Şehit eşinin isyanı: Vurulsaydım da görmeseydim

Şehit eşinin isyanı: Vurulsaydım da görmeseydim
Aynı anda farklı yerlerde açıklama yapan İsrail Başbakan'ı Netenyahu ve Başbakan Yıldırım farklı şeyleri söyledi. Mavi Marmara’da şehit olan Çetin Topçuoğlu’nun eşi ise “İmzaları atanları Allah’a havale ediyorum. Bu utancın altında kalacaklar” dedi.

Başbakan Binali Yıldırım, terör devleti İsrail ile yapılan anlaşmaya ilişkin iki kritik soruyu geçiştirdi. İşte yanıt alınamayan o sorular: Mavi Marmara katili komutanların yargılamasının önüne geçilecek mi?, İsrail, bu anlaşmayla Türkiye üzerinden doğalgazını satacak mı? Başbakan Binali Yıldırım mevkidaşı Netanyahu gibi dün saat 13.00’te kameralar karşına geçti. Yıldırım, 6 yıl önce Mavi Marmara’da şehit edilen 10 Müslüman Türk’ün ardından bozulan ilişkilerin iki ülke arasında yapılan anlaşmalarla normalleştiğini duyurdu. Başbakan, anlaşma ile İsrail’den özür dilettirildiğini, ‘şehit ailelerinin hemen her defasında karşı çıktığı’ 20 milyon dolarlık tazminatı kabul ettiklerini ve ‘ablukanın’ Türkiye öncülüğünde bitirildiğini dile getirdi. Başbakan Yıldırım, Gazze’ye 10 bin tonluk ilk yardımın da, cuma günü Mersin’den hareket ederek, İsrail kontrolündeki Aşdod Limanı’na gönderileceğini duyurdu. Yardımlar İşgal ordusunun denetiminden geçerek, Gazze’deki Müslüman kardeşlerimize ulaştırılacak. 

‘KISA SÜREDE BİTİRİLECEK’

Yıldırım’ın üzerinde durduğu bir diğer konu, İsrail ve Türkiye büyükelçilikleri oldu. Başbakan bu konuyla ilgili olarak, “En kısa sürede büyükelçiler atanacak. Anlaşma yarın (bugün) imzalanacak ve daha sonra meclis onayı sağlanacak. Bundan sonra takvim başlayacak. İsrail’e kimin büyükelçi olarak atanacağı konusuna gelince; isim çok. Dışişleri Bakanlığı en uygun adayı atayacaktır” ifadelerini kullandı. 29 Kasım 2015’ten itibaren sürdürülen görüşmelerde şehit ailelerinin fikrinin çok uzun zamandır alınmadığını da itiraf eden Binali Yıldırım, şöyle devam etti: Şehit aileleri ile görüşmeler uzun zaman önce yapıldı. Gerekirse bir daha yapılır. 20 milyon dolarlık tazminat da İsrail tarafından bir kerede Türkiye’ye havale edilecek ve Türkiye Devleti tarafından şehit ailelerine dağıtılacak. 

ÖNEMLİ SORULAR CEVAPSIZ

Başbakan Yıldırım, basın açıklamasının tamamlamasının ardından geçilen soru cevap bölümünde ise bazı sorulara cevap vermekten kaçındı. Bu sorulardan ilki, Mavi Marmara katliamına ilişkin açılan davaların, önüne geçilip geçilmeyeceği konusuydu. Söz konusu soruyu tazminat maddesini hatırlatarak geçiştiren Yıldırım, Mavi Marmara katillerinin yargı karşısında hesap vermeyeceği iddialarını da kısmen doğrulamış oldu. Başbakan’ın cevap vermekten kaçındığı bir diğer soru ise İsrail’in Doğu Akdeniz’deki doğalgazıyla ilgiliydi. İsrail ekonomisine muazzam bir katkı yapacak bu gelişmeye, Türkiye’nin aracı olup olmayacağı ile ilgili sorular da Yıldırım’ın sessizliği ile cevaplandı.

SORU: FİLİSTİN’DE AKAN KAN DURACAK MI?

