Malum "Cemaat"in Türkiye'ye Yaptığı En Büyük Kötülük!

Malum "Cemaat"in Türkiye'ye Yaptığı En Büyük Kötülük!
Ahmet Hakan, Hürriyet'teki bugünkü köşesinde malum "cemaat"in Türkiye'ye yaptığı en büyük kötülüğü yazdı: Cemaat”in Türkiye’ye yaptığı çok kötülük var ama bence en büyük kötülük budur..

Ahmet Hakan'ın Hürriyet'teki yazısı şöyle:

Cemaat'in Türkiye'ye yaptığı en büyük kötülük

ŞU "Cemaat" denilen yapı...

-Devletin derinliklerine öyle pervasızca sızdı ki...

-Kendisine bağlı savcı, polis ve yargıçları öyle sakınmasızca kullandı ki...

-Kaset maset işlerine bulaştığına dair algıyı öyle korkusuzca pompaladı ki...

-Her taşın altından çıkabildiği izlenimini öyle net biçimde verdi ki...

Tuhaf bir sonuç çıktı ortaya.

*

Şöyle bir sonuç:

-Hırsızlık yaparken enseleneninden... Trafikte hız yaparken yakalananına...

-Yolsuzluk yaparken suçüstü yapılanından... Görevini ifa ederken beceriksizlik sergileyenine...

-Parti içi sorunlardan bunalmış parti liderinden... İstediği makama gelememiş bürokrata...

-Aykırı çıkışlar yapan herhangi bir yetkiliden... Ayağına taş değen herhangi bir şahsiyete...

Memlekette azıcık uyanık geçinen kim varsa...

Hepsi ama hepsi...

Bütün suçu “Paralel”e bağlayarak...

Sorumluluktan, suçtan, günahtan, beceriksizlikten falan...

Arınıp kurtulmaya başladılar.

*

“Cemaat”in Türkiye’ye yaptığı çok kötülük var ama bence en büyük kötülük budur.

Anayasa Mahkemesi Başkanı Paralelci mi?

KISA bir süre öncesine kadar Akit gazetesinde yazılar yazan Faruk Köse, İslami kesim içinde yer alan araştırmacı yazarlardan biri.

*

Faruk Köse, Anayasa Mahkemesi Başkanı Zühtü Aslan için “Paralelci” imasında bulunulmasına itiraz etmiş.

Dediği şu:

Zühtü abiyi Siyasal Bilgiler Fakültesi’nden tanırım. Milli Görüş/İskenderpaşa çizgisinden gelir. Zühtü Bey’le Hak-Yol Vakfı’na bağlı evlerde bir yıl kaldık. O mezun oldu, biz devam ettik. Paralel iması gerçeği yansıtmıyor.

*

Bu tür zamanlarda Faruk Köse gibi dürüst insanların yürekli tanıklıklarına ihtiyaç duyulur.

Allah razı olsun kendisinden.

Ben Türkiye’nin dış politikası gibiymişim

GEÇENLERDE Tarafsız Bölge’ye katılan MHP’li Prof. Özcan Yeniçeri, program başlamadan önce bana döndü ve şöyle dedi:

“AK Parti hükümetinin dış politika uygulamasına bakınca diyorum ki: Ya Ahmet Hakan AK Parti hükümetinden ilham aldı ya da AK Parti hükümeti Ahmet Hakan’dan ilham aldı.”

*

Kaygılı bir şekilde sordum:

“Allah Allah... Bu da nereden çıktı Özcan Hoca?”

*

Özcan Hoca bu... Durur mu?

Yapıştırdı hemen cevabı:

Kardeşim... Senin durumuna baktığımda gördüğüm şu: AK Parti ile anlaşamıyorsun, CHP ile aran bozuk, MHP resmen sana çok öfkeli, HDP ile de kavga ediyorsun... AK Parti hükümetinin dış politikasına baktığımda ise gördüğüm şu: Rusya’yla kavgalı, ABD ile anlaşamıyor, İran ile arası bozuk, Suriye ile savaş halinde... Irak, Mısır, Bulgaristan... Hepsiyle arası kötü... Söyle bakalım, hanginiz hanginize ilham veriyorsunuz?

*

Yüzümü buruşturarak cevap verdim:

“Özcan Hoca dur Allah’ını seversen, zaten ortalık karışık.”

Dindar nesil değil, ahlaklı nesil istiyorum

-YALAN söyleyen dindar nesil istemiyorum, kafasını kessen yalan söylemeyecek ahlaklı nesil istiyorum.

*

-Çıkarları öyle gerektirdiği için haksızlığa itiraz etmeyen dindar nesil istemiyorum, “haksızlık karşısında susan dilsiz şeytandır” ilkesine bağlı ahlaklı nesil istiyorum.

-İcabında hırsızlığa bile ses etmeyen dindar nesil istemiyorum, hırsızlık yapan kızı da olsa bağışlamayan ahlaklı nesil istiyorum.

Numan Bey’e tek tavsiye

SAYIN Hükümet Sözcüsü Numan Kurtulmuş.

Size Cumhurbaşkanı’nı sorduklarında...

Tevil etmeyin, durumu kurtarmaya çalışmayın, “Bu Sayın Cumhurbaşkanımızın kişisel görüşüdür” demeyin...

Sadece ve sadece “Bu konuda yorum yapmak istemiyorum” deyin.

Yoksa Bülent Arınç’ın yaşadıklarını yaşarsınız.

‘Tamam, gidelim millete’ diyemeyen bir muhalefet

Cumhurbaşkanı meydan okuyor.

Diyor ki:

“Gelin millete gidelim.”

Bakıyoruz muhataplarına...

“Tıs” yok.

Kendisinin yüzde yüz haklı olduğuna inanan bir muhalefet, bırakın iktidarda olanın “Millete gidelim” demesini cevapsız bırakmayı...

İktidardakini “Hadi millete gidelim, hadi millete gidelim” diye kendi sıkıştırır.

*

Benim bildiğim: “Millete gidelim” diye meydan okuma konumunda bulunması gereken iktidar değil muhalefettir.

*

Yine benim bildiğim: “Millete gidelim” cümlesi, muhalefettekini değil iktidardakini korkutur.

Bugün Türkiye’de bunun tam tersi yaşanıyorsa...

Bu muhalefet açısından büyük bir dramdır.

‘Passat mı çekeyim yanlarına’

DÜZCE Belediye Başkanı Mehmet Keleş, makam arabasıyla ilgili açıklamalar yaparken “Tüm belediye başkanları Mercedes’le, Audi’yle gelirken ben Passat mı çekeyim yanlarına” demiş.

Sayın Başkan’dan aldığım cesaretle buradan yetkililere sesleniyorum:

“Bütün köşe yazarları Q-7 ile BMW ile falanla gezsin... Ben Anadol mu çekeyim yanlarına?”

Bir daha ABD övgüsü yapanın kalbini kırarım

AYRIMCI, dışlayıcı, duvarcı Trump, adım adım zafere koşuyor ya...

İşte bu yüzden...

Bir daha herhangi biri bana...

ABD halkı şöyle demokratik, böyle özgürlükçü, şöyle bilinçli, böyle izanlı falan diye maval okumaya kalkarsa...

Çok kötü kalbini kırarım.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
7 Yorum