3 günde 5 rezillik!
REZALET 1:
Mütedeyyin kesime saldırıda sınır tanımayan Vatan gazetesi, bugün internet sitesinde "İnternetin en komik geyikleri" başlığı altında verdiği haberde Fethullah Gülen Hocaefendi, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ı küçük düşürmek istedi.
Haberin anasayfasına bir klip ekleyerek Fethullah Gülen Hocaefendinin bir vaazından alınmış görüntüye montaj yapan Vatan gazetesinin sitesi, Gülen'in eline tokmaklar tutuşturarak, Metalicca amblemli zil ve davullara rock müziği yaptırdılar.
Başbakan Erdoğan'ın fotoğrafının bulunduğu CD etiketi üzerinde de oynayan Vatan gazetesinin sitesi, CD'nin ortasındaki boşluğu Erdoğan'ın ağzına denk getirerek çirkin bir görüntünün ortaya çıkmasını sağladı.
Hakaretlerinde Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ü de atlamayan Vatan gazetesinin internet sitesi, Gül ile Erdoğan'ın yüzlerini, birbirlerinin kafalarına monte ederek hem Cumhurbaşkanı Gül ile hem de Başbakan Erdoğan ile alay etti.
DUMANLI BASIN KONSEYİ'NİN GÜNDEMİNE GETİRECEK
Öte yandan başkanlığını Oktay Ekşi'nin yaptığı, (İllegal) Basın Konseyi üyeleri arasında bulunan Zaman gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ekrem Dumanlı'nın, konuyu basın konseyinde gündeme getireceği ve şikayette bulunacağı öğrenildi.
REZALET 2:
Kartelin tetikçi gazetesi Vatan, habervaktim'in Tayfun Talipoğlu ile yaptığı röportajı çarpıtarak verdi. Habervaktim.com'da yayınlanan bir haberi 'Dinci Vakit gazetesinin sitesi' diye veren Vatan, Talipoğlu'nun "Benim mücadelem kartel medyası ile" ifadelerini de görmezden gelip, kendi yorumlarını haberin içine serpiştirmek suretiyle bir haberde üç cinlik birden yapma başarısını gösterdi!
Habervaktim'e konuşan Tayfun Talipoğlu, hakkındaki iddialara cevap vermişti. Dünkü habervaktim'de yayınlanan haberi bugün çarpıtarak veren Vatan, yaptığı yorumları haberin içine serpiştirerek habervaktim'in haberi gibi yansıtmaya çalıştı.
Tetikçi Vatan, haberinde habervaktim.com internet sitesini görmezden gelerek Vakit gazetesi için 'Dinci Vakit', habervaktim.com için de 'Dinci Vakit'in internet sitesi' ifadelerini kullandı. Bu da akıllara mefhumu muhalifinden bakıldığı zaman "Bu şekilde Vatan gazetesi dinsiz mi oluyor?" sorusunu getirdi.
İşte habervaktim'de yer alan haber ve Vatan'ın çarpıtarak verdiği haber:
İŞTE HABERVAKTİM.COM'UN HABERİ
‘Benim mücadelem kartel medyasıyla!'‘
Kulislerde adı AK Parti'nin Çankaya Belediye Başkan Adaylığı için geçtiği öne sürülen Tayfun Talipoğlu, iddiaların iç yüzünü habervaktim'e açıkladı. Talipoğlu, “Benim mücadelem her zaman İstanbul dukalığı ile medya tröstü ile kartel medyası ile olmuştur” dedi.
Talipoğlu, habervaktim.com'da dün yayınlanan “AK Parti Çankaya adaylığı için Tayfun Talipoğlu düşünülüyor” kulis haberinin aslını şu şekilde açıkladı: “Geçen dönem bana bir teklif geldiği doğrudur. Lakin bu dönemde resmi hiçbir teklif almadım. Şunu belirteyim. Bu tür haberler gururumu okşamıyor değil. Ancak resmi teklif almadım.”
