Özcan Yeniçeri'den MHP Yönetimine tepki

Özcan Yeniçeri'den MHP Yönetimine tepki
Kurultay isteyen muhalifleri destekleyen eski milletvekillerinden Özcan Yeniçeri, Bahçeli yönetimine tepki göstererek, düne kadar partinin en üst kadrolarında görev alanların, yönetim değişikliği isteyince hain ilan edildiklerini kaydetti.

MHP eski milletvekili Özcan Yeniçeri, MHP yönetiminin kurultay isteyen muhalifleri sindirme politikalarına tepki göstererek "Daha düne kadar MHP'nin en üst kadrolarında görev alan kişiler, bu zevatın gözünde bir anda hain (!) oluverdi. Kendi mensuplarını karalayarak, kirleterek sonuç alacağını sananlar, yanıldıklarını çok kısa sürede anlayacaklardır"  diye yazdı.

Yeniçağ gazetesindeki makalesinde Yeniçeri önce, Devlet Bahçeli yönetimindeki MHP'nin durumunu değerlendirdi: "Beş ay içinde oyunuz yüzde 17'den yüzde 12'ye düşmüşse, milletvekili sayınız 80'den 40'a inmişse, TBMM'de ancak kapıya yakın bir yer bulabilmişseniz, İstanbul'da PKK'nın uzantısı olan partinin daha gerisinde kalmışsanız ortada irdelenmesi gereken ciddi bir sorun var demektir. Bu durumda hiçbir şey olmamış gibi devam edilemez!"

Yeniçeri ardından şu sorulara cevap ardı:

"7 Haziran ile 1 Kasım arasında ne tür gelişmeler oldu da böyle bir sonuç ortaya çıktı? Bu sonucun ortaya çıkmasında hangi strateji, uygulama ya da yöntemin rolü oldu?  Türkiye'nin tarihi birikim ve deneyim yönünden en eski ikinci partisi olan MHP bu duruma nasıl düştü ya da düşürüldü?

Ortaya çıkmış olan bu durum MHP'ye oy veren seçmene saygının gereği geniş ve ciddi bir biçimde tartışmaya açılmalıydı. Bu da ancak 2018 yılındaki olağan kongre yerine olağanüstü bir kongre olarak yapılmalıydı. MHP'ye gönül vermiş 7 milyona yakın insan ancak bu şekilde ikna edilebilir ve genel merkez yönetimi güven tazeler ve yoluna devam ederdi. Öyle olmadı."

Özcan Yeniçeri yazısının devamında şunları kaydetti:

"Alayını partiden atmak!

Genel merkez yönetimi böyle bir yola başvurmadığı gibi olağanüstü kongre için imza veren yetkileri de görevden aldı. Bu yangına körükle gitmek gibi bir durumun ortaya çıkmasına neden oldu. Birileri sonuçları sindiremeyen ve sorgulayanların 'alayını partiden atarak' sorunun çözüleceğini düşündü!

Hâlbuki mevcut durum sürdürülebilir değildi. Hiçbir şey olmamış gibi davranılamazdı. Sonuçta itirazlar yükseldi, yakınmalar arttı. Genel merkez yönetimi tabandan gelen seçim sonuçlarıyla ilgili şikâyet, yakınma ve itirazları göz ardı etti. Bu durum tabanda öfke ve kızgınlık yarattı.

Sonuçta hayatını bu davaya adamışlar, genel merkezi, tabanın sesine kulak vermeye, hareketi mahkeme kapılarına düşürmemeye, olağanüstü kongre için imza verenlere saygı duymaya çağırdı.

Öyle olmadı. Olağanüstü kongre toplanması için imza veren 20'ye yakın il, 200'e yakın ilçe görevden alındı ve imza toplayanlara da mahkeme yolu gösterildi. Onlar da mahkemeye gitti!

Mahkemenin olağanüstü kongre toplanmasıyla ilgili kararından sonra bizzat genel başkan gereğini yerine getirecek yerde "olağanüstü kongre yapılmayacak" açıklamasını yaptı.

Atış serbest!

Bir yandan olağanüstü kongre süreci devam ederken diğer yandan olağanüstü kongre çağrısı yapanlara yönelik seviyesiz, hadsiz, hesapsız bir saldırı başlatıldı.

Muhalifler için her türlü iftira ve itham organize edildi. Artık atış serbestti. Ne kadar ne idüğü belirsiz, trol ve kiralık adam varsa devreye girdi.

Bir zamanlar SSCB'nin azat kabul etmez köleleri onları "faşist" ilan ediyordu. Bir yerlerden gelen işaretle medyadaki örgütlü infaz timleri harekete geçti. Hareketin mensuplarını itibarsızlaştırmak zayıf karakterli unsurlara düştü. "Kavgada yumruğun hesabı yapılmaz" ilkesinden hareket eden bu zevat kavgada dahi söylenmeyecek sözlerle kendi mensuplarına saldırmaya başladılar.

Belgesiz, bilgisiz, kanıtsız ve kayıtsız suçlamalar, suçlayanların ahlaki seviyesini gösterir. Mevcut statükonun şakşakçılığını yapan kiralıklar, genel başkanlığa aday olanları "Paralelci", "Putinci", "CIA ajanı", "demagog", "çığırtkan", "çıkarcı" vb. ilan ediverdiler.

'Büyük kafalar fikirleri, orta kafalar olayları, küçük kafalar kişileri tartışır' sözü gereği bu zatlar, küçük kişilikleri gereği, kişilik-şahsiyet infaz ediyorlar. Bu zatlar bağlı oldukları adamlarının gösterdikleri hedef kişilere hiçbir ilkeye ve gerçeğe bağlı olmadan saldırıyorlar. Hesap vermesi gerekenler hesap soruyor! Garip değil mi?

Daha düne kadar MHP'nin en üst kadrolarında görev alan kişiler, bu zevatın gözünde bir anda hain (!) oluverdi. Kendi mensuplarını karalayarak, kirleterek sonuç alacağını sananlar, yanıldıklarını çok kısa sürede anlayacaklardır."     

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.