleri Kasım 2014’te, 47 yıl sonra ilk kez kutsal mekânı pis postallarıyla kirlettiğinde yine iktidarda AK Parti vardı.

* 2012’de Türk topraklarında kurulan Kürecik radar üssünün görevi de İsrail’i korumak.

* Anla ve hatırla! Koskoca 13 yıl boyunca İsrail’e siyasi, ekonomik ve askeri açıdan destek veren hükümet, Filistin ve Gazze’nin lehine ne yaptı?

4 Yılda 300 Bin Kişi Öldü

* 2007 yılında Halep Olimpiyat Stadyumu’nun açılışında Fenerbahçe ve El-İttihad takımları birlikte sahaya çıktığını Erdoğan ve Esad karşılaşmayı beraber izlediğini HATIRLA… 

* 2009 yılında Şam’a giden Başbakan Erdoğan ve ailesini Esad ailesi kaldıkları hotelde ziyaret ettiğini verdikleri samimi pozları HATIRLA…

* Suriye’de başlayan olayların ardından Erdoğan Esad’ı düşman ilan ederek ‘3 aya kalmaz gider’ dediği Esad’ın hala koltuğunda oturduğunu HATIRLA…

* Erdoğan’ın 2012 yılında NATO’nun “herhangi bir üyesine yapılan saldırıyı bütün üye ülkelere yapılmış” sayan 5’inci maddesinin uygulanmasını isteyerek NATO’yu göreve çağırdığını HATIRLA...

* Ankara Esad’ı koltuğundan etmeye uğraşırken, Türkiye geçtiğimiz aylarda Suriye topraklarında bulunan Süleyman Şah Türbesi’ne operasyon düzenleyerek, türbeyi Türkiye sınırının dibine taşımak zorunda kaldığını HATIRLA…

* Arakan Müslümanları zalim Budist yönetiminin, insafına bırakıldı... Türkiye’den toplanan yardımlar, Budist Yönetimi’ne ve Kızılhaç’a teslim edildi... İHH’nın açıklamasına göre yardımların sadece yüzde 1’i Müslümanlara ulaştırılabildi

IRAK...

Irak’a demokrasi götüreceklerdi. Tezkere meclise geldi. Recep Tayyip Erdoğan “Biz para pazarlığı yapmıyoruz. “Savaşa hayır!” demek kolay; oysa bu yıl ödememiz gereken dış borç tutarı tam 73 buçuk milyar dolar. “Savaşa hayır!” diyenler, bunu nasıl ödeyeceğimizi de söylesinler!” (28.2.2003/Akit) dedi.

* Ali Babacan’ın;  “Irak’a ilk bomba düşer düşmez, 8.5 milyar dolarlık ilk para dilimi de gelmiş olacak!” (28.2.2003/Akit) dedi.

* Prof. Dr. Necmettin Erbakan’ın milletvekillerine; “Irak’ta ölen bir çocuğun vebalini, yedi sülaleniz alnını secdeden kaldırmasa ödeyemezsiniz…” diye uyardı.

* Tezkere meclisten geçmedi ama ülkemizin hava sahaları ve limanları Irak’ı işgal için kullanıldı. 2 milyon Müslüman öldürüldü  ve Ebu Gureyb utanç abidesi olarak tarihteki yerini aldı!

Papa’yı “Kutsiyetpenah” Yaptılar

* Papa, “Kutsiyetpenahları” diye methiyeler düzülen bir mektup yazılarak davet edildi. Saray’ın açılışını yaptırdılar.

*İki kilise arasında süregelen 1000 yıllık anlaşmazlığın giderilmesine destek verildi.

* Vatikan’ın başını çektiği bizim de daimi ortağı olduğumuzu öğrendiğimiz “Medeniyetler İttifak’ı” da bu mektupla gün yüzüne çıktı.

* “Kutsiyetpenahları” Ermeni soykırımını tanıdığını açıkladı.

İslam’a Karşı “Kolkola” Yürüdüler

* İktidar ümmet için bir kez bile olsun kılını kıpırdatmadı ama Peygamber Efendimiz’e hakarete yeltenen Charli Hebdo için Paris’e koştu. Şirin görünmek için “Hepimiz Charli Hebdo”yuz dediler. İsrail Başbakanı Netanyahu ile benim ülkemin Başbakanı Ahmet Davutoğlu aynı safta İslam’a karşı kolkola yürüdüler.

Kaddafi dövülerek öldürüldü...

* Avrupa Sarkozy başkanlığında adına Haçlı Seferi diyerek Libya’ya girme planını açıkladı.

* Dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan;   “NATO’nun Libya’da ne işi var’’ (28 Şubat 2011-AA) dedi.

* Bu açıklamanın üzerinden çok geçmedi ki meclisteki gizli bir oturumla geçirilen tezkere maharetiyle 6 gemi haçlı seferine dahil oldu.