BENİM MÜCADELEM KARTEL MEDYASI İLE
AK Parti'yle aynı paralelde düşünen bir insan olduğunu belirten Talipoğlu, “Sizinle de aynı paralelde düşündüğüme inanıyorum. Çünkü AK Parti Türkiye'de dışlanan, ötekileştirilmek istenen, mağdur edilmek istenen kesimlerin partisidir. Benim mücadelem her zaman İstanbul dukalığı ile medya tröstü ile kartel medyası ile olmuştur. Beni hiçbir zaman Kanal-D de göremezsiniz, Star TV'de göremezsiniz. Ben Anadolu'yu karış karış dolaşan, halkın içinde olan bir insanım. Halkımızın dertleriyle dertlenen, onların sorunlarını, ortak paydalarını yansıtmaya çalışan bir insanım.”
ASLA MARKSİST OLMADIM
Talipoğlu, “Hayatımın hiçbir döneminde hiçbir örgüte üye olmadım” dedi ve ekledi: “Asla Marksist olmadım. İstesem de olamazdım çünkü Marksist olmak için çok paranızın olması gerekir. Benim de çok param olmadı. Kaymakam yapılmamamın asıl nedeni ise ben Türkiye'de YÖK ve YÖK'ün uygulamalarına ilk karşı çıkan insanım ve YÖK'e bir mektup yazdım. Bu yüzden beni kaymakam yapmadılar. Şimdi TRT'de program yapıyorum ve çok rahat bir yayıncılık yapıyorum. Çünkü TRT'nin holdingi yok, maden işletmeleri yok, enerji işleri yok o bakımdan rahat yayıncılık yapıyorum.”
Yener Dönmez-habervaktim.com-ÖZEL
İŞTE VATAN'IN ÇARPITARAK SUNDUĞU HABER VE HABERVAKTİM'E AİT OLMAYAN O İFADELER
AKP'den aday olacak haberleri gururumu okşadı. Hiç Marksist olmadım
Adı AKP ile anılan Tayfun Talipoğlu'ndan çok ilginç açıklamalar...
Kulislerde adı AK Parti'nin Çankaya Belediye Başkan Adaylığı için geçtiği öne sürülen Tayfun Talipoğlu, dinci Vakit gazetesinin internet sitesine konuştu.
Talipoğlu, adaylıkla ilgili sorulara “Geçen dönem bana bir teklif geldiği doğrudur. Lakin bu dönemde resmi hiçbir teklif almadım. Şunu belirteyim. Bu tür haberler gururumu okşamıyor değil. Ancak resmi teklif almadım.” diyerek cevap verdi.
'AKP, DIŞLANANLARIN PARTİSİDİR'
AK Parti'yle aynı paralelde düşünen bir insan olduğunu belirten Talipoğlu, “Sizinle de aynı paralelde düşündüğüme inanıyorum. Çünkü AK Parti Türkiye'de dışlanan, ötekileştirilmek istenen, mağdur edilmek istenen kesimlerin partisidir. Ben Anadolu'yu karış karış dolaşan, halkın içinde olan bir insanım. Halkımızın dertleriyle dertlenen, onların sorunlarını, ortak paydalarını yansıtmaya çalışan bir insanım.”
'ASLA MARKSİST OLMADIM'
70'li yıllarda siyasetle yakın bir ilişkisi olduğu bilinen ve hatta hazırladığı şiir albümlerinde de bunu ifade eden Talipoğlu, “Hayatımın hiçbir döneminde hiçbir örgüte üye olmadım” dierek bir kez daha şaşırttı ve sözlerini şöyle sürdürdü: “Asla Marksist olmadım. İstesem de olamazdım çünkü Marksist olmak için çok paranızın olması gerekir. Benim de çok param olmadı. Kaymakam yapılmamamın asıl nedeni ise ben Türkiye'de YÖK ve YÖK'ün uygulamalarına ilk karşı çıkan insanım ve YÖK'e bir mektup yazdım. Bu yüzden beni kaymakam yapmadılar. Şimdi TRT'de program yapıyorum ve çok rahat bir yayıncılık yapıyorum. Çünkü TRT'nin holdingi yok, maden işletmeleri yok, enerji işleri yok. O bakımdan rahat yayıncılık yapıyorum.”
