Uluç, golf lobisinin adamı mı?

Uluç, golf lobisinin adamı mı?
Sabah gazetesi'ndeki köşesinde sürekli "zengin sporu" golfün faydalarından ve ülkemize kazandıracağı dövizlerden bahseden Hıncal Uluç, dün de "golfün sözde mucizeleri"ni anlattı. Uluç'un bu yazısını ve daha önce kaleme aldığı "Golf! Türkiye'yi kurtarac

GÜNDE 1 MİLYAR TON SU TÜKETİYOR
 
Golfün doğaya verdiği zararlar gelişmiş ülkelerce bilinmekte ve özellikle ABD'de golf karşıtı önemli bir lobi bulunmaktadır. Ülkemizde ise golf için "doğasever" sloganı kullanılmaktadır. 2006 mayıs ayında Türkiye Golf Federasyonu'nun (TGF) yayınlattığı "Golf Doğasever Spordur" sloganı üzerine kurulu uzun metrajlı reklama karşı golfün bilinen zararları aşağıdaki gibi özetlenmiş ve ilgili kurumlardan reklamın kaldırılması talep edilmiştir:

1- Golfe harcanan su, susuzluk çekenlere çare: Dünyada mevcut golf sahalarının sulanması için günde 1 milyar ton su tüketilmektedir. Bu rakam, BM'nin tespitlerine göre tüm dünyada susuzluk çeken insanların asgari su tüketimini karşılayabilecek olan rakama eşittir. 100 hektarlık bir golf sahasının bir yılda tüketeceği su miktarı yaklaşık 1 milyon m3'tür. Bu da 12.000 nüfuslu bir yerleşimin ortalama yıllık su tüketimine eşittir. (World Watch Institute, 2004)

2- Ülkemiz zaten su fakiri: Ülkemiz, kişi başına ortalama yıllık 1500 m3'lük kullanılabilir su miktarı ile su fakiri bir ülkedir. ABD gibi kişi başına yıllık kullanılabilir su miktarının 16.000 m3 olduğu ülkelerde bile golf sahalarının su kaynakları ve doğa üzerine olumsuz etkileri tartışılırken, su fakiri olan ülkemizde yapılacak her golf sahası hem doğadaki suyu golfe yönlendirerek doğal yaşamı bozacak hem de su kaynaklarımızı hızla tüketecektir. (Doğal Hayatı Koruma Vakfı, 2005)

3- Golf değil kimyasal silah: Bir hektarlık bir golf sahası için yılda toplam 21 kilo kimyasal ilaç kullanılmaktadır. Bu rakam çevreye verdiği zararı düşünülünce oldukça ürkütücüdür. (World Watch Institute, 2004) Bir golf alanı için kullanılan yıllık ortalama gübre miktarı ise, dünyada hektar başına tarımda kullanılan ortalama gübre miktarından çok daha fazladır. Kimyasal gübreler aşırı kullanıldıklarında çevreye ve yer altı sularına telafisi mümkün olmayan zararlar vermektedir.(ABD Tarım Bakanlığı, 2005)

4- Orman katliamları yapılıyor: Ülkemizde 2004 yılından bu yana kıyı ormanları turizmi teşvik gerekçesiyle golfe tahsis edilmektedir. Her bir golf sahası için en az 750.000 m2 alan öngörüldüğünü düşünürsek (www.tgf.org), bunun bir orman koruma yolu değil ormanı talan etme yöntemi olduğunu görmekteyiz. Zaten Sorgun'da ve Belek'te yapılan tahsisler nedeniyle büyük orman katliamları yaşanmıştır. Ormanlarımız golf için hızla yok edilmekteyken golfün doğasever olduğunu savunmak gerçek dışıdır.

