Ertuğrul Özkök’e Anladığı Dilden Cevabımızdır
Gazetecilikte hata yapmamış hiçbir insan yoktur ancak önemli olan kalemini satmamaktır. Kiralık kalemlerle esen rüzgarın yönüne göre yazıların yönünü değiştirmemektir.
UNUTMADIK!
Dürüst iş adamı diyerek akladığın, Patron Aydın Doğan’ın gazetelerin de 28 Şubat darbesine düzdüğün methiyeleri, seçilmiş meşru bir iktidarı devirmek için yaptığınız yalan haberleri biz unutmadık.
3.000’den fazla bayisi olan milyarlarca dolar değerinde ki POAŞ’ı patronunun özelleştirmeden nasıl kapattığını da unutmadık!
1 milyar dolarak aldığınız POAŞ’ın özelleştirme idaresine ödenecek taksitlerini bile vergiden düşerek POAŞ’ı adeta bedavaya nasıl kapattığınızı biz unutmadık!
Bu ülkenin yıllarca en çok vergi ödeyen kuruluşu olan POAŞ’ın özelleştirmeden sonra nasıl yıllarca vergi ödemediğini biz unutmadık!
1.2 milyar dolar gibi komik bir paraya ele geçirilen POAŞ’ın Avusturyalı OMV’ye kaça satıldığını biz unutmadık!
Ancak sadece bunları değil, sen ve kalem arkadaşlarının siyasiler hakkındaki her türlü iddiayı dile getirirken, patronunuzun vergi ödemeleri konusunda ki suçlamalara, POAŞ özelleştirmesinin arkasındaki sırlara tek bir kelime laf etmediğinizi de unutmadık.
Bize ahlak dersi vermeye kalkan senin 28 Şubat sürecinde patronunu zenginleştirmek için ekonomi bakanı Güneş Taner karton fabrikası pazarlığı yaptığını unutmadık.
O görüşmede bize ahlak dersi veren senin patronuna teşvik verilmesini hatta 50 milyon dolar olan teşvikin 130 milyon dolara çıkarılmasını istediğini unutmadık.
O görüşme de Bakan Güneş Taner’in bu isteği onaylayıp başbakana söylemeni tavsiye ettiğini, seninse Taner’e yaranmak için dönemin Başbakanı Mesut Yılmaz’ın ağzından çıkanları manşet yaptığını söylediğini unutmadık.
28 Şubat döneminde halkın oyları ile seçilen Merve Kavak’çı için “Türban sabotajı” diye manşet atıp “FP’li Kavakçı’nın TBMM’deki tahriki DSP’nin barajına takıldı” spotunu kullandığınızı unutmadık.
Patronunun gazetesi Radikal’in "Tahrik Tutmadı" manşetini, "Kavakçı'nın türban ısrarı", "yemin töreni Kavakçı'nın türbanı yüzünden altüst oldu" ifadelerini unutmadık.
Ecevit’in seçilmiş bir vekili alenen hedef göstermesini “Tarihi uyarı” manşetten verdiğinizi, Başörtüsünü “devlete meydan okuma aracı” diye nasıl sunduğunuzu unutmadık!
Tansu Çiller’in ‘önce ihbar ediyorlar, sonra haber yapıyorlar’ deyip başlatılan soruşturmanın Milliyet muhabiri Ersan Atar’ın ihbarıyla başladığı dediğini, ardından patronun Aydın Doğan’ın canlı yayına bağlanarak ““Bunu ispatlasın, kendimi Taksim Meydanı’nda asarım!” diye cedelleştiğini, Çiller iddialarını belgeleriyle ispatlayınca da “kendimi asarım” diyen başkasıymış gibi, bu olaylar hiç yaşanmamış gibi hayatına devam ettiğini biz unutmadık.
1 Mart 2001 gecesi CNN Türk’te Mehmet Ali Birand’ın Manşet programına katılan bakan Sadettin Tantan’ın, kamu bankalarındaki yolsuzlukları anlatırken, Aydın Doğan’ın sahibi olduğu Dışbank’la ilgili yolsuzluk imasında bulunmasının ardından başına neler geldiğini biz unutmadık!
Ecevit’i hastaneye darbesiyle emekli etmeye çalıştığınız günlerde Emin Çölaşan’ın yazdıklarını (Başbakan’a iyi bakılmıyor diyerek Rahşan Ecevit’i suçlamasını) unutmadık.
21 Şubat Ekonomik krizi sonrası IMF görevlisi olarak bakan yapılan Kemal Derviş’in öncülüğünde DSP’yi parçalayan İsmail Cem’in yeni partisisine en büyük haber desteğini sizin verdiğinizi unutmadık.
Kısaca o günlerde Cemil Ertem’in kaleme aldığı şu satılar aslında sicilinizi gayet iyi özetliyor:
“Türkiye iktisat tarihini öğrenmek isteyenlerin, hangi dönemin ayrıntısına girmek isterlerse, o dönemin medyasının kimin elinde olduğuna ve ne yönde yayın yaptığına bakmaları gerekir. Bu anlamda bizdeki medya rekabeti aynı zamanda, egemenler arasındaki güç ve çıkar çatışmasıdır da. Ama Türkiye’de ilk defa bir başbakan bir medya patronunun kendisine yasal olmayan bir iş teklif ettiğini açıklıyor. Demek ki bu işler şimdiye kadar başbakanlara teklif edildi ve oldu; İstanbul’un nasıl yağmalandığı, mesela Dolmabahçe Sarayı’nın arka bahçesine nasıl otel yapıldığı, Gök Kafes vb. bir sürü rezilliğin nasıl kotarıldığı şimdi daha iyi anlaşılıyor…”
Kısaca sayın Ertuğrul Özkök bize gazetecilik dersi verecek çapa ve sicile sahip değildir. Onun çapı ancak elindeki medya gücüyle, patronu adına milyonlarca dolarlık teşvik pazarlıklarına yeter.
Habervaktim.com
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.