REZALET 3:
Mustafa Sarıgül pazartesi günü Vatan'da yayınlanması için Mine Şenocaklı'ya özel bir röportaj vermişti. medyatava'da yer alan habere göre Sarıgül, pazar günkü Vatan'da bir başka söyleşiyi görünce çok kızdı, Vatan yönetimini arayıp, "Benim röportajımı koymayın kardeşim" diye çıkıştı...
Sarıgül'ün boşandığı eşi Aylin Hanım, pazar günü Vatan'dan Elif Ergu'ya konuştu. Röportaj Vatan'ın pazar ekinde geniş şekilde yer buldu...
O röportajda eski eşin Sarıgül hakkında söylediği bazı sözler Başkan'ın canını sıktı.
Bunun üzerine Vatan yönetimini arayıp sitem etti, "Benim yarınki gazetede çıkacak röportajımı koymayın" dedi. Bunun üzerine Mine Şenocaklı'nın pazartesi röportajı gazeteye girmedi.
Şimdi Başkan Sarıgül ile görüşmeler sürüyor. Ara yol bulunursa iş tatlıya bağlanıp, o röportaj bu pazartesi kullanılacak...
REZALET 4:
Kanal 7'nin anchormeni Erhan Çelik'in, Vatan muhabirine “Livaze ile söyleşi ayarlama” teklifinde bulunduğu ileri sürülmüş; olay bizzat Erhan Çelik tarafından yalanlanmıştı. Vatan, aynı röportajın içinde Livaze Ç.nin de ifadeleri üzerinde oynamış, konuyu Vakit gazetesi yazarı Serdar Arseven şu şekilde sütununa taşımıştı:
“Üzmez dâvâsı”nın “ana” unsurlarından Livaze Ç., ilk kez Vatan gazetesine konuşmuş.
Bu gazetecilik başarısına(!) imza atan Vatan muhabiri Sanem'in “habere giriş”i fevkalade dikkat çekici:
“Telefonum çaldı, açtım. ‘Merhaba ben Erhan Çelik, Kanal 7'den. Üzmez'in taciz ettiği küçük kızın annesi ile röportaj yapmak ister misin?’ dedi. ‘Bayılırım. Müthiş olur, muhteşem’ diyerek telefonu kapadım.”
Şu mevzuya bak sen!..
Kanal 7 Ana Haber'i zirveye taşıyan Erhan Çelik, durup dururken Sanem'i aramış ve “Sana bir iyilik yapayım mı?..” demiş!..
Muhabir de:
“Hadi yap!.. Harika olur!.. Muhteşem olur!”
•
Sanem'in zıplaması normal de, Çelik bunu niye yapmış olsun ki?..
Kanal 7' ye her gün iftiralarla saldıran Vatan'a kıyak çekmek bir yana...
Hem de Erhan gibi düzgün bir gazeteci, nasıl olur da, elinin altındaki haberi bir başkasına “teklif” eder?..
Bu duygu ve düşüncelerle devam ettik Sanem'in “giriş”ine:
“Ancak saatler sonra aklıma geldi; ‘Erhan'ı hiç tanımıyorum, bana bu mesleki hoşluğu niye yapıyor acaba?’ diye sormak. Bu tip yardımlaşmalar bizim dünyamızda pek yoktur.”
“E. Çelik, Kanal 7'de Ana Haber Bülteni sunucusu ve İskele Sancak programının yapımcısı. İslâmî kesimin kızları ona bayılıyormuş, başlı başına bir röportaj konusu!”
•
Evet, çok tuhaf; Erhan Çelik, Ahmet Altan'ın kızı olmasının dışında herhangi bir özelliği ile dikkat çekmeyen Sanem'e niçin böyle bir teklifte bulunsun ki?..
Hadi, öyle bir şey oldu diyelim; Sanem'in bu “yardım”a karşılık olarak, Erhan Çelik'i aklınca “ti”ye almayı tercih etmesinin, onu “A.H.C”leştirmeye, “magazin malzemesi” haline getirmeye çalışmasının sebebi nedir?