* Libya’da işgal devam ederken Katar’da bir araya gelen Ahmed Davutoğlu ve Hillary Clinton’un verdiği “çak ortak” pozu kan dondurdu.

* Kaddafi tekbir getirirken, tekbir getirenlerce linç edilerek öldürüldü. (20 Ekim 2011)

*Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelikin verdiği bilgiye göre, asgari ücretle çalışan kişi sayısı 2002de 2.8 milyon kişi iken, 2014te 5 milyon kişiyi aştı.

*“Resmi” işsiz sayısı 3.3 milyon kişiyi aşarken, işsizlik oranı yüzde 11.4’ü buldu. 2002’de, cılız Anasol-M koalisyonu döneminde bile bu oran yüzde 6.5 düzeyindeydi. Gençler arasındaki işsizlik rakamı da yüzde 20’yi buldu. Her 5 gençten 1’i, resmi rakamlara göre işsiz.

*Üretim yerine tüketim ekonomisi teşvik edildi. Hane halkının, yani ailelerin borç yükü, 2002’de bütçelerinin yüzde 6’sıyken, bugün yüzde 30’unu aştı. Ailelerin borç yükü 5 misline çıktı.

*Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın “İsrafın önünü alsak vatandaştan vergi almamıza gerek kalmaz. İsraf konusunda karnemiz kırıktır” sözleri hükümetin ekonomi politikasının özeti oldu.

*2002’de 129.6 milyar dolar olan dış borç stoku 402 milyar dolara yükseldi.

Cari açık 45 milyar dolar civarında ve bir türlü kapatılamıyor. Cari açığı finanse etmek için sürekli borçlanıldı, borç faizlerini ödemek için yeni borçlanmalara girişildi. Başbakan *Yardımcısı Ali Babacan’ın ifadeleriyle Türkiye, “dışarıdan döviz gelmezse bırakın büyümeyi mevcut refah seviyemizi koruyamayız” seviyesine geldi.

*2002’de ihracat 37 milyar dolarken, bugün 150 milyar dolar. İthalat ise 52 milyar dolardan 250 milyar dolara çıktı. Dış ticarette verilen açık 15 milyar dolardı, 100 milyar dolara dayandı.

*Tarım ve hayvancılık ülkesi olduğu söylenen Türkiye’nin tarihinde ilk kez saman ve canlı hayvan ithal edildi. Gariban dostu patatesin kilosu 5 liraya çıktı.

*2002’de 6.3 milyar lira olan kredi kartı borcu tutarı 72 milyar liraya çıktı. 2002’de 1.97 milyar lira olan tüketici kredileri, 125 kat artarak 250 milyar liraya ulaştı.

*Hesaplama yöntemini değiştirerek bir gecede 3 bin 500 dolardan 10 bin dolara çıkan milli gelir, 2010’dan beri yerinde sayıyor

*Kamunun kıymetli ekonomik varlıkları borç ve faiz ödemesi için satıldı. 1985-2002 arasında 8 milyar dolarlık özelleştirme yapılmışken; 2002–2014 arasında “satışlar” arttı ve yapılan özelleştirmelerin bedeli 51 milyar dolar oldu.

*2008 yılında çıkardıkları “emeklinin emeğini gasp” yasasıyla eşi benzeri görülmemiş bir adaletsizliğe imza attılar ve atmaya devam ediyorlar. Bugün, “çalıştıkça ve devlete prim ödedikçe emekli maaşı eriyen” tek ülke Türkiye… Yıllık ortalama 36 lira eriyen emekli maaşları 800 liranın altına geriledi.

*Bütçeden faize her yıl ortalama 54 milyar lira (yaklaşık 20 milyar dolar) ödendi. Faizciler ve Rantiye bayram etti.

*Akaryakıt fiyatlarında “dünyanın en pahalısı” rekoru kırıldı. Benzin 5 liranın üstünü gördü. Akaryakıttan alınan yüzde 65’lik vergi vatandaşın sırtına yüklendi.

*Türkiye Bankalar Birliği verilerine göre 3.7 milyon kişi kredi kartı borcu ve kredi taksidini ödeyemediğinden dolayı batık durumda.

*1999 depreminden sonra bir defalığa mahsus alınan ÖTV, AK Parti döneminde kalıcı hale geldi.

*Dört kişilik bir ailenin açlık sınırı 1400 liraya, yoksulluk sınırı ise 4400 liraya yükseldi.

*Yanlış tarım politikalarıyla girdi maliyetleri altında ezilen ve ürettiğinden para kazanamayan çiftçi, ya şehre göç etmeye ya da 3 kuruş paralara madene inmeye mecbur kaldı.

*Açlık sınırının bile altında kalan asgari ücret, tam bir sefalet ücretine dönüştü. Önümüzdeki Temmuz’da ancak 1000 lira olacak.

 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
37 Yorum