Millet Vakit’in yanında
Medya patronu Aydın Doğan’ın Vakit’i susturmak için 1 trilyon 355 milyar tutarında dava açmasına özgür sivil toplum kuruluşları ve siyasilerden büyük tepki geldi. Gazetemizin yanında olduklarını bildiren STK temsilcileri “Vakit’i susturmaya güçleri yetmez” derken, siyasiler, Aydın Doğan’a “davayla Vakit’i sindirmeye çalışacağına, Vakit’in yazdıklarına verebiliyorsan cevap ver” çağrısında bulundular.
BİR SÜRÜ MEDYAN VAR, ÇÜRÜT O ZAMAN
AK Parti Tanıtım ve Medya İşleri Başkanı Prof. Dr. Edibe Sözen: “Madem dava konusu yaptığın haberlerde, yazılarda hata görüyorsun, iftira görüyorsun, elinde o kadar gazete var, televizyon kanalı var, oralardan cevap ver. Öyle olmayınca ‘Bu yapılamadığı için mi dava yolu deneniyor acaba’ sorusu geliyor akla. Farklı gazetelerin olduğu bir alanda fikirler çok net ortaya konabilir. Tartışma gazetedeki fikirler üzerinden yapılabilir, aksi demokrasi önünde bir engeldir. 21. yüzyıldayız, demokrasi aynı zamanda medya ile gelişen, işleyen bir demokrasi anlayışının hakim olması gerekir. Bunun dışında kalanlar demokrasi adına zarar vermektedirler. Hem de fikirlerin kısırlaşmasına yol açmaktadırlar. Şurası çok önemli, madem o kadar gazeten var, düşüncene göre çık ortaya, beğenmediğin bir görüşü kendi gazetelerinde, televizyonlarında eleştir. Bundan daha üstün görüşler ortaya koymaya çalış.”
İFADE ÖZGÜRLÜĞÜ KUTSALDIR
Saadet Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Numan Kurtulmuş: “Demokrasinin en önemli unsurlarından birisi basındır. Basının görevi toplumun haklı talep ve beklentilerinin sözcülüğünü yapmaktır. Hakaret, tehdit, şantaj gibi toplum vicdanında karşılığı bulunmayan yaklaşımlar içermediği sürece basın organlarının ortaya koyduğu haber ve iddialar ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirilmelidir. Elbette savunma hakkı da en az ifade özgürlüğü kadar kutsaldır. Ancak bu hak bir medya organını yok etmeye varacak şekilde ve ölçüde olmamalıdır. Türk demokrasisi farklı görüş ve düşünceye, farklı renk ve sese sahip basın organlarının sayısı arttıkça daha hızlı ve sağlıklı gelişecektir.”
“BU BİR ÇİFTE STANDARTTIR”
BBP Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu: “Bir medya patronunun kendisiyle ilgili çıkan haberlere tahammülsüzlük göstermesi çok ilginçtir. Her zaman hür basın, hür fikir diye yayın yapanlar kendilerine dokunduğunda ne hür fikir ne de yayın özgürlüğü tanıyorlar. Türkiye’deki çifte standart yaklaşımından bir örnek de burada görüyorum. Kendileri herkese ve her kesime karşı her türlü yayını yaparken, bunun adına basın özgürlüğü diyor, ama kendilerine dokunduğunda derhal linç girişimine başlıyorlar. Özellikle maddi tazminat davaları açılmasının sebebi herhalde Vakit’i ekonomik olarak bitirmek ve susturmaktır. Bu girişimi, basın özgürlüğü ile bağdaştırmıyorum.”
BUNU KABUL ETMEK MÜMKÜN DEĞİL
SP eski Genel Başkanı Recai Kutan: “Vatandaşı bilgilendirme durumunda olan basın organlarının sık sık mahkemeye verilerek tazminata mahkûm edilmelerini kabul etmek mümkün değildir. Vakit gazetesinin sık sık bu tür durumlardan ötürü baskılara maruz kaldığına şahit oluyoruz maalesef. Vatandaşın haber alma özgürlüğüne yöneltilmiş baskılar, halkın doğru haber alma hakkının da ihlali anlamına gelir.”