Bu sorulara “tahmin yürüterek” karşılık bulamıyorsunuz.
“Erhan Çelik ‘kompleks’ yapmıştır..”
Ya da... “Kartele zıplamak istiyordur da onun için böyle bir gül uzatmıştır” diyemezsiniz.
Erhan, o ezik-büzük tiplerden değildir. Delikanlıdır, böyle bayağı hesaplar yapmaz.
Ne kadar zorlarsanız zorlayın, Çelik'ten bir başka A.H.C. çıkmaz!..
Sanem'in yazdıklarında, “Erhan, Ankara yolculuğumuz esnasında İslâmî kesimin kızlarının, kendisinden ne kadar hoşlandığını ballandıra ballandıra anlattı!..” iması da var.
Çelik'in böylesine basit muhabbetlere girecek yapıda olmadığını da biliyoruz.
•
Peki, öyleyse Kanal 7'nin anchormeni Erhan Çelik, Vatan muhabirine niçin “Livaze ile söyleşi ayarlama” teklifinde bulunsun?..
Ortada bir haber varsa, niçin bir başkasına kaptırsın?..
Vatan, Hüseyin Üzmez meselesini bahane ederek Vakit'e saldıracak olsa... Erhan Çelik'in bu işten çıkarı ne?..
Ve diğer sorular...
Neyse ki... Çelik bir açıklama yaptı da aydınlandı mesele.
Efendim; “Doğan usulü gazetecilik” örneklerinden birinin mağduru olmuş Erhan.
Mevzu şu: Üzmez dâvâsında “tacize hedef olduğu iddia edilen” kızın “aile”sini arayıp röportaj randevusu istiyor, Çelik.
“Aile” de, bu teklife olumlu karşılık vermekle birlikte “Sadece Kanal 7'de yayımlanırsa olmadık yerlere çekerler. Bir arkadaş da ‘diğerlerinden’ gelsin” şartını öne sürünce... Erhan Çelik, arayışlara giriyor.
Tam Sabah gazetesinden bir muhabir arkadaşını ayarlamak üzereyken...
Ahmet Altan'ın bir aile dostu, “Bu işi bizim Sanem yapsın” diyor.
Çelik de o an için bu işte bir sakınca görmediğinden... “Olur” veriyor.
•
Sanem'i arayan, Erhan Çelik değil de, “Ahmet Altan'ın, yani Sanem'in babasının yakın arkadaşı.”
Bu durumda Sanem, “yalan yazmış”, dolayısıyla da, hem aile dostunun güvenine, hem de meslektaşının emeğine ve iyiliğine “Doğan usulü karşılık vermiş” oluyor!.. Kendisine büyük yardımı dokunan meslektaşını sevenleri karşısında güç duruma düşürmekte ve bu arada, aklınca “dalga geçmekte” sakınca görmemiş oluyor!..
İşte efendim; bunlar böyledir, babalarını bile tanımazlar!..
Kişisel gayretlerinizle ulaştığınız bir sonuçtan bir şekilde istifade etmiş bile olsalar, asla “razı” olmazlar!..
Meselenin özünü böylece ortaya koyduktan sonra...
Olan biteni sineye çekmek yerine, Vatan'ın yalanını gözler önüne sermeyi tercih eden Erhan Çelik'e tebriklerimi göndermiş olayım.
SÖYLEŞİYE GELİNCE
“İşin özü” böyle... Gelelim “Livaze” söyleşisine...
Haberin başlığına bak: “Madem imanlıydın, niye çocuğu kucağına aldın?..”
Bu kadarını okuyanlar, Üzmez'in kıza “kesin olarak” tacizde bulunduğunu düşünürler.
Bu sorunun nasıl “üretildiğine” bakanlar ise...
Buradaki “kucak”ın “o kucak” olmadığını, Üzmez'in, “Maddi yükleri üstüme kaldı, problemlerini kucağımda buldum” yollu cümlelerinin bir soru haline getirilerek karşı tarafa yedirildiğini...
