O Üst Akıl Amerika: Kökü kazınmadıkça bataklık kurutulamaz

O Üst Akıl Amerika: Kökü kazınmadıkça bataklık kurutulamaz
Milli Gazete Genel Yayın Yönetmeni Mustafa Kurdaş, FETÖ darbe girişiminin üstündeki üst aklın Amerika olduğunu belirterek, bunun adı konulup içimizdeki Amerikancılığı söküp atmadıkça bataklığın kurutulamayacağını söyledi.

FETÖ darbe girişiminin "üst akıl" projesi olduğu belirtilirken, bu üst akılın adının konulmaması tartışılıyor.  Milli Gazete Genel Yayın Yönetmeni Mustafa Kurdaş, o üst aklın Amerika olduğunu belirterek, bunun adı konulup içimizdeki Amerikancılığı söküp atmadıkça bataklığın kurutulamayacağını söyledi.​

İşte Mustafa Kurdaş 'Aman ha ABD’yi üzmeyelim!' başlıklı yazısı..

Darbe gündemine bir başka pencere açacağız bugün. Ama önce bir geçiş analizi okuyacaksınız...

Türkiye’deki askeri darbeler tarihine baktığımız zaman, darbelerin gelişimi ile ilgili asla dikkatimizden kaçırılmaması gereken sonuçlardan birisi; darbelerin dış güçlerin özellikle de Amerika Birleşik Devletleri’nin Türk Silahlı Kuvvetleri’ni yönlendirmesi ve cesaretlendirmesiyle olduğu yönündedir. Darbeler üzerinde çeşitli dış güçlerin farklı derecede etkileri olmakla birlikte, darbe ortamının oluşmasında iç dinamikler de gözardı edilemez elbet. Zira, iç dinamikler darbeyi meşru kılacak ortamı hazırlamadığı, planlandığı gibi ve de kararlı bir  şekilde yürütmediği durumda dış güçlerin darbelerde yönlendirici olması neredeyse imkânsızdır.

Bir darbe tahlilinde ne sadece iç dinamikler üzerinden yürüyebiliriz, ne de sadece dış dinamikler üzerinden sonuca varabiliriz. 15 Temmuz darbe girişimini yalnız “iç dengeler” üzerinden okumak eksik kalır. Olayı dışarıdan da okumak/anlamak gerek.

Fotoğrafın küçüğü; bir milleti iç savaşa sürükleyecek ve daha önce hiçbir yerde denenmemiş bir metotla yapılan bu darbe girişimini bir iç politika oyunu olarak algılamaksa eğer…. Fotoğrafın büyüğü: Bu darbe girişimi  Batı Haçlılarının/Siyonizmin/Üst aklın/Küresel efendilerin devletimizi yıkmaya, ordumuzu zayıflatmaya, milletimizi sindirmeye yönelik bir operasyonudur. Mesele bir iç politika oyunu değildir. BOP sürecini, Arap Baharı aldatmacasını bir kenara bırakamayız. 5765 yıllık bir Siyonizm öğretisinin varmak istediği Büyük İsrail projesini ise asla yok sayamayız. Bölgenin en güçlü ordusunun zayıf düşürülmesi ve tasfiye edilmesi gerekiyorsa… Bu aziz milletin umutsuzluğa sevk edilmesi, sindirilmesi gerekiyorsa.. Bu gerekleri kaçınılmaz gören gücün girmeyeceği ittifak, kalkışmayacağı bir saldırı olamaz. Büyük fotoğrafı görmeden atılacak her adım Allah muhafaza yarın daha büyük felaketlere kapı aralayacaktır.

“AMAN ABD’Yİ ÜZMEYELİM” HASSASİYETİ

Şimdi penceremizi aralayalım yavaş yavaş..

15 Temmuz gecesinden sonra memlekette hemen herkesin “azami hassas” davrandığı tek bir husus kaldı: “ABD’yi üzmeyelim” hassasiyeti.

Aman ABD ile ilişkiler zarar görmesin…

Aman, ABD aleyhtarlığını körükleyecek çıkışlar olmasın..