Şikayet üzerine Reklam Özdenetim Kurulu halkı yanıltıcı içeriği nedeniyle 2006 Haziran ayında reklamın yürürlükten kaldırılması kararı almıştır. Kararda, "golfün çevre dostu özelliği vurgulanan reklamın tüketicilerin çevre konusundaki duyarlılığını ya da bu alandaki olası bilgi eksikliğini istismar edecek biçimde" yapılmış olduğu belirtilmiştir. Bu kapsamda "golfün çevre dostu olduğu" ifadesinin kullanılmasıyla Uluslararası Reklam Uygulama Esasları'nın çevreye ilişkin 19. maddesine aykırı olan reklamın kaldırılması gerektiği sonucuna varmıştır.

***

GELELİM ULUÇ'UN TEZLERİNE…

Uluç'a göre hiçbir zararı olmayan üstelik mucizeler taşıyan bu spor, dolar milyonerlerini yurdumuza güya şöyle çekecekmiş;

Golfün mucizeleri!..

CNN International'da bir belgesel, yıllar önce gidip gördüğüm, döndüğüm günden beri her fırsatta yazdığım Algarve'yi (Endülüs'ten kalma El Garp/Batı'nın Portekizceleşmiş hali) anlatıyor.. Portekiz sahillerinde golfün yarattığı mucizeyi ve bölgeyi refah yönünde nasıl değiştirdiğini..
Bizdeki golf düşmanlarının izlemesini öyle isterdim ki..
Birkaç not aldım alelacele..
Portekiz'de 33'ü Elgarve'de olmak üzere 85 Golf alanı var. Golf turizmi, tüm Portekiz Turizm gelirinin dörtte birini oluşturuyor. Sezonu 12 aya yaydığı için de, kış sezonunda işçi çıkarmalarının önüne geçiyor, istihdamda istikrar sağlıyor.
Portekiz kulüplerinde bir golf seansının adam başı bedeli, ortalama 100 euro.. Bizde 24 saat, gece barda kafa çekme de içinde her şey dahil 100 euro alan otel ve tatil köyü kaç tane ki?. Günde 30 euroya "Eyvallah" diyenler var..
Ve bu adam başı 100 eurodan oynanan oyun sayısı kaç Portekiz'de bilir misiniz?.
1 milyon 400 bin.. Yani 1 milyon 400 bin tane 100 euro, sadece bir seans golf için.. Ailecek kaldıkları otellere, civardaki de luxe restoranlara, alış veriş merkezleri ve marka dükkânlarına bıraktıkları para ayrı.. Çünkü sayıları yılda ortalama 300 bini bulan bu golfçülerin hemen hepsi dolar milyoneri.. Uyku tulumuyla dolaşıp, bakanlık istatistiklerinde bir rakam olmaktan öteye gitmeyen bitli turistler değil… (Sabah, 20-11-2008)

Golf!.. Türkiye'yi kurtaracak spor!..

