Bülent Arınç'tan çok çarpıcı yeni parti açıklaması

Bülent Arınç'tan çok çarpıcı yeni parti açıklaması
AK Parti'nin kuruluşundan itibaren en ön safında yer almış kurucularından Bülent Arınç, son dönemde yaşanan olaylarla ilgili birbirinden çarpıcı açıklamalarda bulundu.

Eski Meclis Başkanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Abdullah Gül'le yeni parti kuracakları söylentileriyle ilgili "Onlar bizi bir an evvel partiden tasfiye etmek, veya bir şekilde erken doğum yaptıralım da bunlardan kurtulalım diye düşünenlerin bir çabası" dedi.

Bülent Arınç, rotahaber adlı internet sitesine yaptığı açıklamada şunları söyledi:

"Şimdi dışarılarda konuşulan, bilinen veya bilinmeyen, bir takım ağızlarda sakız haline gelen edepsizliklere kanacak insanlar değiliz. Dolayısıyla bugün aktif siyaset hayatından çekilmiş olsak bile Abdullah Bey’in, benim, Hüseyin Bey’in, Sadullah Bey’in veya bir başkasının bir arada olması hiç garipsenecek bir şey değil. Bu bir muhalefet hareketi değildir. Biz bu partide kiracı değildik. Bu partinin sahibi biziz. Birisi, ‘o kurucu değildir’ diyebilir bana. Hiç umrumda değil. O edepsizi birisinin susturması lazım. Ama susturmuyorsa biz Allah’a havale ederiz.

Bu partinin güçlü olmasını, hükümetin başarılı olmasını can-ı gönülden isteriz. Bunun için de bütün gücümüzle çalışacağız. “Yeni oluşum”, “muhalefet hareketi” gibi iddialar safsata. Onlar bizi bir an evvel partiden tasfiye etmek, veya bir şekilde erken doğum yaptıralım da bunlardan kurtulalım diye düşünenlerin bir çabası.

Umarım ki başımızdaki aklı başında olanlar bunlara fırsat vermesinler. "Otur oturduğun yerde" desinler. "Zaten bütün işleri siz karıştırıyorsunuz" desinler. "Benim işime karışmayın" desinler."

Bülent Arınç, Ahmet Davutoğlu'nun Başbakanlık ve AK Parti genel başkanlığından ayrılması sürecini de şöyle değerlendirdi:

"*Başbakan Davutoğlu, “Benim tercihim değil" diyerek kurultaya gitme kararı aldı. Erdoğan ise, "Başbakan'ımızın kendi tercihi" demişti. Siz bu sürecin nasıl ve neden geliştiğini düşünüyorsunuz? 

Sayın Davutoğlu, Cumhurbaşkanımız seçildikten sonra bizzat Sayın Cumhurbaşkanımızın kabulüyle, takdiriyle Genel Başkan ve Başbakan oldu. Biz hepimiz bunu kabullendik. Oy birliğiyle seçildi. O da Allah  için 20 aydan beri güzel çalıştı, elinden geleni yaptı, gece gündüz gayret etti. Ve sonunda bir akşam aralarında bir konuşma geçti. Biz bunun içeriğini bilmiyoruz. Ertesi gün de “Ben ayrılıyorum, kongreyi toplayacağım” dedi. Çok olumlu bir konuşma yaparak ayrıldı.

Tabi dışarıda konuşulanlara yazılanlara bakılırsa olumsuz bir şeylerin mevcudiyeti düşünülebilir. Ama Sayın Davutoğlu Türkiye’yi düşünerek, partiyi düşünerek fedakarlıkta bulundu. Çünkü çıkıp da şikayet eden bir konuşma yapsaydı ertesi gün eminim ki Türkiye’nin ekonomisi allak bullak olurdu. Türkiye’nin dış itibarı, geleceği, istikrarı tartışma konusu olurdu. Bu telafi edilemezdi. Bir tarafta kendi nefsi, bir tarafta ülkesi. Nefsini tercih etmedi. Bu yüzden ona teşekkür etmemiz lazım. Mesela ben çok duygusal bir insanım. Onun yaptığını yapamazdım. 

İkincisi, partide bir ikilik çıkabilirdi. Partide, 'neden öyle neden böyle' diyenler belki bir muhalif hareketi ortaya koyabilirdi. Ama o partisini çok seviyor. Parti içinde de bunun tartışılmasını istemedi. Sadece MKYK ile ilgili çok naif bazı cümleler söyledi. 

Şimdi Sayın Davutoğlu bütün tartışmaların önünü kestiğine göre artık bize söyleyecek hiçbir şey kalmadı. 

Çünkü o bazı şeyleri konuşsa ve tartışma konusu yapsaydı, insanların vicdanen çok rahat olmadıkları bazı konularda parti içinde de bir sorgulama yapılabilirdi.

Ama güçlü bir devlet adamı olduğu için nefsine ağır gelmesini bir kenara attı, fedakarlık ve fazilet gösterdi. Bence örnek bir devlet adamı olduğunu ve çok başarılı bir başbakanlık dönemi geçirdiğini yaptıklarıyla ispatladı. Bu konu üzerinde ben pek bir şey söylemek istemiyorum."

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.