“SUSTURMA GİRİŞİMLERİNİ KINIYORUZ”
SP Genel Sekreteri Doç. Dr. Turhan Alçelik: “Hür basının susturulmasını kabul edemeyiz. Kişi hak ve hürriyetlerini zedelemiyorsa, hakaret içermiyorsa basının başka bahaneler altında cezalandırılmak istenmesini uygun göremeyiz. Fikir hürriyeti kapsamındaki her türlü yayın bizim için değerlidir ve bir şekilde yasak getirilmek istenmesini kınıyoruz.”
BBP Genel Sekreteri Yalçın Topçu: “Her fırsatta ‘basın özgürlüğü basın özgürlüğü’ diyenlerin, işlerine gelmeyen yayınlar karşısında ilgili medya organına yüklü miktarda dava açmaları büyük bir çelişkidir, ikiyüzlülük göstergesidir. Özgür basın, cesur basın susturulamaz. Bu tavrı kınıyoruz.”
22. Dönem DSP İstanbul Milletvekili Zafer Güler: “Aydın Doğan uluslararası sermayenin Türkiye ayağıdır. Bu nedenle milli bir çizgi izleyen Vakit gazetesini hedef almıştır. Milli çizgideki her şey Doğan grubunun düşmanıdır. Milli sermayeden yana muhafazakâr kesimin gazetesi olan Vakit, ulus ötesi sermayenin hedefi olmuştur. Ordu, yargı ve emniyet kullanılarak saldırıya uğramış ve hakkında davalar açılmıştır. Doğan Grubu, 28 Şubat sürecinde de milli politika izleyen Erbakan’ı hedef alarak yönetimden el çektirdi.”
BBP Genel Başkan Yardımcısı Hakkı Öznur: “Medya patronları asli işlerini yapsın. Fikir ve düşünceye engel koyma çabası ile vatandaşın haber alma özgürlüğünü kısıtlamaya yönelik her türlü girişimi kınıyoruz. Darbecilere, çetelere ve cuntacılara tepki göstermeyenler, yayın politikası temel hak ve hürriyetten yana olan cesur gazeteleri baskı ile susturmaya çalışıyor. Buna millet izin vermez.”
BUNLARIN NE OLDUĞUNU HERKES BİLİYOR
22. Dönem AK Parti K.Maraş Milletvekili Ali Sezal: “Bu, basın özgürlüğünü ve basını baskı altına alma girişimidir. Aydın Doğan’ın tarihine bakarsan ne olduğu ortaya çıkar. Fazla söze gerek yok.”
22. Dönem AK Parti K.Maraş Milletvekili Mehmet Ali Bulut: “Medya patronları, maksadını aşan yöntemlerle politikacıları eleştiriyorlar ancak kendilerinin eksik ve yanlışlarının eleştirilmesine tahammül edemiyorlar. Vakit’e açılan dava bu tahammülsüzlüğün bir göstergesidir. Bu dava Vakit’i baskı altına alma ve yok etmeye yönelik bir girişimdir.”
STK’LARDAN DA TEPKİ YAĞIYOR
Hak-İş Başkanı Salim Uslu: “Belli kurumlara karşı yoğun saldırı kampanyaları yaptıklarını düşünüyorum. Kendi iftiralarına karşı yaptığımız düzeltmeleri bile görmezden geliyorlar. Kendi çıkarları uğruna muhalif gazeteleri susturma girişimleri son derece çirkin ve basın adına utanılacak bir yaklaşım diye düşünüyorum. Kamuoyunu bilgilendirme adına utandıran bir girişim. Hukuku kullanarak Vakit’i bezdirip yıldırmaya çalışıyorlar. Yargıyı kullanarak kamuoyunun bilgilenme hakkına ve basın özgürlüğüne yöneltilen bu çirkin saldırı amacına ulaşmayacaktır. Vakit'in bağımsız ve özgür çizgisini benimsiyoruz ve destek veriyoruz. Vakit'in kirli çıkar ilişkilerini ortaya çıkaran cesur yayın anlayışını beğeniyoruz. Vakit'e sansür girişiminde bulunmaya çalışanlar daha öncekiler gibi amacına ulaşamayacaktır.”
DAVAYI KABUL EDİLEBİLİR BULMUYORUZ
Memur-Sen Genel Başkanı Ahmet Gündoğdu: “Vakit büyüdüğü müddetçe çamur atanları da çok olacaktır. Aydın Doğan da durup, düşünmeli. Kendilerini eleştirenlere ‘basın özgürlüğünü kısıtlıyorsunuz’ diye serzenişte bulunanların, bir başkasının basın özgürlüğünü kısıtlamaları bir çelişkidir. Davayı kabul edilebilir bulmuyoruz.”