Aman müttefikimiz, kadim dostumuz, stratejik ortağımız ABD ile sıkıntıya düşmeyelim…

Aman NATO üyeliğimiz tehlikeye girmesin…

Yazılan makalelerde satırlara düşen her kelime, yapılan açıklamalarda ağızdan çıkan her cümle “kuyumcu tartısı” titizliğiyle tartılıyor: Aman haa, Amerika’yı kızdırmayalım! Sanırsınız ki, bu memleketin can-ı, cananı ABD.. Sanırsınız ki, ABD ve NATO bu milletin kökü, bu milletin varlık sebebi. Sanırsınız ki biz Azerbaycan onlar Türkiye.. Sanki; biz Kıbrıs, onlar Anavatan.. Sanırsınız ki, ABD olmazsa nefes alamayacağız, NATO olmazsa ayakta kalamayacağız! Bir ülkede, hele ki daha önce yaşanmış dört askeri darbeyi kaldırdığınızda altından ABD’nin çıktığı malum ülke Türkiye’de darbe olacak ama ABD konuşulmayacak! Üstelik bu darbenin de Pensilvanya’dan yönetildiğini bileceğiz, Pensilvanya’daki kişiyi on yıllardır misafir etmekte olan ABD’yi de peşinen masum sayacağız; saygıda, hürmette kusur etmeyeceğiz… Laf söylemeyeceğiz, söyletmeyeceğiz.. Tuhaf!

Darbe yıkımına ramak kalmışken büyük bir felaketten dönen ülkemde ABD’nin herkesçe itinayla korunması çok tuhaf!...

Türkiye’deki bütün darbelerin planlayıcısı, azmettiricisi ABD’nin 15 Temmuz gecesinde de var olduğunu hemen herkes kabul ediyor, ama kimse “gık” demiyor, diyemiyor. Kuş diliyle bile olsa ABD’yi işaret etmek adeta OHAL kuralı.

mustafa-kurdas.jpg

DARBEYE KARŞI EN GÜÇLÜ HAMLE İNCİRLİK ÜSSÜ’NÜN KAPATILMASIDIR

Bir iktidar eleştirisi yapıyor değiliz..Zira, lafımız sadece iktidara değil, Meclis muhalefetine de. Manşetlere ve ekranlara  düşen pay da var tabii.  Medyamız da ABD’yi saklama derdinde. Lafımız sadece ABD konusunda hassasiyeti elden hiç bırakmayan, ABD’yi ve batı şablonunu savunma reflekslerini her zaman zinde tutan medya gruplarına değil sadece. Batının yakın takibine giren, dünya medyasında büyük yankı bulan; hatta hemen akabinde ABD Genelkurmay Başkanını üsse getiren AGD’mizin öncülüğündeki İncirlik yürüyüşüne kör ve sağır kalan  gazetelerimize ve televizyonlarımıza da sözümüz.

Türkiye’nin bugün en çok ihtiyaç duyduğu hamlelerden birisi; “İncirlik Üssü kapatılsın” kampanyasının dalga dalga büyümesiyken, nasıl oluyor da “İslamcı”, “muhafazakar”, “müspet” medyamız bu konuda başını kaldırmıyor, meseleye hissiz kalıyor. Bu da çok tuhaf! Oysa İncirlik Üssü kapatılsın kampanyası, ABD’nin Türkiye’nin iade talebini hızlandıracak en önemli faktörlerin başında geliyor. İncirlik Üssü’nün ABD için ne kadar önemli olduğu bu üsse ardı ardına yapılan ziyaretler ortaya koymuyor mu! İncirlik üssü kapatılırsa, hem ülkemiz hem de ümmet coğrafyası büyük bir tehditten, beladan kurtulacakken susmak niye! 15 Temmuz darbe ihanetini nasıl “püskürttüyse” bu millet; önü açılır, imkan sağlanırsa ülkemizdeki 28 ilimizde konuşlanmış olan  ABD ve NATO üs ve askeri varlıklarını da sınırlarımızın dışına püskürtür. Bu yönde istenilecek kamuoyu gücünü bu millet her iktidara verir. Şu zamanda millet ve vatan uğruna yapılacak en güzel ve en güçlü hamle “İncirlik Üssü Kapatılsın” kampanyasıdır.

