Aydın Doğan paşaları geçti

Bünyesinde 6 gazete, 3 televizyon ve onlarca dergi bulunduran Doğan Yayın Grubu Başkanı Aydın Doğan sansürcülüğe soyundu. Aydın Doğan, Vakit’i susturmak için Türk basın tarihinde görülmemiş trilyonluk tazminat davaları açmaya başladı.

Medya patronu olan ve ifade özgürlüğünü en çok savunması gereken Aydın Doğan, gazetemizi susturmak için 1 ay içinde kendisi ile ilgili yayınlanan neredeyse bütün haber ve köşe yazılarına, 4 ayrı dava kapsamında, toplam 12 köşe yazısı, 13 haber, 4 alıntı yazı, 2 anons ve 1 okur mektubundan oluşan toplam 32 yayına 1.355.000 YTL’lik tazminat davası açtı. Türkiye basın tarihi bu tip bir davaya en son 312 generalin bir köşe yazısından dolayı Vakit gazetesine trilyonluk tazminat davası açmaları sırasında şahit olmuştu. 

SPK SUÇ DUYURUSUNDA BULUNDU AMA…
Doğan’ın dava konusu yaptığı yayınların tamamı belgeli haberler ve köşe yazarlarımızın fikirlerini ifade ettikleri yazılardan oluşuyor. Dava açılan yazılar arasında başka gazetelerden yapılan alıntılar ve okur mektubu bile var.

Aydın Doğan, 24 Eylül ve 9 Ekim arasında kendisi ile ilgili Vakit’te çıkan köşe yazısı, haber, anons, alıntı yazı ve okur mektubundan oluşan 26 yayından 755 bin YTL gibi uçuk bir tazminat talep ediyor. 9 Ekim’de yayınlanan 8 satırlık okur mektubunda B.E adlı okurumuz Hürriyet Gazetesi’nin internet sitesinde Aktütün’de verdiğimiz şehitlere rağmen halen çıplak kadın fotoğraflarının yayınlanmasını eleştiriyordu. Doğan, 8 satırlık bu yazı sebebiyle Vakit’ten 50 bin YTL tazminat talep ediyor. Doğan, dilekçesinde Vakit’in yer verdiği Hürriyet’in PKK’ya övgüden mahkum olduğunu içeren Anadolu Ajansı haberine ise 20 bin YTL tazminat istiyor. 

İFADE ÖZGÜRLÜĞÜNE YÜZBİNLERCE YTL’LİK DARBE
Doğan, yazarımız Hüseyin Öztürk’ün, köşesinden Deniz Feneri ile ilgili Doğan Grubu yayınlarını eleştirmesi konusunda yazdığı iki yazı sebebiyle ise 200 bin YTL tazminat talep ediyor. Doğan’ın bir başka yazarımız Hasan Karakaya’nın 11 Eylül 2008 günlü “Yalanın daniskası” başlıklı yazısına biçtiği tazminat talebi ise yine 100 bin YTL. 

SPK SUÇ DUYURUSU YAPTI AMA DOĞAN HALEN İNKAR EDİYOR
Sermaye Piyasası Kurulu’nun (SPK) kağıt ithalatında pahalı kağıt getirerek küçük yatırımcısını 60 milyon dolar zarar ettirdiği gerekçesiyle hakkında suç duyurusunda bulunduğu Aydın Doğan, pahalı kağıt ithalatını belgeleyen gümrük rakamlarına yer verilen haberlerin yanı sıra anonsları bile dava etti. Vakit’in yayınlarının ardından SPK Aydın Doğan ve akrabaları hakkında küçük yatırımcıları zarar ettirdikleri gerekçesiyle suç duyurusunda bulunmuştu. Doğan’ın Deniz Feneri’ne yönelik başlattığı linç kampanyası niteliğindeki yayınlara yönelik eleştirilere bile yüzlerce milyar tazminat talebiyle dava açması ilginç bulundu. 