Livaze'nin de, buradaki “kucak” lafını alıp, “Niye kucağına alıyorsun ki”ye getirdiğini görebilirler.
“Problemlerini kucağımda buldum” cümlesini, hele mevzu böylesine “pis” ise istediğiniz gibi kullanabilirsiniz değil mi?..
Niyete bağlı,
“Sabah sabah Sanem'in marifetlerini kucağımda buldum!..” cümlesinden mesela...
Türet türetebildiğini!..
•
Garip bir tarzı var Sanem'in... Son zamanlara kadar Üzmez hakkında iyi şeyler düşündüğünü, lakin cezaevinden çıktıktan sonraki açıklamalardan dolayı hayli içerlediğini söyleyen kadını, “Samimi cevaplar verecekseniz devam edelim bu röportaja. Aksi takdirde mânâsı yok konuşmanın!” diyerek tehdit ediyor alenen...
Böyle söyleşi mi olur?..
“Benim arzu ettiğim doğrultuda konuşmassan çeker giderim” ?.. Bu ne biçim bir söyleşidir?
Tabiî kadının da, “Gidersen git kızım” diyememesi de ilginç!..
Okuyan da sanacak ki, çuvalla para almış!..
Bu arada... Kadın ve kocası, olan bitenden sonra İnegöl'den kaçıp Ankara'ya sığınmış...
Maksat, biraz iz kaybettirmek, unutturmakmış!..
Söyleşi için randevu almayı başaran Erhan, bu inceliği göz önünde bulundurarak, ailenin hangi şehre yerleştiğini gizli tutmayı düşünmüş.
Lâkin kartel bu; dinler mi?..
İşte, hem “babasının yakın arkadaşına”, hem de “kendisine yardımda bulunan” bir meslektaşına kelek atmaktan çekinmeyen Kartel'deki Sanem, kadının ve ailesinin yeni şehrini deşifre etmek suretiyle... “Livaze”ye de yamuk yapmış!..
Yeni komşuları görmeyecek mi bunları?..
Ne yapacaklar şimdi, Ankara'yı da mı terk edecekler?..
Bir şehirden diğerine taşınmak kolay mı?..
Az para mı gider bu işlere?..
Bilemem; Sanem'in patronu, bu masrafı karşılar mı?
REZALET 5:
"TALİPOĞLU: VATAN'A HİÇBİR AÇIKLAMA YAPMADIM. MEDYATAVA'YA AÇIKLAMA YAPTIM. ONDA DA VALLAHİ BİLLAHİ HABERVAKTİM'İN ADI DAHİ GEÇMEDİ"
Vatan, Talipoğlu'nun Habervaktim'e yaptığı açıklamayı inkar ettiğini öne sürerek, haberi ısrarla Vakit'te yayınlanmış gibi gösterdi.
"Tayfun Talipoğlu" haberinin habervaktim.com'da yayınlanmış olmasına rağmen "Tayfun Talipoğlu'dan Vakit'e yalanlama" başlığını kullanarak haberin yayınlandığı yayın organını çarpıtmakta ısrar eden Vatan gazetesi, ilgili haberin ayrıntılarında kullandığı Tayfun Talipoğlu açıklamaları ile bir başka rezilliğe imza attı. Kendisini aradığımız Talipoğlu, Vatan gazetesine hiçbir şekilde açıklama yapmadığını, gün içerisinde açıklama yaptığı tek basın kuruluşununun medyatava.com olduğunu, medyatavaya yaptığı açıklamada ise Vakit'in adını ağzına almadığını söyledi. Talipoğlu, "Ben Vatan'a açıklama yapmadım. Medyatava'ya açıklama yaptım. Onda da vallahi billahi Vakit'in adı dahi geçmedi. Vakit gazetesi beni, yeri geldiğinde destekleyen bir gazetedir. Nasıl aleyhinde konuşurum." demesine rağmen Vatan gazetesi, Talipoğlu kendilerine açıklama yapmış gibi haber hazırlayarak "Tayfun Talipoğlu'dan Vakit'e yalanlama" başlığıyla haber yaptı.
Yener Dönmez/habervaktim.com
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.