VAKİT TEKERLERİNE ÇOMAK SOKUYOR
MÜSİAD Ankara Şube Başkanı Hüdaverdi Çakır: “Vakit’i susturma girişimleri daha önce de defalarca denendi. 312 general tarafından Vakit’e açılan davanın dünyada başka bir emsali daha yok. Vakit’i farklı taktiklerle boğmaya çalışmaları, bunun için her yolu denemeleri, Vakit’in bizim için ne kadar gerekli bir yayın organı olduğunu ortaya koyuyor aslında. Vakit yalan yazmıyor, iftira atmıyor. Ama kim olursa olsun yapılan haksızlıklar ve hırsızlıklar konusunda da en net ve sert tepkiyi Vakit koyuyor ortaya. Yapılan suiistimalleri ve pis işleri tokat gibi yüze vuran bir tarzı var Vakit’in. Yolsuz ve çıkarcı çevreler Vakit’in bu tarzından nefret ediyorlar. İşlerine gelmiyor. Vakit haksız çıkarlarına engel koyuyor, tekerlerine çomak sokuyor. Vakit’i susturmak için nasıl acımasızca planların yapıldığını Ergenekon davasında ele geçirilen belgelerden öğrendik. Ne Ergenekoncuların saldırı planları ne de Aydın Doğan’ın hukuki yıldırma ve susturma çabaları Vakit’i susturmaya yetmez. Vakit halkın gören gözü ve işiten kulağı olmaya devam edecektir.”
ÖZGÜRLÜĞE ÇEKİLMİŞ BİR SET
Demokratik Üniversite Platformu Başkanı Prof. Dr. Tahir Hatipoğlu: “Türkiye’de tazminat davaları, basın ve ifade özgürlüğüne bir baskı aracına dönüştürüldü. Herkes olur olmadık nedenlerle astronomik paralarla tazminat davası açmaya başladı. Buna yargıçların dur demesi gerekir. Bugün yargıçlara güvenilerek dava açılıyor. Çünkü yargıçlar, ya zenginden yana veya devletten yana karar veriyor, gariban ve ezilmişten yana karar vermiyor. Bu dava ifade ve düşünce özgürlüğü önüne çekilmiş en büyük settir.”
Hizmet-İş Genel Başkanı Mahmut Arslan: “Muhalif basının özgür sesinden rahatsız olanları kınıyorum. Basın özgürlüğünün önüne set çekme çabası içinde olan her kim ise onun karşısındayız.”
VAKİT’İ LİNÇ ETMEYE ÇALIŞIYORLAR
Mazlum-Der İstanbul Şube Başkanı Ayhan Küçük: “Vakit’in Doğan Grubu’nun rant çıkarlarını deşifre etmesi Aydın Doğan’ı rahatsız ediyor. Gerekçesi kabul edilebilir bir şey değil. Doğan Grubu kendi gücünü tasvip etmeyen bütün yayınlara karşı benzer linç girişimi yapmıştır. Bu tamamen bir sansür girişimidir.”
BU DAVA VAKİT’İ SUSTURMA AMAÇLIDIR
Özgür-Der Genel Başkanı Hülya Şekerci: “Vakit’in sesini engellemeye yönelik bir kampanya var. Bu davaların tek amacı var; susturmak. Söz konusu davaların yine bir medya patronu tarafından açılması ise ‘bizden başka kimse konuşmasın’ demektir. ‘Bizim dışımızda bize muhalif olan konuşmasın.’ Bir okur mektubuna bile tahammül edilemediğini görüyoruz. Açılan davalar bir gazetenin kaldıramayacağı türdendir.”
EKONOMİK LİNCE TABİ TUTMAK İSTİYORLAR
ASKON Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Koca: “Etik kurallar ve basın meslek ahlak ilkeleri herkes içindir ve herkesi ilgilendirir. Bir işadamı olarak böyle büyük bir tazminat miktarını hoş karşılamam mümkün değil. Bu yöntem ve talep edilen tazminat miktarları normal değil. Telaffuz edilen rakamlar karşı tarafı ekonomik olarak çökertmeye veya ekonomik lince tabi tutmaya yöneliktir. Aydın Doğan, demokrasinin kendisine sunduğunu söylediği özgürlüğü başkasına karşı sonuna kadar kullanırken, aynı mesleği icra eden bir başka kuruluşun kendisine yönelik eleştirilerine tahammül edebilmeli. Başkasını kıyasıya eleştiren biri, eleştirilere açık olmalı.”