AMERİKAN KARŞITLIĞI EN ÜST SEVİYEDE VATAN SAVUNMASIDIR!

Amerika’yı ve Amerikancılığı içimizden söküp atmadığımız müddetçe, ne yaparsak yapalım bataklığı kurutamayacağımız tecrübeyle sabittir. İncirlik’teki Amerikan askeri üssünün kapatılmasını istemek “Amerikan karşıtlığı” değil aksine, darbeyle mücadeledir, en üst seviyede vatan savunmasıdır.  Kaldı ki, mesele Amerikan karşıtlığıysa da, bırakın bu millet ülkelerimizi işgal eden, BOP’u yürüten, İsrail’e hizmetkar Amerika’ya karşı çıksın. Sömürü dünyasının jandarması ABD karşıtlığının artması kimseyi rahatsız etmesin. Bataklığı gerçekten kurutacaksak eğer, önce damarlarımızda dolaşmaya başlayan, ruhumuzda iyiden iyiye çöreklenen, sinsice yüreklerimize dahi sızmakta olan Amerikancılığı söküp atmamız gerekiyor.

“ULUSLARARASI TOPLUM” KİMİN TOPLUMU

ÜST AKIL KİMİN AKLI

Dikkat ederseniz artık BM demiyoruz. Uzun zamandır dünyada olup bitenleri tanımlamaya, anlamlandırmaya çalışırken “Uluslararası toplum” diyoruz, “Üst akıl” diyoruz!.. Çünkü BM, artık fonksiyonunu tamamlamış bir 1 Dolar kuruluşudur... BM planlayıcı bir kuruluş değil, BM zorlayıcı, yaptırımcı bir kuruluş değil. 1 Dolar kuruluşları  (Siyonizm piramidindeki Gizli Dünya Devleti) planlıyor, yürütüyor.  BM’nin geçmişte yaptığı vazifeler şimdi ABD öncülüğünde kurulan “koalisyon güçleri” ne devredildi. Irak işgal edilirken BM kararlarıyla değil, Koalisyon güçlerince işgal edildi. 11 Eylül’den sonra da kimse BM’ye bir şey sormadı, “Koalisyon” devreye girdi ve Afganistan işgal edildi. Şimdinin küresel mefhumları “Uluslararası Toplum” ve “Üst Akıl”.. Kim bu “Uluslararası Toplum”.. Kimlerden oluşuyor Nedir bu Üst Akıl Kimin aklı, dünyaya şekil veriyor, emir veriyor, plan ve projeleri yürütüyor Siyonizm diyemediğimiz için “Uluslararası Toplum” diyoruz anlayacağınız!

 “ÜST AKLIN” AKLIYLA DEĞİL, MÜSLAMANIN AKLIYLA…

Ez cümle: Öyleyse bizler “Üst aklın” aklıyla değil, Müslümanın aklıyla, “Ümmetin aklıyla” hareket etmemiz gerekiyor. Zorba  ABD ve sömürgeci Avrupa’nın tecrübesiyle değil Selçuklu’nun, Osmanlı’nın adaleti temsil eden tecrübesiyle hareket etmemiz gerekiyor. Yeniden dirilişin, şahlanışın önündeki en büyük engelin, bizzat “üst aklın” bize aklettirdikleriolduğunu bilerek yolumuzu katedersek eğer, 15 Temmuz’daki milletin zaferini taçlandırmış oluruz.

Türkiye, ivedilikle “Aman ha ABD’yi üzmeyelim!” stratejisini terk etmeli. Darbe azmettiricisi Amerika’yı üzmezsek biz üzülmeye devam edeceğiz.

Ezeli ve ebedi noksansız olarak bilen sensin Allah’ım. Ya Rabbi! Bize imanın emrinde düşünen, imanın emrinde akleden bir millet şuuru nasip eyle. Amin.

Mustafa Kurdaş / Milli Gazete

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
4 Yorum