'Fikren iğdiş edilmiş yazar' kim?
Hürriyet gazetesinde köşe yazısı yazmaya başladıktan sonra mütedeyyin kesimlere saldıran yazılarıyla tepki toplayan Ahmet Hakan Coşkun, Vakit yazarlarına da sataşarak çemkirmişti. Vakit’in çok okunan ve sevilen yazarlarından Hasan Karakaya, 4 Eylül 2007 tarihli köşe yazısında, Hürriyet yazarı Ahmet Hakan Coşkun’a bir cevap yazmış ve yazısında okuyucusundan gelen önemli bir de anekdot aktarmıştı:
“ISLATTIĞIN YATAK BENİMDİ!”
En çok neye üzüldüm biliyor musun Ahmet Hakan?.. Günler ve hatta haftalarca misafir kaldığın, ekmeğini yiyip, suyunu içtiğin evin insanlarını aşağılamana üzüldüm!.. Hadi, diğerleri neyse de, bari annemin hatırına, bunları yazmamalıydın!.. O annem ki; “14 yaşında” kazık kadar adam olmana rağmen, “geceleri işediğin yatağı”, sabahları sessizce kaldırıp, hiç gocunmadan yıkardı!..
Bak Hakan, eğer “çişin geldi” ise; “cami duvarı”na değil, git başka yere işe!.. Zira, “misafirimsin” diye sana tahsis ettiğim yatağıma “geceleri işediğin” halde; o zamanlar gösterdiğim anlayışı, belki şimdi gösteremem!..”
"İŞEMEDEN ÖNCE RÜYANDA MI GÖRDÜN?"
Bak gördün mü Ahmet Hakan, yine eski defterleri karıştırttın bana... Aslında, iyi de oldu... Böylece kimin “yalan” söylediği, kimin “sahtecilik” yaptığı çıktı ortaya!..
Ben, “belge”lerle de ortaya koyduğum gibi, “Atatürk’ün sözlerini” aktardım... Yani, “olan” bir şeyden bahsettim... Ya senin “kurgu”larına ne demeli?..
Sahi, o “solcu sendikacı”yı nereden uydurdun?..
“Olmayan radyo”dan, o “türkü”yü nasıl dinledin?..
“Bir grup silahlı asker”i nerede gördün?..
Bana öyle geliyor ki; bu “yalan”ları ve “sahtecilik”leri, büyük bir ihtimalle “rüyanda” gördün!..
Tabiî, “yatağını ıslatmadan önce” mışıl mışıl uyurken gördüğün rüyanda!..
Uyandığında, zaten “darbe” olmuştu!..
O zaman, sen “yatağın içine etmiş”tin, “12 Eylül cuntacları” da, “memleketin içine!”
Bak aslanım, sana bir tavsiye:
Ne yazacaksan, “kendin” yaz... Sakın ola “suflör”lere “dublör” olup da, komik durumlara düşme!..”
(Hasan Karakaya'nın yazısının tamamı için tıklayın)
“HAFTADA BİRDEN FAZLA SALDIRMIŞ”
Hasan Karakaya, 16 Ocak 2007 tarihli Vakit’teki yazısında da Ahmet Hakan Coşkun’un kimler aleyhinde ne kadar yazı yazdığını da listelemişti. İşte o ayrıntı: “Fethullah Gülen Hocaefendi aleyhinde 22 yazı, - Vakit aleyhinde 10 yazı, - YeniŞafak aleyhinde 9 yazı, - Kur'an Kursları ve İHL’ler aleyhinde 6 yazı, - Milli Görüş Lideri Prof. Necmettin Erbakan aleyhinde 2 yazı - Cübbeli Ahmet Hoca aleyhinde 4 yazı, - ‘Radikal’ yaftasını astığı Müslümanlar aleyhinde 3 yazı - Ve Mehmed Şevket Eygi aleyhinde 1 yazı. Bunlar, Ahmet Hakan'ın; ‘yönü kıblede, alnı secdede’ insanlar için kaleme aldığı yazılar... Toplam olarak 57 yazı... Yani, ‘haftada birden de fazla’ Müslümanlara dil uzatmış!.. Peki, ‘kartel gazeteleri’ ve özellikle Hürriyet ve onun ‘frikikçi’ patronu Aydın Doğan hakkında bir tek yazısı var mı?.. Hayır!.. Demek ki, ‘kendisine verilen görev’ bu!.. Evet, ‘Müslüman’lara saldırmak!.. ‘ücret’ini de, herhalde ‘bolca’ alıyordur!..”