Başlıktaki cümlemi tekrar okuyun ve deyin ki..
"Hıncal gene abartmış!.."
Ben abartmaya devam edeceğim..
Çünkü ben, Turizmin bu ülkenin refah seviyesini katlayacak, binlerce aile, milyonlarca insanı hem de çok iyi gelirlerle iş sahibi yapıp besleyecek bir sektör olduğunu biliyorum.
Ben Türkiye'nin imkânlarının yarısına sahip olmayan Akdeniz ülkelerinin, başta İspanya, İtalya ve Yunanistan, turizmden neler kazandıklarını biliyorum.
Ben 50 yıllık gazetecilik yaşamım boyunca Turgut Özal dışında Turizme inanan bir devlet adamı, ya da iktidarın gelmediğini de biliyorum.
Turizmi bir devlet politikası yapamadık, bir türlü..
Turizm Bakanlığı'nı ciddiye almadık. Koalisyonlarda parti pazarlıklarında "Üste" verdik. Ya da parti içi muhalif olabilecekleri susturmak için "Al sana koltuk, otur" denecek bir makam diye kullandık. Bugün de durum bu..
Bugün bu ülkenin ne Turizm Politikası var, ne de Turizm Bakanı..
Tersine "Turist ahlak götürür" diyen bir görüş iktidarda güçlü.. "Bana bunu mu layık gördünüz" diye burun kıvıran bir de bakanımız atlama tahtası diye kullanmaya bakıyor.
İşte bu Türkiye'de turizmin İspanya, İtalya, Portekiz, Yunanistan düzeyine gelmesinden söz ediyorum..
Kullanacağımız koz golf!.. Ve de kullanmaya başladık..
Ben golfün bir yörenin kaderini nasıl değiştirdiğini, 80'li, 90'lı yıllarda giderek, görerek yaşadım ve yazmaya başladım..
Ne dediğimi gayet iyi bilen bir lider, Ahmet Ağaoğlu, "100 Golf sahası" diyerek nihayet kurulabilen federasyonun başkanı oldu ve kolları sıvadı.
Golfün ülke turizmi, tanınması, zenginliği ve refahı için ne demek olduğunu idrakten yoksun bazı kafaların çağdışı kalmış klişe sloganlarına rağmen Türkiye'de, özellikle de Akdeniz sahillerinde golf alanları artmaya başladı. Bugün bu sayı 18. Turizm Bakanlığı lütfedip onaylarsa, 69 golf sahası da yolda..
İşte bu 18 sahalı Türkiye, bu ayın başında Avustralya'da yapılan oylamada, 210 sahalı İtalya ve 108 sahalı Avusturya'yı geçerek 2012 Dünya Amatör Golf Şampiyonasını organize etme hakkını aldı. Hem de 92 delegenin 76'sının oyunu ilk turda toplayarak..
Bu harika bir tanıtım başarısıydı, genç federasyon için ve de dünya üzerinde bu kadar gençken Dünya Şampiyonası düzenleyen bir federasyon yoktu.
Ahmet Ağaoğlu bu işi adeta tek başına başardı. Ona inananların sayısı o kadar az, bilmeden karşı çıkanların lobisi o kadar güçlüydü ki..
Buna rağmen özelikle Belek'te arka arkaya açılan golf sahalarının tanıtımı o kadar başarıyla yapıldı ki, CNN International bir özel programında "Avrupa'da en iyi golf istikameti Türkiye" dedi.. Onun demesiyle de kalmadı. Golf Turu Operatörleri Enternasyonal Derneği Türkiye'yi 2008'in En İyi Golf Ülkesi" seçti ve Ağaoğlu ektiklerini Avustralya'da biçip 2012'yi aldı.
Alamasak ne olurdu?.
Bu şampiyona her iki yılda bir, sırayla bir kıtada düzenleniyor. Avrupa'ya sıra 2024'te gelecekti yeniden.
Aldık da ne olacak?.
Dünya Amatör Golf Şampiyonası ailesi takımlar, yöneticiler, gazeteci ve televizyoncular ve yakınlarıyla 3 bin kişiyi aşıyor. Her biri seçme, her biri zengin bu aile, ülkemizde iki hafta boyu kalacak..
Ülkelerine döndüklerinde, ekranlarında gösterecek, yazacak, anlatacaklar.. Bu Türkiye'de golf turistlerinin sayısını misli misli artıracak.
Golf turisti, genelde dolar milyoneri.. Kalabalığı sevmez. Bu yüzden sezon dışını tercih eder.. Sonbahar ve kışı ılımlı geçen yöreler favorisidir.
Harika tesislerde yaşayacak ve göreceklerdir ki, Türk Rivierası onlar için biçilmiş kaftandır.
Turizm sezonunu uzatan bu paralı turist de Antalya ve Türkiye için, daha da biçilmiş kaftandır..
Birleşmiş Milletler'de kazandığımız Güvenlik Konseyi üyeliğinin, bu konseyin kararlarını tanımamakla ün yapmış ülkemize ne getireceğini bilmem..
Ama 2012 Dünya Golf Şampiyonası'nın, Türkiye'ye tanıtım, Türkiye'ye şan, Türkiye'ye para, Türkiye'ye refah getireceği kesin!..

Teşekkürler Ahmet Ağaoğlu!.. (Sabah, 30 Ekim 2008)

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.