BU GÖZDAĞI VAKİT’E DEĞİL, ANADOLU’YA
Anadolu Gençlik Derneği Genel Başkanı İlyas Tongüç: “Bu bir sindirme operasyonudur ve milletin bağrından geri dönecektir. Bu gözdağı Vakit’e değil, Anadolu insanına yöneliktir. İnsanımız bu dar gömlekleri reddedecektir. Vakit’i susturma çabalarını kabul etmemiz mümkün değil. Vakit, milletimizin inançlarına ve değerlerine saygılı bir yayıncılık sürdürüyor ve bu yüzden cezalandırılmak isteniyor. Ama bağımsız mahkemelerin bu gözdağı girişimini fark edip, reddedeceklerinden eminiz.”
Tiyem-Der Başkanı Selahattin Yazıcı: “Bir medya patronunun, farklı ve gür bir sesle haber yapan bir gazeteye, sembolik olmanın çok uzağında, imha etmeye yönelik 1 trilyon 355 milyarlık bir dava açmasını kabul etmek mümkün değil. Muhalif seslere gem vurmaya yönelik bir girişimdir. Ben bir Vakit okuyucusu olarak Vakit’in gür bir ses ile yaptığı haberlerden keyif alıyorum. Bu davanın ana nedeni yıllardır kendilerine ses çıkaracak kimsenin olmaması. Vakit karşılarına çıkıp dik bir şekilde durunca afalladılar. İşte bu dava bunun neticesidir. Vakit bunun da üstesinden gelecektir.”
Bem-Bir-Sen Genel Başkanı Mürsel Turbay: “Kurulduğu günden bu yana hep zorluklarla karşılaşan Vakit gazetesi yine de ilkeli duruşundan zerre ödün vermemiştir. Darbecilerin değil, milletin sesi olmuştur. Vicdansızların değil, mazlumun yanında olmuştur. Yolsuzluklara göz yummamış, milletin hakkını her yerde sonuna kadar savunmuştur. Vakit, onurlu duruşuyla geleceği aydınlatmaya devam edecektir.”
“VAKİT’E DAİMA DESTEK OLACAĞIZ”
Özgür-Eğitim-Sen Genel Başkanı Yusuf Tanrıverdi: “Basın ve yayın, sorumlulukları çerçevesinde özgür olmalı ve sansür edilmemelidir. Ancak maalesef ülkemizde sansürün sadece yasalar yoluyla değil, çeteler, kartel medyası ve şer güçler tarafından desteklendiğini görüyoruz. Bu destekle Vakit’i yok etmeye çalışanların karşısında duracağımızı herkes bilsin.”
Sivil Düşünce Platformu Sözcüsü Ufuk Coşkun: “Türkiye ve dünyadaki gelişmeleri; Siyonistlerin, Masonların, derin lobilerin, darbecilerin ve jakobenlerin dayatmalarına göre değil, olduğu gibi halka aktaran Vakit gazetesinin dik duruşunu destekliyoruz. Gerçeklerden korkanların baskılarını ise kınıyoruz.”
Büro-Memur-Sen Genel Başkanı Yusuf Yazgan: “İnananların gür sesi Vakit’in, bugün de yarın da yanında olacağız. Çünkü biz doğrudan, haktan yana tavır koymaya devam edeceğiz.”
Diyanet-Sen Genel Başkanı Ahmet Yıldız: “Demokratik bir ülke için basın ve düşünce özgürlüğü olmazsa olmaz bir şarttır. Kurulduğu günden bugüne doğrunun peşinden ayrılmayan Vakit gazetesi, gerçekleri yazmaktan vazgeçmeyecektir.”
Özerk Diyanet Evkaf Sendikası Genel Başkanı Mustafa Altunkaya: “Haksızın, namerdin, zalimin ve darbecinin destekçisi olmayan Vakit’e karşı başlatılan linç girişimini kınıyoruz. İletişim ve milletin haber alma özgürlüğü engellenemez.”
VAKİT GAZETESİNE DESTEK ZİYARETİ
Öte yandan; Saadet Partisi Bursa İl Gençlik Kolları Başkanı Ali Molla Salih, beraberindeki gençlerle Vakit Bursa bürosuna destek ziyaretinde bulundu.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.