CEVAP: BİZ BİR ATEŞKES İMZALAMADIK


Binali Yıldırım, anlaşmanın İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırıları ve Hamas’la işgal güçleri arasındaki çatışmaları engelleyip engelleyemeyeceğinin sorulması üzerine şu ifadeleri kullandı: Biz ateşkes anlaşması falan imzalamıyoruz. Biz Türkiye ile İsrail arasında ilişkilerin normale dönüştürülmesi konusunda bir mutabakata vardık. Bizim şartlarımız, Türkiye’den özür dilenmesi, Mavi Marmara’da hayatını kaybedenlere tazminat ödenmesi ve Filistin’e, Gazze’ye erişimdeki zorlukların ortadan kaldırılmasıydı. Olay bundan ibarettir.

ABLUKA KALKMAYACAK PARA İSRAİL’E AKACAK

Terör devleti İsrail’in Başbakanı da tıpkı Binali Yıldırım gibi saat 13.00’te kameralar karşısındaydı. Yıldırım’ın cevaplamaktan kaçındığı sorulara o net cevap verdi. “Gazze’ye deniz ablukası aynen kalacak” diyen Netanyahu, “Doğalgazı da Avrupa’ya ulaştıracağız” ifadelerini kullandı. İsrail Başbakanı Netanyahu, İtalya’nın başkenti Roma’da düzenlediği basın toplantısıyla, Türkiye ile yaptıkları anlaşmanın detaylarını açıkladı. Netanyahu’nun açıklamalarındaki bazı kısımlar, Başbakan Binali Yıldırım’ın söylemleriyle önemli oranda çelişti. Başbakanlığı döneminde, Filistinlilere kan ağlatan, Gazze’yi açlık ve susuzluğa boğan, Müslüman katillerini evinde ziyaret edip sahip çıkan Netanyahu’nun anlaşmaya ilişkin ilk yorumu, “Bu anlaşma, Ortadoğu’da istikrar sağlanmasına yardımcı olacak” oldu.

ABLUKAYA DEVAM 

Katil Başbakan asıl bombayı ise konuşmalarının devamında patlattı. Netanyahu, Başbakan Binali Yıldırım’ın “Gazze ambargosu, bizim öncülüğümüzde son bulacak” şeklindeki sözlerine karşın, “Türkiye ile anlaşmamız sonrasında da İsrail’in Gazze’ye uyguladığı savunma amaçlı deniz ablukası devam edecek” ifadelerini kullandı. Binyamin Netanyahu, Türkiye’den gönderilecek insani yardımları mutlaka denetimden geçireceklerinin altını çizerek, İsrail limanlarından geçmeyen hiçbir yardımın Gazze’ye ulaşamayacağını dile getirdi. İsrail lideri, Gazze’ye yönelik ablukaya ilişkin olarak şu cümleleri kurdu: Bu, bizim için en önemli güvenlik konusu. Bundan ödün vermeye hazır değildim. Hamas’ın güçlenmesine engel olmak için hayati öneme sahip. Abluka, olduğu gibi kalacak.

YİNE HAMAS’I HEDEF ALDI

Netanyahu, uzun süredir tartışılan Hamas konusu ile ilgili de oldukça iddialı cümleler kurdu. Anlaşmadan sızan detaylar arasında oldukça dikkat çeken bu konu; Hamaslılara Türkiye’de seyahat kısıtlanması getirilmesi ve İstanbul’daki büroların kapatılması gibi konuları kapsıyordu. Türk tarafı bu iddiaları kesinlikle yalanlayarak, “Hamas masada değil” açıklaması yapmıştı. Ancak dün Netanyahu bir kez daha Hamas’ı işaret etti ve “Türkiye topraklarından İsrail’e yönelik terörist faaliyetlere izin vermeyeceğiz” ifadelerini kullandı.