"FİKREN İĞDİŞ EDİLMİŞ YAZAR"
nasname yazarı Akbay, Ahmet Hakan Coşkun’u, “Aydın Doğan medyası tarafından maalesef fikren iğdiş edilmiş bir isim” olarak tanımladı.
Kemal Gürüz hakkındaki değerlendirmeleri gündem oluşturan Cevdet Akbay, YöK Başkanlığı’na Yusuf Ziya özcan’ın atanmasından sonra Aydın Doğan medyasının eski YöK başkanı Kemal Gürüz, İnönü üniversitesi rektörü Fatih Hilmioğlu gibi ne kadar yasakçı adam varsa hepsine mikrofon uzatıp özcan’a saldırttığını ifade etti. Nasname’nins yazarlarından Akbay’ın yazısında Oktay Ekşi ve Ahmet Hakan ön plana çıkıyor.
KARTELİN BİLİNEN YÜZÜ
Yazısında, özcan’ın Fetullahçı olduğunu iddia eden Doğan’ın acar gazetesi Vatan ve ODTü Forum sitesindeki özgürlükçü söylemlerini ön plana çıkaran Radikal’den de örnekler veren Akbay, “Yarın kim bilir özcan hakkında ne ‘iddialar’la karşımıza çıkacaklar! Usame bin Ladin’le beraber çektirdiği(!) fotoğrafları bile gün yüzüne çıkartabilirler…” diyerek Doğan medyasının en bilinen yüzünü hatırlattı.
“YASAKÇILARIN HEDEFİ: ÇARK DÖNMEYE DEVAM ETSİN”
“Yasakların kalkmasını, ortamın normalleşmesini, demokrasinin yeşerip filizlenmesini istemiyorlar çünkü yönetim şeffaflaştıkça ihaleler şeffaflaşacak, rekabet kızışacak” diyen Akbay, yasakçıların hedefini şu ifadelerle özetliyor: “Perde ardında iş bitiren, rekabeti sevmeyen işadamları ceplerinde beş kuruş para olmadan büyük şirketleri alamayacaklar; devletten düşük faizle aldıkları paraları tekrar devlete borç vererek bir gecede bir koyup 7 bin 500, hatta 15 bin alamayacaklar! Makamlara Kemal Gürüz gibi beceriksiz torpilliler değil layık olanlar oturacak! Bütün rahatsızlıkları, hazımsızlıkları, karın ağrıları bundandır. Gayeleri, sahip oldukları paslı çarkların dönmeye devam etmesini sağlamak, ‘Türban, irtica, laiklik, terör…’ işin bahanesi.”
“DOĞAN MEDYASI DİN ADINA HER ŞEYE SALDIRIYOR”
Aydın Doğan medyasının son günlerde din adına herşeye saldırdığını, sataştığını ve hakaret ettiğinin altını çizen Akbay, yazısını şöyle sürdürüyor: “Belediye otobüsündeki başörtülü öğrencileri manşete çıkararak hem onları hem de belediyeyi hedef gösteriyorlar. Onlara kalsa, devlet ve belediyeler, dindarların vergilerini toplamalı ama onlara hizmet sunmamalı! Utanmasalar, ‘Cahil halk vergisini versin, hizmetimizi görsün, bizim için savaşa gidip ölsün ama başka hiçbir şeye karışmasın’ diyecekler.”
