Orhan Akalın:Sözün anlamını yitirdiği ülke!

Orhan Akalın:Sözün anlamını yitirdiği ülke!
Orhan Akalın,MHP'nin olağanüstü genel kurultayına dair çok çarpıcı tespitlerde bulundu.

İşte Akalın'ın "Sözün anlamını yitirdiği ülke!" başlıklı yazısı..

“Türkiye’nin milli meselelerde en hassas partisi hangisidir?” diye sorsam; şüphesiz hepimizin ortak cevabı “MHP” olur.

Adı üstünde Milliyetçi Hareket Partisi… Üstelik MHP lafta değil terörle mücadele gibi milli meselelerin tümünde pazarlıksız bütün hükümetlere destek olarak icraatta da ismiyle müsemma bir parti olduğunu ispatlamıştır. 

Peki bu partinin Genel Başkanı bugünkü grup toplantısında ne dedi?

Bahçeli’nin ifadesi bire bir şöyleydi:

“Türkiye'nin bir bölgesi resmen bıçak altına yatırılmış, bölünme ameliyatına alınmıştır. Hainler, bunlara destek veren mahfiller ur gibi etrafımızı sarmışlardır.”

Bahçeli’nin çözüm olarak da çağrısı şöyleydi:

“Ülkemizin bu yükü taşımaya tahammülü kalmamıştır. Milli seferberlik ruhuyla harekete geçmek kaçınılmayacak bir sorumluluktur. Türkiye'nin içeriden ve dışarıdan çökertilmesi için yürütülen çalışmalara karşı ilgisiz kalmak tarihin affedemeyeceği bir gaflet olacaktır. Gün ayağa kalkma günüdür.”

Evet Türkiye’nin en milliyetçi partisinin lideri ülkenin kaderiyle ilgili bir tespit yaptıktan sonra bir de çağrıda bulunuyor ve diyor ki: “Gün ayağa kalkma günüdür!”

Peki ayağa kalkan bir Allah’ın kulu var mı?

Ben göremedim. Gören varsa bana da haber versin lütfen.

İşte bu yüzden diyorum ki; “sözün anlamını yitirdiği ülke Türkiye’dir!”

Sanki üzerimize ölüğü toprağı serpilmiş. Gözler körelmiş, kulaklar sağır olmuştur. Görmüyoruz, duymuyoruz, hissetmiyoruz.

Ruslar Kırım’ı ilhak edip topraklarına katmış bizden tık yok!

İsrail 10 vatandaşımızı katletmekle kalmamış, gelip burnumuzun dibindeki Kıbrıs’ın enerji kaynaklarına çökmüş bizden tık yok!

Daha da pervasızlaşan Siyonistler, ilk kıblemiz olan ‘peygamber emaneti’ Mescid-i Aksa’yı postallarıyla tepelemiş bizden yine tık yok!

Gelelim sınırlarımızın içine…

Devlet beyin grup toplantısında “Türkiye'nin bir bölgesi resmen bıçak altına yatırılmış, bölünme ameliyatına alınmıştır.” ifadesini biraz açalım…

Hatırlarsanız eğer geçen hafta ABD Dış İşleri Bakanlığı’nın 3 numarası ve aynı zamanda Obama’nın Özel Temsilcisi McGurk Ayn el Arap’ı ziyaret etti. Yani şu bizim sınırlarımızı Peşmerge’ye kullandırtılarak kurtarılmasına yardımcı olduğumuz diğer adıyla Kobani’ye…

Neymiş derdi Gurk’un? IŞİD’in elindeki Rakka öyle mi?

Buna kargalar bile güler!

Büyük Şeytan’ın bugüne kadar gizlediği niyeti Gurk’un ziyaretiyle ayan beyan ortaya çıkmıştır…

Gurk Rakka’yı değil Cerablus-Azez ve Minbic bölgesinin kurtarılması için bölgedeydi.

Çünkü tıpkı Kuzey Irak gibi Kuzey Suriye’nin de kurulması için Cerablus ve Afrin arasındaki sınır bölgelerinden yani Azez-Mare hattından muhalifler ile IŞİD’in sökülüp atılması gerekiyor.

Böylece Kuzey Suriye’nin tamamı PKK’nın Suriye koluna terk edilmiş olacak.

ABD IŞID’le mücadele adı altında PYD’ye silahla donatıyor. Bu silahların önemli bir kısmı da sınırlarımız içerisindeki PKK’ya gönderiliyor. Bölücü hain örgüt ABD menşeili otomatik roketatarlarla adeta cirit oynuyor. Şehitlerimizin sayısını unutur olduk.  

İşte Bahçeli’nin “ameliyat masası” dediği budur.

Yine aynı soruyu soruyorum.

Neden bir Allah’ın kulu ayağa kalkmıyor? Neden hiçbir sözün anlamı yok? Neden bütün sözler anlamını yitirdi…

Bu soruların cevabı basit aslında.

Ameliyat yapmak isteyenlerin bizi öyle kuru kuruya mı masaya çektiklerini zannediyoruz?

Ameliyattan önce “anestezi” diye bir birim var! Bizi önce anestezi odasına çektiler.

Bu kadar anesteziyi yiyen hangi vücut ayağa kalkabilir?

Bahçeli’ninki de iş işten geçtikten sonra berhava bir çağrı işte.

Bu kadar morfinden sonra kim kalkabilir ayağa?

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.