İSRAİL EKONOMİSİNE MUAZZAM ETKİSİ OLACAK

Başbakan Binali Yıldırım’ın cevap vermekten kaçındığı, Siyonist’i ihya edecek doğalgaz konusunu Netanyahu açık ve net bir şekilde yanıtladı. Katil Netanyahu, bu anlaşmayla, İsrail doğalgazının Türkiye üzerinden Avrupa’ya ulaştırılmasına imkan verileceğini söyledi. Siyonist Başbakan, Tel Aviv’i dolara boğacak anlaşma için, “İsrail ekonomisi üzerinde muazzam etkileri olacak, ki bu sıfatı iyice tarttıktan sonra kullanıyorum” yorumu yaptı. Akdeniz’deki piyasa değeri 700 milyar doları bulan doğalgaz, uzun süredir İsrail’in Avrupa’ya satma hayalleriyle bekliyordu. Anlaşma sonrası hayata geçirilecek boru hatlarıyla doğal gaz Türkiye üzerinden Avrupa’ya gönderilecek. Türkiye de İsrail’in en yağlı müşterilerinden biri olacak.

TÜRKİYE’YE HİÇBİR FAYDA SAĞLAMAZ

BBP Türk ve İslam dünyasından sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Ahmet Gürhan: Kudüs’e yaklaşık bir buçuk ay önce gitmiş ve orada yaşananları görmüş biri olarak konuşuyorum; İsrail istihbarat kuruluşu tarafından biz havaalanında gözaltına alındık. Müslüman kardeşlerimizin nasıl yaşadığını, ibadethanelere sokulmadığını gördük. Daha dün siz bir arabada susuz bırakılan Filistinli bir kadının ne şekilde öldürüldüğünü gördükten sonra İsrail ile nasıl bir anlaşma imzalarsınız. Zulüm var, işkence var, işgal var. İsrail ile yapılacak bir dostluk anlaşmasının Türkiye’ye ve hiçbir İslam ülkesine fayda sağlamayacağını sadece bunların göstermelik olduğunu, çevremizde hiçbir dostumuz kalmadığı için İsrail’e yanaşmak gibi zihniyet içerdiğini görüyoruz.

GÖZYAŞLARININ KARŞILIĞI OLAMAZ

Mavi Marmara avukatlarından Burak Turan: Bıçak kemiğe dayandı. Şehit aileleri bağırıp çağırmak istiyor. Bu anlaşmadan dolayı hepsi perişan oldu. Bizler de perişanız. Bu meseleyi bilip de perişan olmamak elde değil. Şimdi 20 milyon dolar tazminat için zil takıp oynayacağız mı? Ben size yaptığımız görüşmelerde şehit ailelerinden birinin söylediğini söyleyeyim: “Benim zekâta kesinlikle ihtiyacım yok. Ben bu hükümete zekâtımı vereyim de analarının ak sütü gibi kullansınlar. O para kızımın gözyaşlarının karşılığı olamaz.” Şunu açık ve net bir şekilde ifade etmem gerekir ki ailelerin tamamı bu parayı reddedecekler. İsrail’in verdiği bu para asla ve asla şehit aileleri tarafından kabul edilmeyecek.

İSRAİL’LE ÖRTÜNEN ÇIPLAK KALIR

İnsan Hak ve Hürriyetleri İnsani Yardım Vakfı (İHH), anlaşma sonrası internet sitesinden oldukça sert bir açıklama yaptı. Netanyahu’nun zafer edasıyla yaptığı konuşmayı eleştiren İHH, Gazze’ye uygulanan ablukanın devam edecek olmasını da ‘kabul edilemez’ olarak yorumladı. Hükümete, “Bundan sonra uluslararası sularda Türkiye vatandaşlarını İsrail’den kim nasıl koruyacaktır?” diye soran insani yardım kuruluşu, davaların kesinlikle geri çekilmeyeceğinin de altını çizdi. İHH açıklamasını şu sözlerle tamamladı: Umarız ki İsrailli katillerin affedileceği anlamına gelecek olan böyle bir mutabakat TBMM tarafından onaylanmaz. Sözümüzü bir Filistin deyişiyle bitiriyoruz; ‘İsrail’le örtünen çıplak kalır.’”

