Engin İpekoğlu hayalini açıkladı! 'F.Bahçe ve Beşiktaş...'

Parkta arkadaşlarıyla futbol oynarken keşfedildi. Sonrasında Türk futboluna damga vurdu. Beşiktaş ve F.Bahçe ile şampiyonluklar yaşadı. Bugün kariyerine ‘teknik direktör’ olarak devam eden Engin İpekoğlu,Adanaspor’u 12 yıl sonra nasıl Süper Lig’e çıkarttığını anlattı: “Beşiktaş, F.Bahçe, G.Saray ve Trabzonspor. Böylesine büyük camia ve önemli taraftar topluluklarına sahip takımlarda ‘teknik direktörlük’ yapmak her teknik adamın olduğu gibi benim de hayalim. Daha önce şampiyonluklar yaşadığım F.Bahçe ya da Beşiktaş’ın başına bir gün ‘teknik direktör’ olarak geri dönmek isterim. Umarım belki bu hayalim bir gün gerçekleşir.
 
"YA BIRAKTIM YA DA KAVGA ETTİM"
 
Biz, ekip olarak olabildiğince doğruları yapmaya çalışıyoruz. Bunu yaparken de yönetim ya da kulüp başkanı tarafından maniple edilmek istediğini hissettiğim an, takımı birinci hafta da olsa bırakırım. Ne yazık ki, Türkiye’de bu durum bir moda olmaya başladı. Başkanlar, teknik direktörlerden futbolu daha iyi bilmeye başladılar. Bu gibi sorunlar olduğu zaman siz de sorun yaşıyorsunuz. Bugüne kadar ya kendim ayrıldım ya da kavga edip bıraktım. Ancak şu anda Adanaspor’da çok rahatım. Başkan bırakın işime karışmayı, tesislere bile gelmiyor.”
 
"HEDEFİMDE BEŞİKTAŞ KALESİ VARDI"
 
“21 yaşında Sakaryaspor’a transfer oldum. Türkiye’ye geri dönmemle birlikte hayatım adeta değişti. İyi bir form grafiği ortaya koydum ve kendime hedef olarak Beşiktaş’ı belirlemiştim. Çünkü o dönemde G.Saray’ın kalesinde Simoviç, F.Bahçe’de Toni Schumacher vardı. İstediğiniz kadar iyi bir kaleci olun, bu isimler varken, ağzınızla kuş tutsanız nafile. O yüzden hedefim Beşiktaş’tı. Bunu da başardım. Sonrasında Milli Takım kapısı da açıldı.”
 
VOLKAN DEMİREL'E 35 YAŞ UYARISI
 
“FATİH sakatlandı kaleye ben geçtim ve hayatım değişti. Ben sakatlandım, bu kez Rüştü eldivenleri devralıp, futbol arenasına çıktı. Sonrasında Rüştü sakatlandı, Volkan kaleye geçti. Belki de takdir-i ilahiydi bu. Yıllar sonra Rüştü ile bir araya gelip, o günü konuştuğumuzda bana; ‘Ağabey, sen sakatlandığında kaç yaşındaydın?’ diye sormuştu. O yıl, 35 yaşındaydım ve işin ilginç yanı Rüştü de sakatlandığında 35 yaşındaymış. Çok enteresan bir durum.”
 
"ONUR, TOLGA, VOLKAN İNFAZ EDİLİYOR"
 
“TÜRKİYE’DE ‘kaleci’ denildiğinde insanlar, sırf kaleyi koruduğu için; ‘uçanı kaçanı tutacak’ şeklinde bir algıya sahipler. Ben ne Türkiye’de, ne de dünyada bugüne kadar ‘uçanı kaçanı tutacak bir kaleci’ henüz görmedim daha. Tabii ki, kaleci gol yememeli. Tutabileceğini tutup, kurtarabileceğini kurtarmalı. Yani işini yapmalı kaleci ve istikrarlı olmalı. Ne yazık ki, Türkiye’de kaleciler çok çabuk infaz ediliyor. Onur, Tolga ve Volkan bunun örnekleri. Zaten üst düzeyde 6-7 kalecimiz var. Bu çocukları eleştirip, yerden yere vurmanın da anlamı yok.”
 
"PENDİK'TE BEN OYNAYACAKTIM"
 
İpekoğlu: Rüştü’nün Pendik maçından sonra dövülme olayı bardağı taşıran son damlaydı. Bu benim de başıma gelebilirdi. O maçta ben oynayacaktım ama sakatlandım.
 
“FUTBOLU bıraktığım dönemde birçok olay yaşandı. F.Bahçe açısından çok çalkantılı bir sezondu. Çanakkale Dardanel’den yeniden F.Bahçe’ye döndüğümde tek düşüncem ‘kaptan’ olmaktı. Hem takımımda, hem de A Milli Takım’da görevimi sürdürdüm. Ancak ligin bitimine 5 hafta kala; ‘Yeter artık’ diyerek, futbolu bıraktığımı açıkladım. O dönem çok ciddi sıkıntılar yaşadık.
 
"FUTBOL ÇİRKİNLEŞMEYE BAŞLADI"
 
Rüştü’nün Pendik maçından sonra dövülme olayı bardağı taşıran son damlaydı. Bu benim de başıma gelebilirdi. O maçta ben oynayacaktım ama sakatlandım. Genç yaşta bunu kaldırabilirsiniz ama 39 yaşında biraz zor. Olaylar çok daha büyüyebilirdi; eğer Rüştü değil de orada ben olsaydım. Zaten futbol, o dönemden sonra Türkiye’de çirkinleşmeye başladı. Fanatizm, tesis basmalar, futbolcu dövmeler. Bunlar güzel şeyler değil. Futbol bir eğlencedir.”
 
"HAKEMLER BASKI ALTINDA"
 
“BUGÜNLERDE ortalık çok karışık. Hakem hataları, saha içinde futbolcuların hakemlere kırmızı kart göstermesi. Oldukça çalkantılı bir dönemdeyiz. Ne yazık ki, biz futbolu sadece taraftar bazında değil, yönetici, teknik adam ve futbolcu bazında da bu oyunun bir eğlence olduğunu hâlâ farkına varamadık. Bence asıl sorun bu. Avrupa’da insanlar futbolu bir eğlence olarak görürken, biz sanki sahada savaşa çıkıyoruz. Teknik adamlar da bunu körüklüyor. Geçmişte insanlar hayatını kaybetti, yine aynı şeyleri mi yaşayalım? Türkiye’de hakemler, ne yazık ki, hiçbir ülkede olmadığı kadar baskı altında.”
 
"FRANSA'DA FİNAL OYNARIZ"
 
“TÜRKİYE’NİN Avrupa Şampiyonası’ndaki şansı oldukça yüksek. Öncelikle şunu vurgulamak lazım; Fatih Terim, hemen hemen hiçbir iddiası kalmamış bir takımı, inanılmaz bir performansla kupaya taşıdı. Bu kadronun, Avrupa Şampiyonası’nda çok iyi şeyler yapacağına inanıyorum. En azından bir ‘yarı final’ oynayacaklarını düşünüyorum. 1996 yılındaki başarının çok daha üzerine çıkacağımıza inanıyorum.”
 
(Akşam)