EKONOMİK LİNÇ GİRİŞİMİ
Aydın Doğan’ın tazminat talepleri ise sembolik olmanın çok ötesinde adeta ekonomik linç niteliğinde. En son Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın yayınlarında sıkça yalana yer verildiğine isyan etmesi üzerine ortalığı “basına müdahale var” diye ayağa kaldıran Aydın Doğan’ın Vakit’i susturmaya yönelik davaları önümüzdeki günlerde İstanbul Adliyesi’nde başlayacak. 

SANSÜR MÜ İSTİYOR?
Bu yüksek tazminat talepleri, “Vakit’i susturmaya yönelik bir girişim” ve “sansürcülük” olarak değerlendirilirken, Aydın Doğan’ın, dilinden düşürmediği “ifade özgürlüğü”nde samimi olmadığını ortaya koyuyor.

Bu arada söz konusu davalarda Aydın Doğan’ı, batık banka yöneticilerinin avukatlığını yapan Köksal Bayraktar’ın hukuk bürosunun savunması dikkat çekiyor. (HAKAN GÜNDÜZ/İSTANBUL)

***

Okuyucu mektubuna bile dâvâ
H. Karakaya’nın 11.9.2008 günlü “Yalanın daniskası” başlıklı yazısına 100 bin YTL

200 BİN YTL’LİK DAVANIN AYRINTISI
Hüseyin Öztürk’ün, 11.9.2008 tarihli “Doğan Grubu’nun hayır düşmanı olduğu pekala bilinmektedir” başlıklı yazısına 100 bin YTL

Hüseyin Öztürk’ün, 12.9.2008 tarihli “Para çok olunca tabii ki gazete bedava dağıtılır” başlıklı yazısına 100 bin YTL.

300 BİN YTL’LİK DAVANIN AYRINTISI
7.9.2008 günlü nüshada “Pornocuya inanmayız” başlığı ile Deniz Feneri iftiralarına karşı haber için 100 bin YTL.

8.9.2008 günlü nüshada “Derginden utan be adam” başlıklı, Aydın Doğan’ın dergisinin Deniz Feneri Derneği’ni en güvenilir kuruluş seçmesi haberine 100 bin YTL.

9.9.2008 tarihli Fatih Altaylı’nın Habertürk’ten alıntı “Gözü doymak bilmiyor” başlıklı yazısına 100 bin YTL.

755 BİN YTL’LİK DAVANIN AYRINTILARI
24.9.2008 ve 25.9.2008 tarihli “Patronun mumu sönecek... Doğan’ın hangi şirketi hangi tarihte piyasadan kaç dolar pahalı kağıt aldı?” anonsları için 40 bin YTL.

25.9.2008 tarihli nüshada Zahid Akman’a Doğan Grubu gazetelerinde yapılan hırsız imalarını anlatan “Senin baban hırsız” başlıklı haberin yanında Doğan’ın fotoğrafının konulmasına 20 bin YTL.

25.9.2008 tarihli “Hangi Aydın Doğan... Gazeteci mi, iş adamı mı?..” başlıklı Hasan Karakaya’nın yazısına 25 bin YTL.

26.9.2008 tarihli nüshada “İşte yalanın belgesi” başlıklı Hakan Güneş’in haberinde yüksek fiyattan kağıt ithaline ilişkin belgelerin yayınlanmasına 25 bin YTL.

26.9.2008 tarihli nüshada “Aydın Doğan’a rakamlarla cevap” başlıklı Hasan Karakaya’nın yazısında 60 milyon dolarlık yüksek fiyatla kağıt ithalinin rakamlarla belgelenmesine 25 bin YTL.

26.9.2008 tarihli nüshada “Doğan silahşörlerinin cesaretleri var mı?” başlıklı Ali Karahasanoğlu’nun yazısında Aydın Doğan’ın yanında çalışan gazetecilerin “Patron, sen bu rezaleti nasıl işledin?” sorusunu soramadıklarının anlatılmasına 40 bin YTL.