HAMAS’TAN ANLAŞMAYA TEPKİ

TÜRKİYE-İsrail ilişkilerinin normalleştirilmesine yönelik anlaşmaya Hamas’tan tepki geldi. Anlaşmayı onaylamadığını açıklayan Hamas, “İşgalci rejimle ilişkilerin normalleştirilmesi mutlak şerdir” ifadelerini kullandı. Filistin’de yayın yapan haber ajansı Naba’ya konuşan Hamas Dış İlişkiler Sorumlusu Usame Hamdan, anlaşmanın bir parçasıymış gibi yansıtılmaktan oldukça rahatsız olduklarını da dile getirdi. Hamdan, “Bu kararın Hamas’la hiçbir ilişkisi yoktur ve Hamas bunun kendi onayıyla gerçekleştirildiğini reddetmektedir” şeklinde konuştu. Hamdan, Hamas Siyasi Büro Şefi Halid Meşal’in anlaşmaya ilişkin detayları Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’la yaptığı görüşmede öğrendiğini ifade etti.

BU AK PARTİ HÜKÜMETİNİN SONU OLUR

Saadet Partisi Genel Başkan Yardımcısı İlyas Tonguç: İsrail’in sicili bozuktur, sicilli bozuk olan terör uygulayan, göz göre göre soykırım yapmaktan geri durmayan ve her türlü zulmü yapabilen zihniyetteki insanlarla asla oturup anlaşmaya varılamaz. Bu AK Parti hükümetinin sonu olur. Çünkü bu memlekette İsrail ile oturup kalkan hangi hükümet olduysa ayakta kalamamıştır. Millet bunun hesabını sorar. Akıllarını başlarına alıp vazgeçmeliler. Bu kadar ‘One Minute’ dedikten ve mavi Marmara hadisesi yaşandıktan sonra bir takım suni şeylerle bu insanları kandıramayacaklarını bilmeleri lazım. 3-5 kuruşa bu iş kapatılamaz. Ne olursa olsun böyle bir anlaşmanın yapılması doğru değil, İsrail’in bu anlaşmaya uyması da mümkün değildir.

DAVALARI DÜŞÜRMEK ANAYASAYA AYKIRI​

Mavi Marmara avukatlarından Uğur Yıldırım: Davaların düşürülmesi gibi bir konu gündemde. Bu hukuk tekniği açısından mümkün değil. Kişi veya gruba özel af çıkarılması anayasaya aykırıdır. Bununla ilgili meclise gelebilecek her anlaşma kanı dökülmüş mazlumların çocuklarının ve ailelerinin rızası olmadan imzalanmış olacaktır. Alınacak para ya da tazminat tamamen hukuki bir haktır. Ceza soruşturması ise farklıdır. Para veya tazminat ödenmesi ceza davasının düşmesi anlamına gelmez.  Mavi Marmara mağdurları sadece şehit yakınları değildir. Bu gemiye binen herkes gaspa ve cinayete uğramıştır. En basit hesaplamalarla bile tazminat için 1 milyar dolar rakamından bahsetmemiz gerek.

TÜRKİYE’NİN KAYBETTİĞİ ORTADADIR​

Erbakan Vakfı İstanbul Şube Başkanı Hüseyin Terzi: Bu anlaşmayla Türkiye’nin kaybettiği ortadadır. Görünen köy kılavuz istemiyor.  Erbakan hocamızın da belirttiği gibi, İsrail güçten anlar. Bu günlerde günübirlik yardım konvoylarının Gazze’ye girişi olacaktır. Bunların fotoğrafları paylaşılacaktır. Ancak ne Gazze’deki Filistinlilerin ne de diğer bölgelerdeki Filistin halkının herhangi bir derdine derman olabilecek bir anlaşma değil. Bu manada Mavi Marmara’nın ruhuna aykırı bir hareket ortaya konulmuştur. Neticede Mavi Marmara, Gazze ambargosunun kalkması adına yapılan bir çalışma ve verilmiş bir mücadeleydi. Şu an için ambargonun kalkışı kesinlikle söz konusu değil. Yardımlar yine aynı şekilde İsrail tarafından kontrol edilerek, onların uygun göreceği tarih ve zamanlarda Gazze’ye girecek. Haliyle kazanılan bir şey yok.

