HDP Oylarını “Baskı”ya Dayamak Bahaneciliktir

HDP Oylarını “Baskı”ya Dayamak Bahaneciliktir
Star Gazetesi Yazarı Sibel Eraslan, "HDP Oylarını “Baskı”ya Dayamak Bahaneciliktir" dedi.

Sibel Eraslan, Star’daki yazısında, insanların HDP’ye baskı sonucu oy verdiği tezine karşı çıkarak, “Silahların ve can tehdidinin altında oldukları için Kürt oyları kaydı demek, bahanecilikten başka bir şey değil, kimse darılmasın” dedi ve en feci şartların yaşandığı 1990’lı yıllarda bile bölge halkının HADEP’E, HEP’e oy vermediğini hatırlattı.

Ardından da, çözüm süreciyle zaten bunun arzulandığını, yani “silah değil siyaset” dediklerini belirterek, HDP’nin Meclis’e girmesinin AK Parti açısından hezimet olmadığını kaydetti:

‘’Kürt seçmeni oyunu güvenlik içinde veremedi’’ söylemi yoğun bir şekilde dillendiriliyor. 6/7 Ekim vehameti veya HDP vekillerinin yaslandığı sorumsuz kışkırtıcı şiddet söylemlerine eşlik eden ve aslında bölgede hiç dinmeyen örgüt baskısı gibi günceller çerçevesinden bakıldığında...Evet, can korkusu, seçimlere HDP desteği şeklinde yansımıştır. Ama sonuç bundan ibaret değil! Zira, unutulmasın ki, silahlı örgüt yeni ortaya çıkmış bir hadise değil. Bölge halkı 1984’ten bu yana şiddet sağanağının altında, olağanüstü şartlarda yaşıyor ve belki son 12 yılda kazanılmış vatandaşlık hakları ve bölgeye yapılan kamusal toplumsal hizmetler, yatırımlar da düşünüldüğünde... Kürt oylarının azalmak şöyle dursun artması gerekemiyor muydu? Silahların ve can tehdidinin altında oldukları için Kürt oyları kaydı demek, bahanecilikten başka bir şey değil, kimse darılmasın. 1992’de, 1996’da, 2000’de çok daha kolay şartlar altında mıydı Diyarbakır, Van, Hakkari, Muş, Ağrı... Hayır. Hatta bugünküyle kıyaslanmayacak kadar karanlık günlerin içindeydik 90’larda, PKK baskısı daha yoğundu, olağanüstü şartlar altında bir iç savaş hali bile diyebileceğimiz nispette feci günlerdi... Ve o feci şartlar altında bile Doğu, siyasi tercihinde, ezici çoğunluğunu CHP’ye veya HADEP, DEP’e vermiyordu... 

Peki ne oldu? Hizmet, niçin hezimetle karşılık buldu?

Ki, HDP’nin meclise girişi AK Parti’yi hükümet kurmada zorluğa götürmüş olsa da ben bunu hezimet görenlerden değilim. Akil Heyette çözüm süreci ve toplumsal barış için vazife yapmış birisi olarak; zaten bizim teklifimiz ‘’savaş değil siyaset, silahlar sussun insanlar konuşabilsin’’ değil miydi? Çözüm sürecinin başlatıcısı Cumhurbaşkanı Erdoğan, çözüm sürecini siyasetler üstü bir mevzu olarak ortaya koyarken aslında büyük bir riski de sırtlayarak; ‘’siyasi başarımıza mal olacaksa bile sürecektir’’ demiyor muydu... Öyleyse bu sonuç, AK Parti nezdinde de ‘’hezimet’’ olarak değerlendirilmemelidir...

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
12 Yorum