26.9.2008 tarihli “Doğan uluslararası güçlerin temsilcisi” başlıklı Fatih Akkaya’nın hazırladığı habere 40 bin YTL. 

26.9.2008 tarihli “arşiv” sayfasında “Yalancı medyayı boykot farzdır” başlıklı iktibas yazıya 20 bin YTL.

26.9.2008 tarihli nüshada “Pornodan sonra PKK övgüsünden de mahkumiyet” başlıklı AA kaynaklı haberde, Özel Yetkili Ağır Ceza Mahkemesi’nin Hürriyet Gazetesi aleyhine verdiği mahkumiyet kararının haberleştirilmesine 20 bin YTL.

27.9.2008 tarihli nüshada yüksek fiyatla kağıt ithalinin haberleştirildiği “Aydın Doğan’ın çifte kazığı” başlıklı Hakan Güneş’in haberine 20 bin YTL.

27.9.2008 tarihli nüshada “Göktaş ve Bozdağ, Aydın Doğan’ı bombaladı: Paniği bırak cevap ver” başlıklı Uğur Bayer’in haberine 20 bin YTL.

27.9.2008 tarihli “PKK’nın propagandasını yapan Hürriyet’i almayın” başlıklı Ali Karahasanoğlu’nun yazısına 50 bin YTL.

27.9.2008 tarihli “Weiss’ten AK Parti’ye... Falcon’dan Aydın Doğan’a” başlıklı Hasan Karakaya’nın yazısına 20 bin YTL.

28.9.2008 tarihli nüshada “Damattan çirkin iftira” başlıklı Hakan Güneş’in haberine 40 bin YTL.

28.9.2008 tarihli Ali Karahasanoğlu’nun köşesindeki, Aydın Doğan’ın damadının Vakit Gazetesi’ne yönelik yaptığı iftiranın eleştirildiği “Damat Beyin son çırpınışları” yazısına 20 bin YTL.

30.9.2008 tarihli nüshada “Aaa ne tesadüf, önce İpekçi sonra Emeç” başlıklı Hasan Karakaya’nın yazısına 60 bin YTL.

1.10.2008 tarihli nüshada Cahit İkbal ve Uğur Bayer’in hazırladığı “Siyonistlerden Doğan’a destek” başlıklı haber ile Aydın Doğan’a bazı merkezlerden verilen desteğin anlatıldığı yayına 40 bin YTL.

1.10.2008 tarihli “arşiv” sayfasında Vatan Gazetesi’nden Can Ataklı’nın köşesindeki bir fıkranın alıntılanarak “Vay şerefsiz tilki” başlığı ile yayınlanmasına 20 bin YTL.

1.10.2008 tarihli nüshada “Türkiye’de medya tehdit sektörüdür” başlıklı habere 20 bin YTL.

2.10.2008 tarihli nüshada “Doğan Grubu için öncelik patron menfaati ve paradır” başlıklı Ali Karahasanoğlu’nun yazısına 20 bin YTL.

3.10.2008 tarihli nüshada “Elindeki güç gidiyor imparator” başlıklı yazıya 20 bin YTL.

3.10.2008 tarihli nüshada “Aydın Doğan Medyası’ndan yeni fitne” başlıklı yazıya 40 bin YTL.

5.10.2008 tarihli nüshada “Bu anlayış ne iş adamlığına ne de adamlığa sığar” başlıklı yazıya 20 bin YTL.

9.10.2008 tarihli nüshada “Aydın Doğan Medyası’nda utanma kalmadı” başlıklı yazıya 40 bin YTL.

9.10.2008 tarihli nüshada, okuyucu köşesinde yayınlanan, 17 şehit verdiğimiz Aktütün baskınının hemen ertesi günü ve devam eden günlerde Hürriyet gazetesinin internet sitesinde çırılçıplak kadınların fotoğraflarının yayınlanmasının eleştirildiği okuyucu mektubuna 50 bin YTL.