HEP ÜSTTEN BAKTILAR

İsrail-Türkiye arasındaki kriz, Davos’ta 3 Ocak 2009’da, dönemin başbakanı Recep Tayyip Erdoğan’ın dönemin İsrail Cumhurbaşkanı’na tepkisi ya da bilinen adıyla “One minute” krizi ile başladı.  Sebebi 2008 ve 2009’da İsrail’in Gazze’ye operasyonları oldu. Türkiye, İsrail’in Gazze şeridi politikalarını “Devlet destekli terörizm” diye tanımladı. On binlerin katiline tepkisini gösterdi. Ocak 2010’daki “alçak koltuk” krizi de gerilimi tırmandıran unsur oldu. İsrail Dışişleri Bakan Yardımcısı, ‘Kurtlar Vadisi’ dizisine tepki için parlamentoya çağırdığı Büyükelçi Çelikkol ile görüşmesinden önce gazetecilere İbranice ‘Bizim yüksek, onun daha alçak bir koltukta oturduğuna dikkat çekerim’ ifadelerini kullandı. Olay sonrası Ankara ile Tel Aviv arasında büyük bir gerginlik yaşandı. 31 Mayıs 2010’da İsrail askerleri Mavi Marmara gemisine uluslararası sularda operasyon düzenledi. İşgal askerleri, 10 Müslüman Türk yardım gönüllüsünü şehit etti. Bu olay iki ülke arasındaki ilişkilerin kopmasına neden oldu. 

‘BU UTANCIN ALTINDA KALACAKLAR’​ 

Mavi Marmara’da şehit olan Çetin Topçuoğlu’nun eşi Çiğdem Topçuoğlu, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ‘Söz sahibi kan sahibidir’ sözlerini hatırlattı, “İmzaları atanları Allah’a havale ediyorum. Bu utancın altında kalacaklar” dedi. Mavi Marmara’da şehit olan Çetin Topcuoğlu’nun eşi Çiğdem Topçuoğlu, Türkiye ile İsrail arasında yapılan barış anlaşmasına ilişkin Vahdet’e özel açıklamalarda bulundu. “Çok üzgünüm” diyen Topçuoğlu, “Yapılan, kandırmacadan başka bir şey değil. Gazze’deki abluka kalkmamıştır. Sadece Türkiye şuan garantörlük vazifesi görüyor. Limanlar özgür değil. Şimdi ben elimi kolumu sallaya sallaya Gazze’ye gidebilecek miyim? Davalarımızın devam etmesi noktasında hassasiyetimiz söz konusu. Davalarımızın devam etmesini istiyoruz. Cumhurbaşkanımızın bize bir sözü vardı: ‘Söz sahibi kan sahibidir’ demişti. Bu sözünü yerine getirmesini istiyorum” dedi. 

baylyksyz-5_kopya_22.jpg

ALLAH’A HAVALE EDİYORUM

Şehit eşi Çiğdem Topçuoğlu , “İsrail’e daha önce şart koşulan şehit ailelerine vermesi gereken tazminat, tazminat şeklinde değil de bir vakıf aracılığı ile bağış olarak veriliyor. Bu şekildeki bir durumu şehit ailelerimizden hiçbirimiz istemiyoruz. Bizi istediği gibi öldürüp de bağış olarak para vermesi kabul edilebilir bir durum değil. İşin hukuki boyutuna baktığımızda davaların düşmesi de söz konusu değil. Ancak aynı, bu anlaşmayı yaptıkları gibi onu da oldubittiye getirecekler. Devlet bugüne kadar bizi karşısına alıp bir kere sormadı, şu olacak bu olacak fikriniz nedir diye” şeklinde konuştu.Topçuoğlu son olarak şunları söyledi: “Bu anlaşmayı benim aklım almıyor. Dua edelim yüzyıllar sonra çocuklarımızın yüzüne bakabileceğimiz bu kara lekeyi inşallah bizler üzerimize almayız.  Ama bu utancın altında kalacaklar. Allah’a havale ediyorum bu anlaşmanın altına imza atanları.”  

28-vahdet-01_kopya.jpg28-vahdet-08-09_gobek_kopya.jpg

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.