OKTAY EKŞİ’NİN MAHARETİ
“Konya Vergi Dairesi, ‘Vatandaşı vergi vermeye teşvik’ etmek için slogan yarışması düzenlemiş. Başörtülü bir kız çocuk, ‘Vergini ver devletine; Haram katma servetine’ sloganıyla ödüle layık görülmüş! Oktay Ekşi hemen, ‘Helal, haram dini kavramlardır… Amaç ‘din devleti’ne ulaşmak!’ diyerek bir yerlere yaranmaya, hassas yerlere sinyal göndermeye çalışmış (12 Aralık 2007, Hürriyet). Oysa bütün vergi dairelerinin duvarına bulunan, ‘Vergilendirilmiş kazanç kutsaldır!’ sloganındaki ‘Kutsal’ kelimesi de en az ‘Haram’ kadar ‘Dinî’dir. Ekşi’nin bundan rahatsızlık duyduğuna şahit olmadım.”
“FİKREN İĞDİŞ EDİLMİŞ BİR İSİM: AHMET HAKAN”
Akbay’ın yazısındaki en çarpıcı değerlendirme ise, Hürriyet yazarı Ahmet Hakan Coşkun hakkında. Akbay, Ahmet Hakan’ı, “Aydın Doğan Medyası Tarafından Maalesef Fikren İğdiş Edilmiş Bir İsim: Ahmet Hakan” ifadeleriyle tanımlıyor. İşte çok konuşulacak değerlendirmeler: “Ekşi’nin dini kavramlara, dindarlara ve dine alerjili biri olduğunu bildiğim için sataşmalarını normal karşılıyorum; asıl, İmam-Hatip’li Ahmet Hakan Coşkun’a, ‘Pardon! Türkiye'ye şeriat mı geldi?’ başlıklı yazıyı yazdıran şeyi (veya ruh halini) merak ediyorum.”
A.HAKAN: “MEMLEKETE ŞERİAT MI GELDİ?”
Akbay, Ahmet Hakan Coşkun’un 12 Aralık 2007 tarihli Hürriyet’teki yazısından şu bölümü de aktarıyor: Şöyle yazmıştı Coşkun: “Konya Vergi Dairesi'nin ‘Vatandaşı vergi vermeye teşvik’ amacıyla hazırladığı bir afişi görünce... ‘Memlekete şeriat geldi de bizim mi haberimiz olmadı’ deyiverdim. Söz konusu ‘Afiş’ şöyle bir şey: Başörtülü bir ilköğretim okulu öğrencisinin fotoğrafı ve yanında ‘Vergini ver devletine/Haram katma servetine’ cümlesi... Böyle bir afiş, ancak ‘Şeriat devleti’nde duvarlara asılabilir... çünkü... Laik bir devlette vergi vermek, vatandaşlık görevidir. Şeriat esaslarına dayalı bir devlette ise... Vergi verenlerin haramdan uzak durduklarını söylemekte ve ‘Haram’ gibi dinsel bir kavramın devreye sokulmasında bir sakınca yoktur... Yani... Bu afiş, ‘Türban propagandası’nın çok ötesinde anlam taşımaktadır.”
“BİRİLERİNE YARANMA YARIŞI MI?”
Akbay devamla; “Görüldüğü gibi Ahmet Hakan, Oktay Ekşi’den daha hararetli bir şekilde ‘rejim’ savunmasına geçmiş durumda. Rejim savunması mı birilerine yaranma yarışı mı onu tam kestiremiyorum ama dindarların Kemalist rejim için ‘vergi verme’ ve ‘şehit olma’ yarışını ben de anormal karşılıyorum… ‘Vergini verme devletine/onunla biner ensene!’ ‘Devlet malı deniz/vergi kaçırmayan k..iz!’, ‘Biz yeterince şehit olduk, sıra tuzu kurularda!’ gibi sloganlarla ön plana çıkanlara hak verebilirim! Merak ediyorum, İmam-Hatip’li arkadaşımız, Güney Doğu’da dağlara ayet-hadis atan askerlere de, ‘Pardon, Türkiye’ye şeriat mı geldi?’ diye sorabilir mi? Onlar seçilmiş değil, atanmış; hem tank ve tüfekleri var, ‘Cıssss’ edebilirler” ifadelerini kullanıyor.
(Engin Kaşdaş-habervaktim)
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.